Kadrajdakiler: Bir varmış hiç yokmuş; Nadir Sarıbacak

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için 'Yıldız Sineması'nda bu hafta Nadir Sarıbacak'ı ve filmografisini yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Bir varmış hiç yokmuş misali birkaç yıldır kendisinden haber alamadığımız, adı türlü siyasi polemiklerle anılan Nadir Sarıbacak, tam da artık kendisini özlediğimiz ve bir şekilde yeniden oyunculuğa dönmesini istediğimiz bir zamanda, Amerika'da rol aldığı Leylak adlı kısa filmdeki rolüyle Tribeca (Asia Short Shorts) Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.

Yaklaşık dört yıl aradan sonra onun böylesi güzel bir haberle geri dönmüş olması kendisini ne kadar mutlu ettiyse doğrusu beni de o kadar mutlu etti.

Bu yeni projenin onun için güzel başlangıçlara vesile olması ümidiyle kendisini sıcağı sıcağına bu hafta yeniden kadraja alayım istedim.


Bir varmış hiç yokmuş; Nadir Sarıbacak
 

Fotoğraf Yiğit Günel - b.jpg
Nadir Sarıbacak / Fotoğraf: Yiğit Günel

 

Her ne kadar doğum günlerini hizmet aldığı servislerin robot mesajları dışında kimsenin hatırlamadığından dem vursa da tiyatro ve sinema oyuncusu Nadir Sarıbacak ile doğum günümüzün birbirine çok yakın olduğunu öğrendiğimde, ortak bir yanımızın olmasının verdiği bir duyguyla yüzümde hafif bir tebessüm belirdi.

Ailenin tek çocuğu olarak 14 Eylül 1977'de dünyaya merhaba diyen Nadir Sarıbacak Ankara'da doğmuş.

Tek çocuk olmanın avantajları ve dezavantajlarıyla büyüyen Nadir Sarıbacak daha ilkokuldayken oyuncu olmayı kafaya koymuş.

Ama çocukken kurduğu hayaller ile devletçi bir gelenekten gelen ailesinin dayattığı gerçekler ilerleyen yaşlarda çakışınca kendisini başka bir maceranın içinde bulmuş.

Ailesi o zamanlar sigortalı bir işi, düzenli bir maaşı olsun diye memur olmasını isteyince kafası karışan Nadir Sarıbacak onların isteğini kıramayıp öğretmen olmaya karar verince Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin Türkçe Öğretmenliği bölümüne kayıt olmuş ve bölümden mezun olduktan sonra bir okulda öğretmen olarak işe başlamış.
 

 

Hayaller ve gerçekler

İlk tayini ile birlikte İstanbul'a taşınan Nadir Sarıbacak mezun olduktan sonra üç yıl bu mesleği yapmayı sürdürmüş ama nihayetinde bu işin onu mutlu etmediğini görünce pes ederek kendini hayallerine teslim etmiş.

Ailesinin eline çok istedikleri diplomayı verdikten sonra üç yıl boyunca çalıştığı okuldan istifa edip oyunculuk eğitimi almak için Akademi İstanbul'a giriş yapmış.

Bu arada 2000-2002 yıllarında Avcılar Belediye Tiyatrosu'nda oyunculuk yapmaya başlamış.

Bu zamanlar onun için elbette zorluklarla geçmiş; evini kapatmak zorunda kalmış, ama en azından bekar olmanın avantajlarıyla bu süreci ailesinin de desteğiyle sürdürmeye kararlıymış.

Bu süre içinde hep iyi insanlarla karşılaştığını dile getiren Nadir Sarıbacak, Işıl Kasapoğlu, Tilbe Saran ve Şebnem Sönmez gibi ustalardan aldığı eğitimlerin yanı sıra onların hem manevi hem de maddi destekleriyle üç yıl bu Akademi'de okumuş ve 2004 yılında tiyatro bölümünden mezun olmuş.

Daha sonra 2004-2006 döneminde Bahçeşehir Üniversitesi'nin İleri Oyunculuk Master Programı'ndan derecesini almış.

Burada yüksek lisans yaparken sonrasında aralarında sıkı bir bağ gelişen Çetin Sarıkartal ile tanışmış; Çetin Sarıkartal ve Haluk Bilginer gibi isimler onun bu yolculuğunda ufkunu açmasını sağlamış.

Akademi İstanbul, Bahçeşehir Üniversitesi'nde yüksek lisans derken bu arada yuvam dediği Semaver Kumpanya'ya adım atmış ve on yıl boyunca burada pek çok tiyatro oyununda rol almış.
 

 

Küçük dev adam

Onunla tanışma imkânı bulan herkes, içinde bulunduğu tüm filmleri güzelleştiren bu küçük ama dev adamın ne kadar mütevazı ve mahcup bir adam olduğundan bahseder.

Sitemkâr ve kırılgan yapısı nedeniyle eleştirilerle baş etmekte zorlanıyormuş gibi görünmesine rağmen kendini sürekli ve acımasızca eleştiren bir yapısı olduğu için başkalarından gelen olumsuz şeyleri daha rahat sineye çekebildiğini söyler.

Nadir Sarıbacak kulağa biraz egosantrik bir beklentiymiş gibi gelse de özünde manevi hazzı yakalamanın önemini vurgulamaya çalışarak alkışı seven bir insan olduğunu ve bu oyunculuğu da bu alkışları duymak için yaptığını belirtiyor.

Hepimizin bir beceriyle yaratıldığını ve hayatımız içinde o becerinin hakkını vermek zorunda olduğumuzu düşünen Nadir Sarıbacak sanatın her dalında ilk önce yerel olmak gerektiğini savunuyor.

Bu amaçla kendi oyunculuk serüvenindeki üslup arayışında Anadolu geleneğini araştırıp ona yakın işler yapmak üzerine modern bir yaklaşım geliştirmeye çalışıyor.

Kendisine teklif edilen rollerin çoğunlukla naif adamlar olmasından hoşnut olsa da Sarmaşık filmindeki gibi izleyiciyi ters köşeye yatıran karakterlere hayat vermekten de son derece heyecan duyduğunu belirtiyor.

Bir karakterin arkasına saklandığında istediği kadar, rahatlıkla saçmayabileceğini ve bunun da oyunculuk yeteneğini beslediğini söyleyen Nadir Sarıbacak, kendi olarak sahneye çıktığında ise ne yapacağını bilemeyecek kadar tutuk olabildiğini söylüyor.

Bu yüzden Daniel Day-Lewis, Dustin Hoffman ve Heath Ledger gibi oyuncuları canlandırdıkları her karakterin arkasında kaybolmayı başarabildikleri için onları çok beğeniyor.

Emir Kusturica, Fatih Akın, Tim Burton en beğendiği ve hatta çalışmayı arzu ettiği yönetmenler arasında yer alıyor.

Sinemadaki gerçekliğin bizi sınırladığını düşündüğü için bunu çok sıkıcı bulan, bir sinemacının kendi kişisel yolculuğunun dışında da arayışlara girmesi gerektiğini düşünen Nadir Sarıbacak bu yüzden fantastik sinemayı çok sevdiğini belirtiyor ve bir sorunu fantastik bir çerçevede ele alarak işleyenleri daha yaratıcı bulduğunu söylüyor.

Nadir Sarıbacak kariyer yolculuğundaki hayallerinin Avrupa sinemasının süslediğini saklamıyor ve Büyük Balık (Big Fish, 2003), Çingeneler Zamanı (Dom za vesanje, 1988) ve Manolya (Magnolia, 1999) gibi yapımlar en sevdiği filmler arasında yer alıyor.
 

Fotoğraf Yiğit Günel - a.jpg
 Fotoğraf: Yiğit Günel

 

Başka bir hayat

Yıllar önce Altın Portakal ödül töreni konuşmasında "Belki bir duble rakı ya da bir demlik çay, bizim dertlerimizi muhabbet kurtaracak…" diyerek başladığı konuşması kimsenin anlam veremediği bir şekilde töreni canlı yayınlayan kanal tarafından sansürlenince başarılı oyuncunun ismi de sonrasında siyasi polemiklere karışmaya başladı.

O hep iyi bir insan olayım derdiyle yaşayıp bunun hayalleriyle kendisine bir yol çizmeye çalışırken ve kariyerinin zirvesine doğru hızla yükselirken içine düştüğü bu durum nedeniyle her şeyi geride bırakıp eşi ve üç çocuğuyla birlikte Amerika'ya taşınmak zorunda kaldı.

Mesleği onun için elbette önemliydi ama değerleri, inançları, ailesi ve arkadaşları onun için mesleğinden daha da değerliydi.

Yakınlarım yanımda olsun, sağlık ve huzur olsun gerisi sorun değil, bir şekilde hayatımı idame ettirebilirim düşüncesiyle hiç dil bilmeden adım attığı bu ülkede bambaşka bir hayat onu bekliyordu.

Ama hayatını idame ettirebilmek için vakit kaybetmeden de yeni alternatifler bulması gerekiyordu; bu nedenle bulabildiği tüm boş vakitlerinde kütüphanelerde kızıyla birlikte İngilizce çalışıyor, kimi zaman karton fabrikasında kimi zaman pizzacıda çalışarak hayata tutunuyordu.

Hayatı boyunca illa bu iş olacak düşüncesi gütmeden ayakta kalmaya çalışan Nadir Sarıbacak yine de her ne yaparsa yapsın o işe kendini adamaya gönüllü insanlardan biri oldu.

Çünkü hayata bir şeylerin endişesi girmeye başladığı zaman, beyne başka bir tohum atılmış olduğunun, o tohum büyüdüğünde de içimizdeki o saflık ve çocukluğun geri gelmeyecek şekilde gideceğinin farkında olan Nadir Sarıbacak mutlu olmasa da ailesine huzurlu bir hayat sağlamak için buna mecbur olduğunu kabul ediyordu.
 

 

Filmografisi

Nadir Sarıbacak'ı sinema izleyicisi ilk kez Uzak İhtimal adlı film ile tanıdı, ertesi yıl Gişe Memuru'ndaki yaklaşık iki dakikalık performansıyla herkesin diline düştü.

Kosmos, Yük, Yozgat Blues, Sen Aydınlatırsın Geceyi ve Kış Uykusu gibi filmlerdeki yan ve yardımcı rollerle karşımıza çıkan oyuncu nihayetinde Sarmaşık filmindeki etkileyici performansıyla kariyerini zirveye doğru taşıdı.

Ama onun oyunculuğu elbette Semaver Kumpanya'da sahneye çıktığı dönemden itibaren kendisini takip edenler için sürpriz değilse de bugüne dek ortaya koyduğu performanslarıyla yüzünü hiç kara çıkarmadı.

Oynadığı küçücük bir rolü dahi özel, öncekilerden farklı kılan, karakterin arkasında kaybolan bir aktör olmayı başaran, basmakalıp olmaktan sakınırken abartının girdabında savrulmayan, özellikle psikolojik çözümlemelere muhtaç karakterlerin altından çok iyi kalkan Nadir Sarıbacak'ın filmografisinde yer alan filmleri aşağıda sizin için özetlemeye çalıştım.

 

Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?

Yönetmen: Ezel Akay / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Haluk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Şebnem Dönmez, Güven Kıraç, Altay Özbek, Ayşe Tolga, Hasan Ali Mete, Ragıp Savaş, Tansu Biçer, Muhittin Korkmaz, Ayşen Gruda, Serdar Gökhan, Levent Kazak, Ezel Akay, Öner Erkan, Mete Horozoğlu, Mine Tugay, Nihal Yalçın, Murat Akkoyunlu, Selen Seyven, Nergis Öztürk, Esra Kızıldoğan, Barış Yıldız, Metin Keçeci, Ahmet Sarıcan, Cem Karakaya, Altay Özbek, Selin Türkoğlu, Numan Acar, İlhami Adsal, Savaş Ak, Hikmet Akalın, Volkan Aktan, Zafer Altun, Eray Ant, Arzu Arslan, Kamil Atlıman, Eren Balkan, Ömer Naci Boz, Fizuli Caferof, Sara Meriç Cinbarcı, Reşit Berker Enhoş, Ömer Genç, Hafize Gün, Serpil Göral, Kazım Güçlü, Michael Halphie, Korna Kamil, Serhan Kaplan, İbrahim Yücel Karapınar, Hayk Kirakosyan, Yeşim Maldiz, Demet Oran, Murat Şenoy, Burcu Söylemez, Hali Tekel, Mehmet Tepe, Güçlü Yalçıner, Kurmanbek Zholdoshev, Metin Çetin, Serkan Çetinkaya, Ali Öden, Gökhan Öncel / Süre: 135 dakika
 

 

2005 yılına ait Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? adlı bu filmde olaylar 14'üncü yüzyılda, Osmanlı Devleti'nin temellerinin atıldığı bir dönemde, Bursa'da geçer; şehir, artık son dönemlerini yaşamakta olan Bizans-Hıristiyan İmparatorluğu'nun elitleri ile yeni gelen göçebe ve İslam topluluklarının beraber yaşadıkları bir yerdir.

Filmde gördüğümüz Karagöz ve Hacivat'ın komik ve trajik öyküsü ise olayların tek tanığı olan Şeyh Küşteri tarafından izleyiciye nakledilir.

Filmi özetlemek gerekirse; Anadolu'daki Moğol saldırılarından yılmış olan halk akın akın Moğollardan kaçıp Bursa'ya yerleşmeye başlamıştır.

Anadolu'da bulunan devletler ve beylikler de Moğol akınları karşısında darmadağın olduğundan Bursa aynı zamanda çeşitli devlet ve beyliklerden gelen yönetici sınıfının da sığınma yeri olmuştur.
 


Dinleri, dilleri farklı olan insanların bir arada yaşadığı kaotik bir yere dönüşen Bursa, Moğol vergi memurlarından kaçan Karagöz'ün de annesi ile birlikte kendilerine mesken buldukları bir yerdir.

Karagöz cahil ancak çok zeki, özellikle de kızdığında söz ve hareketleri ile etrafındakileri gülmekten yerlere yatıran bir Türkmen göçeridir.

Hacivat ise devletler arasında haber götürüp getiren bir postacıdır; zeki, lafazan, sefahat ve eğlenceye düşkün bir fırsatçıdır.

Düştüğü zor durumlardan konuşması sayesinde kurtulur, ki o da konuşma becerisiyle Moğol'dan kellesini kurtarmış ve Bursa'ya gelerek buraya yerleşmiştir.

Bu sırada kendisi sürekli savaşta olan ve zaman zaman şehre gelen Orhan Gazi, Bursa şehrine kendi ismi ile anılacak bir cami yaptırmak istemektedir.

Aynı şehirde, tesadüfi bir şekilde yolları kesişen ve tanışan ve her ikisinin de birbirlerini ve çevredekileri eğlendirme konusunda doğal bir yetenekleri olan Karagöz ve Hacivat bir süre sonra taşın sırrını (çimento) bildiklerini söyleyerek söz konusu bu cami inşaatında amele olarak birlikte çalışmaya başlarlar.

İktidar mücadeleleri ve şiddetin kıyasıya yaşandığı bir ortamda mizah da tehlikeli bir uğraştır aslında ama Karagöz ve Hacivat, insanlar tarafından ne kadar komik oldukları keşfedilince şehrin ileri gelenlerinin de katıldığı çeşitli toplantılara ve eğlencelere davet edilirler ve bir anda ünlü olurlar.
 


Kahramanlarımız filmin tüm hikayesinin geçtiği birkaç aylık süre boyunca rastladıkları herkesle eğlenme fırsatı bulurlar.

Bu davetlerde şehrin ileri gelenleri, din adamları ve devlet adamları da dahil olmak üzere herkes hakkında o kadar atıp tutar, herkesi öyle alaya alırlar, günahlarını yüzlerine vururlar ki, insanlar tarafından sevilmeyen ve istenmeyen kişiler haline gelmeye başlarlar.

Haliyle bu şöhret onların düşüşlerinin de başlangıç noktası olur ve nihayetinde trajik sonlarını hazırlar.

Yüksek lisans yaptığı sırada Ezel Akay'dan ders alan ve onun davetiyle filmin oyuncu kadrosuna katılan Nadir Sarıbacak, sinemada ilk kez bu film ile izleyicinin karşısına çıkmış, filmde tekkenin kalem memuruna hayat verdiği kısa bir rolü olmasına karşın dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır.

 

Uzak İhtimal

Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Görkem Yeltan, Ersan Uysal, Murat Ergun, Selim Makaroğlu, Serpil Özcan, Adem Yavuz Özata / Süre: 93 dakika
 

 

Kariyerine belgesel çekimleriyle başlayan Mahmut Fazıl Coşkun'un 2008 yılında, Kültür Bakanlığı desteğiyle çektiği, bol ödüllü Uzak İhtimal adlı bu ilk sinema filmi; İstanbul'un farklı inanç atmosferlerini, kendine özgü mekanlarını ve değişik insan tiplerini kadraja alarak önyargı ve dinsel çatışmalardan uzak, kalbiyle düşünebilen her bireyin hissedebileceği titizlikle çalışılmış senaryosuyla keyifli bir seyir sağlıyor.

İstanbul Galata'da, arsitokrat bir aileye mensup sahaf Yakup Bey, İtalyan asıllı Clara ve müezzin Musa'nın zaman zaman neşeli zaman zaman da iç burkan öyküleri bu filmin olay örgüsünü ve sıcak atmosferini oluşturuyor.
 


Filmi özetlemek gerekirse; asırlardır süregelen baskıcı geleneğin maruz bıraktığı "öteki" kavramıyla henüz yüzleşmemiş olan müezzin Musa'nın mesleğindeki ilk ataması İstanbul Galata'da bir camiye çıkar.

Hayatında ilk kez İstanbul'a gelen ve olanca naifliğiyle yeni düzenine adapte olmaya çalışan Musa caminin lojman olarak kullandığı daireye yerleşince, kiliseyle evi arasında daracık bir hayata sıkışmış İtalyan asıllı rahibe adayı Clara ile kapı komşusu olur.
 


Rahibe Anna'nın bakımıyla ilgilenen Clara'nın mabedinde yer alan, Musa'nın ise karanlığın içine düştüğü anda yaşamını aydınlatan mumun alevi gibi coşku içinde yanan iki gencin kendilerine bile söylemekte güçlük çektiği ve dışa vuramadığı aşk duygusu filmin her anına yayılırken sahaf Yakup Bey ile yollarının kesişmesi başka bir hikâyeyi doğurur.

Aristokrat bir aileden gelen Yakup Bey sahaflık yapan bir İstanbulludur ve uzun yıllar önce birlikte yaşadığı kadından olan kızını aramaktadır.
 


"Çeşitlilik", "farklılık", "eşitlik" temalarıyla soslanmış sloganlara boğulmadan olanca sadeliğiyle ilerleyen hikâyede Musa ve Clara'nın yakınlaşması inançlarına rağmen mümkün olacak mıdır, yoksa tüm bu arzular uzak bir ihtimal olarak mı kalacaktır sorgusu filmin sonuna kadar cevabını aramaktadır.
 


Oyunculuk üzerine yüksek lisans yapmaya devam ederken eğitim aldığı Şebnem Sönmez'in referansıyla Mahmut Fazıl Coşkun ile bir araya gelen Nadir Sarıbacak, seçmelerini zar zor kazandığı bu ilk başrol deneyiminde tiyatro eğitimi ve yeteneği ile filmin su gibi akmasına neden olacak bir başarı sergileyerek ileride ne kadar güçlü bir oyuncu olacağının sinyallerini vermiş, çocuksu, yer yer saplantıya dönüşme ihtimali taşıyan, öte yandan da imkansız bir aşkın içine düşmüş Musa karakteri olarak akıllarda yer eden performansını da aldığı ödüllerle taçlandırmıştır.

 

Kosmos

Yönetmen: Reha Erdem / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Sermet Yeşil, Türkü Turan, Hakan Altuntaş, Sencar Sağdıç, Korel Kubilay, Saygın Soysal, Serkan Keskin, Akın Anlı, Cüneyt Yalaz, Suat Oktay Şenocak, Asil Büyüközçelik, Murat Deniz / Süre: 122 dakika
 

 

Reha Erdem'in 2009 yılında yönetmen koltuğuna oturduğu Kosmos adlı bu film; sığınırcasına gittiği kasabada kendini yeni bir masalın kollarına bırakan bir seyyah, mucizeler yaratan bir hırsızın hikayesidir.

Ama onun bu şehre gelişindeki amacı herkesi irkilten bir şeydir çünkü o aynı zamanda aşk peşindedir.

Kosmos dağlardan taşlardan, ağlayarak ve sanki birilerinden kaçar gibi geldiği bu zaman dışı sınır şehrine girer girmez nehirde boğulan bir küçük çocuğu kurtarır ve şehirde mucize yaratan insan olarak hemen kabul görür.

Bu sırada Kosmos ile dereden kurtardığı küçük çocuğun ablası Neptün arasında tuhaf bir yakınlaşma olur; ağaçlarda damlarda çığlık çığlığa kuş bağırışlarını taklit ederek sanki gölgeleriyle buluşup oynaşırlar.

Fakat Kosmos'un gelmesiyle şehirde o zamana kadar pek de görülmeyen küçük dükkân soygunları da ortaya çıkar.

Soygunlar ve mucizeler birbirini kovalarken, şehirliler Kosmos'un insanları iyileştirme gücünü keşfedince bütün dertliler, hastalar, şifa arayan çaresizler Kosmos'un peşine düşmeye başlar.

Zamanla talihsiz olaylar serisi herkesin ondan uzaklaşmasına sebep olunca en sonunda başka çaresi kalmayan Kosmos bu sınır şehrinden, geldiği gibi ağlaya ağlaya, kaçar.

Nadir Sarıbacak bu filmde köylülerden birine hayat verdiği yan bir rol ile oyuncu kadrosuna dahil olmuştur.

 

Gişe Memuru

Yönetmen: Tolga Karaçelik / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Serkan Ercan, Zafer Diper, Nergis Öztürk, Büşra Pekin, Ruhi Sarı, Sermet Yeşil, Mustafa Can Poyraz, Nur Fettahoğlu, Tarık Şerbetçioğlu, Enes Mazak, Mustafa Cankılıç, İskender Bağcılar, Erkan Avcı, Adem Yavuz Özata, Tolga Yeter, Faruk Karaçay, Türkü Turan, Mehmet Güreli, Ahmet Mümtaz Taylan, Fatih Dönmez, Ali Barışık, Elif Sönmez, Sevinç Üçok, Güray Kip, Mehmet Sabri Arafatoğlu, Onur Dönmez, Levent Karaçelik, Tolga Karaçelik, Arda Özay, Murat Sağlam, Ali Yenidünya, Ünsal Yılmaz, Güneş Zahid / Süre: 96 dakika
 

 

Farklı, çarpıcı, eğlenceli ve düşündürücü konusuyla dikkat çeken, 2010 yılına ait Gişe Memuru adlı Tolga Karaçelik'in bu ilk uzun metrajlı filmi; babasıyla aynı evde sessiz sedasız yaşayan gişe memuru Kenan'ın evden servise, servisten gişeye, gişeden servise, servisten eve, yani bir kutudan diğer kutuya geçerek tükettiği hayatını anlatıyor.

Çatalca gişeler bölgesinde çalışan ve görevinin başındayken zaman zaman kendi kendine konuşmasıyla bilinen Kenan'ın, diğer insanlarla olduğu gibi babasıyla da mesafeli bir ilişkisi vardır.
 


Babasını ve yıllar önce vefat etmiş annesini küçüklüğünden beri tanıyan, şimdilerde ise otuz yaşlarında konuşkan ve anaç bir karakter olan Nurgül, Kenan'ın kalp hastası olan babasına gündüzleri bakıcılık yapmaktadır.

Komşunun kızı Nurgül bir yandan, gişesinden her gün aynı saatte geçen güzel kadın bir yandan Kenan'ın kafasını meşgul ederken insanlarla iletişim kurmaktansa, kendi hayallerinde yaşamayı tercih eden Kenan, hayatının monotonluğuna gişesinde kendi kendine konuşarak direnmekte ve o kutunun içinde yarattığı dünyasında bir yandan da ekibin en başarılı personeli olarak dikkat çekmektedir.
 


Ancak Kenan'ın işiyle evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni işletme şefinin Çatalca'yı denetlemeye geldiği gün değişecektir çünkü o günden sonra Kenan Afar'a sürgün edilir.

Birbirinden usta isimlerin oldukça konuşulan performanslarıyla dikkat çektikleri psikolojik komedi türündeki bu filmde Nadir Sarıbacak çok kısa bir role sahip olmasına karşın yine filme damgasını vurmuş, bakışları ve mimikleriyle izleyiciyi durağan olması muhtemel filmde kahkahalara boğmuştur.

 

Yük

Yönetmen: Erden Kıral / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Tülin Özen, Engin Çetinbağ, Tansu Biçer, Suzan Genç, Murat Kılıç, Sinan Demirer, Mustafa Cankılıç, Burhan Gün, Reyhan İlhan / Süre: 80 dakika
 

 

Sinemadaki toplumcu gerçekçi bakış açısını kariyerinin en başından beri terk etmeyen usta yönetmen Erden Kıral'ın minimal bir sinema diliyle yönetmenliğini üstlendiği, gerçek bir öyküden yola çıkılarak senaryolaştırılan, geçmişi, şimdiyi ve hayalleri birbirine harmanlayarak insan ruhunun derinliklerine ve karanlığına bakış atan, 2012 yılına ait Yük adlı bu film; bir cinayet sebebiyle hasmından kaçmak için madende saklanan bir adamın hikâyesini anlatıyor.
 


Film bir yandan işçi sınıfının durumunu işlerken bir yandan da kadın-erkek ilişkilerini irdeliyor.

Cemal arkadaşının ölümüne sebep olup onun kardeşinin hışmından kaçarken, ölen adamın kardeşi Cumali intikam almak için onun peşine düşer.
 


Cinayet işleyen adamın pişmanlığı ile onu ortadan kaldırmak için gelen adamın birini öldürmekten nasıl korktuğunu anlatan bu öykünün ortak paydası ise maden ocağı ve Zeynep adlı bir kadındır.

Zeynep şu anda Cemal ile evlidir ancak birkaç sene öncesi evli ve çocuklu olan Cumali ile tutkulu bir ilişki yaşamıştır.
 


Zonguldak maden ocaklarının yüzlerce metre derinliklerinde zorlu bir prodüksiyon sonrasında ortaya çıkan ve gerçek hayattaki madenci ve yakınlarının da kadroda yer aldığı bu filmde Nadir Sarıbacak korku içinde yaşadıkça cesareti daha da artan Cemal adlı karaktere hayat vermiştir.

 

Yozgat Blues

Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Ercan Kesal, Ayça Damgacı, Tansu Biçer, Kevork Malikyan, Nevbahar Hakverdi, Serkan Ercan, Serkan Öztürk, Recep Çavdar, Nazif Tunç, Adnan Tönel, Asiye Dinçsoy, Feyruz Tokdemir / Süre: 93 dakika
 

 

Mahmut Fazıl Coşkun'un ikinci uzun metrajlı filminde kamerasını taşraya çevirdiği, 2012 yılına ait Yozgat Blues adlı bu film; taşrada hayatlarını sürdüren karakterlerin yaşadığı değişimi ve buna bağlı derin duygusal kırılmayı anlatıyor.
 


Yavuz bir yandan belediyenin açtığı müzik kursunda hocalık yapmakta, bir yandan da AVM'lerde eski Fransızca şarkılar söylemektedir; kurstan öğrencisi Neşe ise marketlerde ürün tanıtımı yapmaktadır.

Yavuz, aldığı bir iş teklifi üzerine Neşe'yle birlikte Yozgat'a gider.

Önceleri, bir berber kalfası olan Sabri ve onun radyocu arkadaşının da destekleriyle programın tanıtımı için çok uğraşsalar da yaptıkları müzik yerli halkın pek ilgisini çekmez.
 


Yavuz devam etmek için Neşe'den güç alırken, Neşe'nin ilgisini çeken başka hayatlar vardır.

Her üçünün de hayatla kurdukları ilişki ve beklentileri, istedikleri yönde ilerlemez, haliyle zaman geçtikçe ilişkileri karmaşıklaşır ve beklemedikleri yerlere gider.
 


Nadir Sarıbacak bu filmde hayat verdiği Kâmil karakteriyle, yerel bir radyoda alakasız atıflar ve şiirlerle süslediği sözde hisli ama aslında baygın ve klişelerle dolu bir sohbet programı yapan bir taşra aydınını canlandırmıştır.

Aynı zamanda haftada bir gün belediyenin kültür merkezinde şiir dinletisi yapan Kâmil mükemmel olduğunu düşündüğü bir de roman yazmıştır ve İstanbul'dan gelmiş misafirlere kendini beğendirmeye, şehirli özentiliğiyle onlarla aynı soydan olduğunu göstermeye çabalıyordur.

 

Sen Aydınlatırsın Geceyi

Yönetmen: Onur Ünlü / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Ali Atay, Demet Evgar, Damla Sönmez, Ezgi Mola, Derya Alabora, Ercan Kesal, Ahmet Mümtaz Taylan, Ayşenil Şamlıoğlu, Cengiz Bozkurt, Serkan Keskin, Tansu Biçer, Alican Akman, Asil Büyüközçelik, İsmail İçen, Hüseyin Tutan, Gizem Yılmaz, Kaan Yılmaz, Kubilay Çamlıdağ, Bekir Çiçekdemir, Güler Ökten / Süre: 107 dakika
 

 

Birtakım olağanüstü özellikleri olan kasabalıların olağan sıkıntıları, endişeleri ve dertlerini anlatan 2012 yılına ait Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı bu filmde; küçük bir Anadolu kasabasında hayat kendi halinde akmaktadır.
 


Yan hakemlik yapan Cemal maçları yönetmekte, Yasemin yumurta fabrikasında çalışmakta, Defne kasabadaki tezgâhında kitap satmakta, Doktor İrfan hastaları ile uğraşmaktadır.
 


Göğünde iki güneş, üç tane dolunayı olan bu kasabada duvarların arkasını görebilen Cemal'in hayattan bir beklentisi kalmamış, üstüne çöken sıkıntıyla baş etmeye çalışırken nesneleri parmağıyla oynatabilen Yasemin de kendine bir çıkış yolu aramaya başlamıştır.
 


Fakat zamanı durdurabilen Defne bir süre sonra işlerin karışmasına sebep olacak, Yasemin'in ölümsüz patronu ise Cemal'in endişelerini gidermeye çalışan görünmez ilkokul öğretmeninin tavsiyelerini boşa çıkartacak şeyler yapacaktır.
 


"İnsan endişeden yaratılmıştır…" girizgahı ile başlayan ve adını Cevat Çapan'ın Shakespeare'in sonelerini derlediği kitaptan alan Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı Onur Ünlü'nün kariyerinin bu beşinci filminde Nadir Sarıbacak Samim adlı bir karaktere hayat vermiştir.

 

Kış Uykusu

Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Melisa Sözen, Ayberk Pekcan, Nejat İşler, Serhat Kılıç, Tamer Levent, Mehmet Ali Nuroğlu, Emirhan Doruktutan, Ekrem İlhan, Rabia Özel, Fatma Deniz Yıldız, Masaki Murao, Junko Yokomizo, Gülsen Özbakan, Özlem Erol, Güler Kılıç, Ali Kocaaslan, Hıdır Kılıç, Ali Kemer, Mehmet Türke, Özcan Görürgöz, Merve Uzel, Özge Önderoğlu Akkaya, Hasan Kalcı, Vahdi Ölmez, Gamze Kuş, Murat Sağlam, Eda Yılmaz / Süre: 196 dakika
 

 

Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes Film Festivali'nde en büyük ödül olan Altın Palmiye'yi kazandığı, 2013 yılına ait Kış Uykusu adlı bu film; eski bir tiyatro oyuncusu olan Aydın'ın, Anadolu bozkırlarının ortasında, adeta bir kış uykusuna yatmış gibi görünen ıssız bir mekânda, kendisiyle, hayalleriyle, sevdikleri ve taşrayla kurduğu ve düşe kalka sürdürmeye çalıştığı ilişkilerini konu alıyor.

Film, karı-koca ve kardeşlik bağları da dâhil her türlü insan ilişkisinin, çaresizlik, hayal kırıklığı, önyargılar ve çıkışsızlıkla mühürlenmiş olan o ağır kapısını aralıyor.
 


Aydın emekli bir tiyatrocudur; oyunculuğu bıraktıktan sonra Kapadokya'ya babasından yadigâr kalan butik oteli işletmek için geri döner.

Aydın'ın o günden sonra başlayan kış uykusu bu gözlerden ırak otelin içerisindeki gündelikleriyle, kâh yerel bir gazeteye köşe yazıları yazarak kâh her zaman niyetlendiği ancak bir türlü başlayamadığı tiyatro tarihi kitabını yazmayı düşünerek geçer.

Tüm bu süreçte hayatında iki kadın vardır: Kendisine her anlamda uzak ve soğuk davranan genç karısı Nihal ve boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla.
 


Kışın bastırması ve artan kar yağışı bu küçük taşrada en çok Aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder.

Nadir Sarıbacak Türk sinemasının yüz akı bu filmde kendini hayır işlerine adamış, çevredeki okullar için yardım toplamak üzere ilçenin ileri gelenlerini ziyaret eden öğretmen Levent karakterine hayat vermiştir.

 

Sarmaşık

Yönetmen: Tolga Karaçelik / Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Kadir Çermik, Hakan Karsak, Osman Alkaş, Özgür Emre Yıldırım, Seyithan Özdemir, Baki Kurtuluş, Ömer Acar, Çağdaş Onur Öztürk, Enver Ceylan, Serkan Öztürk / Süre: 104 dakika
 

 

Bir gemide mecburen mahsur kalan altı kişinin yaşadıklarını anlatan, 2015 yılına ait Sarmaşık adlı bu filmde; bir ticaret gemisi yükünü aldıktan sonra tahliye limanı olan Angola'ya gidecektir, ancak sefer devam ederken geminin armatörü iflas eder ve ortadan kaybolur.
 


Gemi Mısır'a geldiğinde armatörün liman parasını ödemediği anlaşılır ve üstelik geminin üstünde haciz vardır.
Liman yetkilileri gemiyi kimsenin uğramadığı demirleme alanına çekerek mürettebattan gemiyi olası tehlikelere karşı hareket ettirebilecek sayıda kişinin gemide kalması gerektiğini söyleyerek kalan kişilerin pasaportlarını ellerinden alır.
 


Böylelikle, Beybaba diye hitap edilen geminin kaptanı, makine dairesinden Kürt, mutfaktan kamarot Nadir, gemicilerden Alper ve Cenk, usta gemici olarak da İsmail gemide kalır.

Ancak hepsinin kalmayı seçişindeki hikâye başkadır.
 


Yolculuğun başında başlayan gruplaşmalar zamanla yerini sert tartışmalara bırakır, yiyecek ve içeceğin iyice azalmasıyla kavgalar büyür, agresyon ve sağlıksız bir hiyerarşi mücadelesi dallı budaklı bir sarmaşık gibi mürettebatın etrafını sarınca gemi insanın insanı avladığı bir alana dönüşür.
 


Sarmaşık; bu altı adamın yiyecek ve içecek kıtlığıyla gemide geçirdiği 120 günün hikâyesidir.

Kendisini sürekli yardımcı rollerde gördüğümüz için serzenişlerde bulunduğumuz bir dönemde bu defa böylesi bir filmin ana hikayesini sırtlayarak küfürbaz, keş, arıza bir herif olan Cenk karakteriyle karşımıza çıkan Nadir Sarıbacak Türk sinemasında unutulmayacak bir performans ortaya koymuştur.

 

Diğer çalışmaları

Bu yıl 20'nci kez düzenlenen Tribeca Film Festivali'nde yarışan ve New York'ta ikamet eden Yusuf adında bir mezar isçisinin pandemi sebebiyle eşini kaybetmesi ve devamında yaşadığı travmayı, 11 yaşındaki kızı Renk ile olan ilişkisi üzerinden işleyen Leylak adlı film ödülle döndü.
 


Yönetmenliğini Scott Aharoni ve Dennis Latos'un üstlendiği filmin senaryosunu ABD'de yaşayan Türk sinemacı Mustafa Kaymak'ın kaleme aldığı film jüri tarafından Özel Mansiyon Ödülü'ne layık görüldü.
 


Filmin başrolünde yer alan Nadir Sarıbacak ise Asia Short Shorts Film Festivali'nde En İyi Uluslararası Erkek Oyuncu Ödülü'nü aldı.
 


Sinema aktörlüğünün yanı sıra tiyatro, reklam ve televizyon sektörlerinde de çalışmalar yapan Nadir Sarıbacak'ın sinema dışında yer aldığı diğer projeler ise şöyle;

  • Ah Şu Gençler (2001, Tiyatro oyunu)
  • Efrasiyabın Hikayeleri (2001, Tiyatro oyunu)
  • Kaç Baba Kaç (2001, Tiyatro oyunu)
  • On İkinci Gece (2004, Tiyatro oyunu)
  • Bir Varmış Hiç Yokmuş (2005, Tiyatro oyunu)
  • Semaver ve Kumpanya (2005, Tiyatro oyunu)
  • Trainspotting (2005, Tiyatro oyunu)
  • Fırtına (2006, Tiyatro oyunu)
  • Peter Pan (2006, Tiyatro oyunu)
  • Cesaret Ana ve Çocukları (2007, Tiyatro oyunu)
  • Senden Başka (2007, Televizyon dizisi)
  • Resmi Geçit (2008, Tiyatro oyunu)
  • Bu Kalp Seni Unutur mu? (2009, Televizyon dizisi)
  • Lursin Sokağı Cinayeti (2009, Tiyatro oyunu)
  • Rapunzel (2010, Kısa film)
  • Titus Andronicus (2010, Tiyatro oyunu)
  • Gönülçelen (2010-2011, Televizyon dizisi)
  • İstanbul'un Altınları (2011, Televizyon dizisi)
  • Şubat (2012-2013, Televizyon dizisi)
  • Aldırma Gönül (2013, Televizyon dizisi)
  • Leyla ile Mecnun (2013, Televizyon dizisi)
  • Yeraltından Notlar (2013, Tiyatro oyunu)
  • Ben de Özledim (2013-2014, Televizyon dizisi)
  • Bana Artık Hicran De (2014, Televizyon dizisi)
  • Beş Kardeş (2015, Televizyon dizisi)
  • Muhteşem Yüzyıl: Kösem (2015-2016, Televizyon dizisi)
  • Leylak (2021, Kısa film)

 

Ödüller

  • 2009 8. Uluslararası İstanbul Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Uzak İhtimal)
  • 2009 16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Uzak İhtimal)
  • 2009 42. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülleri: En İyi Erkek Oyuncu Performansı (Uzak İhtimal)
  • 2009 İpek Yolu Film Festivali Uluslararası Altın Karagöz Yarışması: En İyi Erkek Oyuncu (Uzak İhtimal)
  • 2009 Polonya Tofifest Uluslararası Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Uzak İhtimal)
  • 2014 46. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülleri: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı (Yozgat Blues)
  • 2015 20. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri: Seçici Kurul Özel Ödülü (Kış Uykusu)
  • 2015 22. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Sarmaşık)
  • 2015 52. Altın Portakal Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Sarmaşık)
  • 2016 16. Frankfurt Türk Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Sarmaşık)
  • 2016 21. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri: Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu (Sarmaşık)
  • 2016 27. Ankara Uluslararası Film Festivali: En İyi Erkek Oyuncu (Sarmaşık)
  • 2016 48. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülleri: En İyi Erkek Oyuncu Performansı (Sarmaşık)
  • 2021 20. Tribeca Film Festivali - Asia Short Shorts Film Festival: En İyi Uluslararası Erkek Oyuncu (Leylak)
     

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU