Iraklı Sünniler, cumhurbaşkanlığını yeniden kazanmak için harekete geçti

Anayasanın üçüncü maddesi ülkenin çok uluslu, çok dinli ve mezhepli olduğuna vurgu yapıyor.

El-Hablusi: Cumhurbaşkanının Sünni Arap olması Irak’ın yararınadır. Böylece ülke yıllardır uzak kaldığı Arap topluluğuna geri dönebilir / Fotoğraf: AFP

Irak'ta İyad Allavi liderliğindeki geçiş hükümetinde cumhurbaşkanlığı makamı Sünni Araplara tahsis edilmesine rağmen Gazi Meşal Acil el-Yaver cumhurbaşkanı olarak atanmıştı.

Ancak 2005 yılındaki parlamento seçimlerinden sonra Şii ve Kürt güçleri arasında Şii Ulusal Koalisyonu Lideri Abdulaziz Hakim ile merhum Cumhurbaşkanı Celal Talabani tarafından imzalanan, o zamanki iktidarın iki taraf arasında paylaşılması anlaşması kapsamında cumhurbaşkanlığı makamını Kürt oluşumuna devredilmesi anlaşmasına varıldı.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Görünen o ki bu gizli anlaşma, Bağdat ile Erbil arasında yaşanan bir dizi krizden sonra parlaklığını kaybetmeye başladı. Ekim 2017'de bölgedeki durum, tartışmalı alanlar hususunda askeri çatışma seviyesine ulaştı.

Şii ve Sünni Arap temsilciler söz konusu dönemde, cumhurbaşkanlığı makamının ülkenin demografik yapısında ağırlıkta olan Arap vatandaşları yansıtabilmesi için tekrar Sünni Araplara devredilmesi çağrıları yapıyorlardı.


Irak anayasasının 67'inci maddesinde, cumhurbaşkanının devletin başı, ülkenin egemenliğini temsil eden ulusun birliğinin sembolü olduğu, anayasaya uyulmasını sağlamakla, Irak'ın bağımsızlığını, egemenliğini, birliğini ve toprak bütünlüğünü anayasa hükümlerine uygun olarak korumakla sorumlu olduğu belirtiliyor.

Anayasanın 68'inci maddesi de cumhurbaşkanının doğuştan Iraklı, anne-babasının Iraklı, tam yasal ehliyete sahip, 40 yaşını doldurmuş, iyi bir ün ve siyasi deneyim sahibi olmasını, dürüstlüğü, doğruluğu, adaleti ve vatanına bağlılığı ile tanınmasını, insanlık onurunu ihlal edecek suçlardan hüküm giymemesini şart koşuyor.


"Irak'ın yararına"

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Hablusi, geçtiğimiz günlerde televizyon kanallarına verdiği röportajlarda, Arap yetkililerin cumhurbaşkanlığı makamının Şii ve Kürt kuvvetleriyle yapılacak bir anlaşmaya uygun olarak tekrar Sünni Araplara devredilmesi için yaptıkları çalışmalar olduğunu doğruladı.

El-Hablusi, konuya dair şu açıklamalarda bulundu:

Cumhurbaşkanının Sünni Arap olması, Irak'ın Araplardan büyük bir destek görmesi ve yıllardır uzak kaldığı Arap topluluğuna geri dönmesi anlamına gelir. Bu, Irak'ın yararınadır. Bu makam zaten 2003 yılı sonrası siyasi oluşumda Sünni Araplara aitti. Ancak ülkedeki iktidarı paylaşmak için yapılan siyasi ittifaklarla el değiştirdi.

Irak Araptır ve cumhurbaşkanlığı makamı da Araplar tarafından temsil edilmelidir. Cumhurbaşkanlığı yerine Dışişleri Bakanlığı Kürt oluşumlara verilebilir. Meclis Başkanlığı Sünni Araplara, cumhurbaşkanlığı da Kürtlere atalarından miras kalmış değildir. Bu denklem değiştirilmelidir.


El-Hablusi, bazı Şii liderlerin ve düşünürlerin, cumhurbaşkanlığının Sünni Araplara geçmesinin başbakanın Arap dünyası ile etkileşimini zayıflatacağı yönündeki endişelerinin yersiz olduğunu vurguladı.

Bunun yanlış bir algı olduğunu belirten el-Hablusi, Sünni Arap bir cumhurbaşkanının Irak'ın başına geçmesinin ülkedeki Arap varlığını güçlendireceğini söyledi.


"Sünni hareket seçimlerde önde"

El-Hablusi, Sünni liderlerin etkin Şii gurupları cumhurbaşkanlığı makamının artık Sünnilere verilmesi konusunda anlaşmaya ikna etmek için harekete geçtiklerini söyledi.

Iraklı resmi kaynaklar, Sünni oluşumun en büyük iki ittifakı olan Muhammed el-Hablusi liderliğindeki Tekaddüm ile Hamis el-Hancer komutasındaki el-Azm ittifaklarının farklı Şii gruplarlar ile bu konuda onay almak ve Sünni ittifakların adaylarının bunu elde etmesini güvence altında tutmak için bireysel istişareler gerçekleştirdiklerini aktardı.


"Irak'ı Arap çevresine döndürmek"

Arap Seçim Partisi Genel Sekreteri ve Tekaddüm ittifakı liderlerinden Abdulkerim el-Abtan, bir sonraki aşamada cumhurbaşkanı makamında Sünni oluşumdan bir ismin olmasının zaruri olduğu görüşünde.

Sünni Arapların hedefinin Irak'ı tekrar Arap çevresine döndürmek olduğunu vurgulayan el-Abtan, düzenin üzerine inşa edildiği üç başkanlı sistemin (cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanı) siyasi bir gelenek olduğunu, Irak anayasasının tüm Irak vatandaşlarına cumhurbaşkanı adayı olma hakkı verdiğini, kendisinin de geçmişte bu makam için aday olduğunu kaydetti.

El-Abtan, Sünni Araplar olarak hedeflerinin cumhurbaşkanlığını kişisel olarak işgal etmek değil, Irak'ı tekrar Arap topluluğuna geri döndürmek olduğunu belirterek bunun Kürtleri dışlamak anlamına gelmediğini, ülke çıkarlarının cumhurbaşkanının Arap olması gerektirdiğini söyledi.

El-Abtan, 2018 seçimlerinde Kürt oluşumdan altı kişiyle birlikte cumhurbaşkanı adaylığı için başvuru yapmıştı.


Cumhurbaşkanının yetkilerinin bir kısmının protokolden oluştuğunu ve meclis başkanının yasamada çok önemli bir rolü bulunduğunu aktaran el-Abtan, cumhurbaşkanlığı taleplerinin kişisel çıkarlar değil, Irak'ın yüce menfaatleri için olduğunu aktardı.

Irak'ın yüce menfaatleri için cumhurbaşkanının tekrar Arap topluluğuna dönmesi ve komşu ülkelerle ilişkilerini uluslararası hukuk ve karşılıklı saygı temelinde inşa etmesi gerektiğini vurgulayan el-Abtan, ülke nüfusunun yüzde 85'ini Arapların oluşturmasına rağmen Arap dünyasının Irak'tan uzaklaştığına dikkat çekti.

Arap toplumunun Irak'la olan ilişkilerini kesmesi sebebiyle artık bu adımı atmanın zaruri olduğuna işaret etti.

El-Abtan Kürtlerin, Sünni Arapların cumhurbaşkanlığı makamını üstlenmek konusundaki talebinin Irak'ın yüce menfaatleri doğrultusunda olması nedeniyle bunu kabul etmelerini bekliyor.

Irak anayasasının 3'üncü maddesi, Irak'ın çok uluslu, çok dinli ve mezhepli bir ülke, Arap Birliği'nin kurucu ve etkin bir üyesi ve İslam dünyasının bir parçası olduğunu belirtiyor.


"Şii güçler birleşik bir Sünni pozisyonu bekliyor"

Şii milletvekili Abdulhadi al-Saadavi Şii liderlerin, Sünniler istediği takdirde cumhurbaşkanı makamının Sünni oluşuma iade edilmesini kabul etme ihtimalleri olduğunu söyledi.

Sünnilerin cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmek için Şii liderlerin kabulünü sağlayacak birleşik bir Sünni pozisyon üzerinde anlaştıklarını aktardı.

2003'den bu yana meydana gelen iktidar paylaşımının bir siyaset geleneği olduğunu ncak anayasal bir temelinin olmadığını belirten Saadavi, Irak halkının çoğunluğunun Arap olması nedeniyle cumhurbaşkanının Kürt değil Arap olmasını gerektiğini, Şii liderlerin, Sünnilerin cumhurbaşkanlığı makamını elde etmesine karşı çıkmayacaklarını söyledi.

Pozisyon dağılımdaki bu değişime ilişkin Kürtlerin tutumu hakkında da açıklamalarda bulunan Saadavi, Kürtlerin 2020'den önceki durumlarının şu ankinden farklı olduğuna, Irak içinde karar verme yetkileri bulunmadığına inandığını kaydetti.

Ayrıca Kürtlerin durumunun kafa karıştırıcı olduğunu ve bölgedeki Kürtler arasında da farklılıklar bulunduğa dikkat çekti.


"Irak halkının yararına değil"

Kürdistan Yurtseverler Birliği temsilcisi Hasan Ali Ahmed de seçimlerden sonra Arap oluşumlarla cumhurbaşkanlığı makamı için anlaşmanın mümkün olduğuna inandığını söyledi.

Hasan Ali Ahmed, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Üç başkanlık makamı olan cumhurbaşkanlığı, meclis başkanlığı ve başbakanlık, üç temel oluşum olan Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasında paylaşıldı. Kürtler, Iraklı oluşumlar arasındaki ittifakın bir parçası olarak yıllarca cumhurbaşkanlığı makamını ellerinde tuttular.

Sünni Arapların cumhurbaşkanlık makamını istemeleri, ülkedeki siyasi çatışmaların ve halk protestolarının ışığında Irak halkının yararına değildir. Kürt oluşumlar gibi diğer tüm oluşumlar da önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanlığı makamına hak kazanabilirler. Bu konuyu yeri geldiği zaman konuşup müzakere edeceğiz.


Ahmed'in Irak'ı çok uluslu, çok dinli ve mezhepli oluşumların ortaklığı ilkesiyle yönetilen ve Arap dünyasının bir parçası olan bir ülke olarak kabul ettiği biliniyor.

Irak anayasasına göre Irak Temsilciler Meclisi, cumhurbaşkanını üçte iki oy çoğunluğuyla seçiyor.

Gerekli oy oranına ulaşılamazsa aynı adaylar arasında ikinci bir seçim turu düzenleniyor. Ardından en fazla oyu alan aday cumhurbaşkanı ilan ediliyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Gökhan Musab Çantepe

Independent Arabia

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU