Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV canlı yayınında, İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında soruları yanıtladı.

“Türkiye'ye hiç kimsenin ihanet etmeye hakkı yoktur”

Marmara’da yaşanan müsilaj (deniz salyası) sorunu konusunda CHP’li belediyelerinin üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını ve bu konuda merkezi yönetimle çalışabileceklerini söyleyen CHP lideri, “Kanal İstanbul yapılırsa müsilaj sorunu çözülür” diyen Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na da yanıt verdi.

Bakan’a “Hangi bilgi, hangi, hangi birikim, hangi, deneyim,i hangi akılla” bunu söylüyorsunuz” diyen Kılıçdaroğlu, “Rant bunların gözünü bürümüş. Eğer Kanal İstanbul'a herhangi bir ülke kredi verirse iktidara geldiğimizde biz o projeyi durduracağız o ülkeyle de aramıza mesafe koyacağız. O şirketlerin asla paralarını ödemeyeceğiz. Çünkü Türkiye'ye hiç kimsenin ihanet etmeye hakkı yoktur. Ne demek Kanal İstanbul? Bir çok kamu kuruluşu ‘bu olmaz’ diyor. Ama onlar kafaya takmışlar yapacaklar. İstanbul'u rant alanına dönüştürmek istiyorlar. Kanal İstanbul'dan hükümetin ne kazancı olacak? Stratejik olarak ne kazancı olacak onu da bilmiyoruz. Olsa zaten Erdoğan ballandıra ballandıra bunu anlatır” dedi.

Sonbaharda erken seçim

“Türkiye yönetilmiyor. Türkiye savruluyor” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Resmi Gazete'yi bile doğru dürüst çıkaramadılar” diyerke sistemin tıkandığını savundu.

Sistemde bir çok sorun olduğunu ve bütün yetkilerin bir kişiye bağlandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Mafyanın Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı olduğu kapalıydı, açıkça ortaya çıktı. Gideceğiz seçime. Vatandaşın hakemliği son derece önemlidir.  Bu sonbaharda, ne zaman olursa. Geciktiğimiz her gün maliyet artıyor. Topluma maliyeti artıyor. Belki vatandaş diyecek ki 128 milyar doları götürmüşler ama bir 128 milyar dolar daha götürsünler deyip oy verecek”

CHP lideri, erken seçimde iktidarın değişeceğini belirterek, “Ben bu ülkede yaşayan insanların ferasetine inanıyorum” dedi.

Peker’in iddiaları

“Yer altı dünyasının aktörlerinden birisi” dediği Sedat Peker'in peş peşe yayımladığı videolarla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bunların bir kısmı zaten daha önce ifade edilmişti. Parlamento tutanaklarına geçmişti ama bunlar iktidar partisi bunu muhalefetin suçlaması olarak sundu, böyle bir şey yoktur dedi ama şimdi işin içinde olan bir kişi açıkladı. O kadar rahattı ki "Erdoğan'ın dağıttığı kahveleri ben verdim" dedi. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, parasını partinin ödemediği bir kahveyi alır dağıtırsa ne olur?”

Kılıçdaroğlu, yargının yukarından talimat gelmediği için harekete geçmediğini ancak iddialar için doğrudan soruşturma açması gerektiğini söyledi.

Söz konusu iddiaların araştırılması için verdikleri önergenin reddedildiğini belirten CHP lideri, “Araştırmayın, soruşturmayın demektir bu.  Görevli savcılar soruşturma açmamakla suç işliyorlar. Peki ona bakan kim? Hiç kimse” diye konuştu.

“Süleyman Soylu'nun elinde Erdoğan'ı zora sokacak çok bilgi var”

Süleyman Soylu'nun "Mafyadan her ay 10 bin dolar alan siyasetçi" açıklamasıyla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bu siyasetçiyi biliyoruz, gazeteler yazıyor. Erdoğan'ın sesi çıkıyor mu? Bu siyasetçinin AKP MKYK'nın üyesi olduğunu da herkes biliyor. Peker, şunu söyler bunu söyler. Bu iddiayı yapan İçişleri Bakanı. Emniyet İstihbarat, Jandarma İstihbarat ona bağlı. Devletin televizyonunda bunu söylüyor. Bunu saklamak suç ama saklıyor. Ortada bir şey yokken 17/25'e gönderme yaptı Sayın Soylu. Bakanların çocuklarının aldıkları rüşvetin  para sayma makinalarını gündeme getirdi. Yani Erdoğan'a diyor ki "Ben 10 bin dolar rüşvet alanı biliyorum. Bana bir şey olursa azdan az, çoktan çok gider" diyor. Yani asıl senden gider diyor”

Soylu’nun o iddiası üzerine savcıların harekete geçmediği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Soylu'yu çağırıp "Sen çok ciddi bir iddiada bulunuyorsun, bu kişi kim? Bana söyle" demediğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Çağıramaz ve konuşamaz. Rüşvet alan bir kişiyi büyükelçi yapan bir kişi. Onu da başka bir yere atayacak. Gönderdiği talimat "Asla bu konularda konuşmayacaksınız." Soylu'nun elinde Erdoğan'ı, yakın çevresini, ailesini zora sokacak çok bilgi var” dedi.

Susurluk benzetmesi: Bu kez en tepedekiler işin içinde

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sedat Peker’in ortaya attığı iddialarla Susurluk kazasında ortaya çıkan durumlar arasında yapılan benzetme için de şunları söyledi:

“Susurluk ayrı bir olaydı. Bu buzdağının görünen tarafı, alt tarafında tam bir felaket olduğuna inanıyorum. Susurluk'ta araştırma komisyonu kuruldu, ayrıntılar alındı. Burada hiçbir şey yok, tam bir sessizlik var. Orada tepedeki kişiler mafyaya bulaşmamışlardı, şimdi tepedekiler mafyayla beraber çalışıyorlar”

Aday olacak mı?

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız" sorusuna şöyle yanıt verdi:

“İki kanat var, Cumhur İttifakı'nda hiçbir tartışma yok. Herkes bir kişinin otoritesine bağlı. O Erdoğan. Orada demokrasi yok. Otoriter bir anlayış var ve o anlayış Türkiye'yi yönetiyor.  Millet İttifakı'nda ise demokratik bir anlayış var. Dolayısıyla demokratik bir süreç içinde hareket ediyoruz. Biz cumhurbaşkanı adayımızın Millet İttifakı olarak bir araya gelip oturup konuşacağız. Meral Hanım'ın yaptığı bazı açıklamalar var. Bir adayla tek seferde girilmeli, HDP kendi adayını belirlemeli diye. Nasıl bir strateji belirlemeliyiz diye oturup konuşacağız. Resmi olarak ittifak 4 partiden var. Gelecek ve DEVA Partisi de güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyorlar. Meral Hanım'ın görüşü değerli bir görüş. Diğer paydaşlarımızla bir araya gelip oturup konuşmalıyız”

“Cumhurbaşkanı adayımızla birlikte ittifakı oluşturan bütün partilerin devlet yönetiminde görev alması lazım” diyen Kılıçdaroğlu, kendisinin adaylığı hakkında ise “Aday olup olmama konusunda bir kararım yok. Dışarıdan bir isim olarak da kafamızda bir isim yok” dedi.

Independent Türkçe, FOX TV