İklim krizi: Joe Biden ilk 100 gününde çevre için ne yaptı?

ABD Başkanı Oval Ofis'teki ilk haftalarında sayısız konuyu ele aldıktan sonra büyük önem taşıyan Dünya Günü zirvesi için dikkatini çevreye yöneltiyor*

ABD Başkanı Joe Biden (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray'daki görevine koronavirüs pandemisini savuşturmak ve ülke ekonomisini canlandırmak için bir dizi başkanlık kararnamesi imzalayıp Kongre'den büyük harcama tasarıları geçirdiği hızlı bir başlangıç yaptı ve şimdi Oval Ofis’teki 100. gününe yaklaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yönetimi, iklim krizini "bir aldatmaca" olarak gören, Paris anlaşmasından çekilen, yenilebilir enerji sektörü yerine "güzel temiz kömürü" destekleyen ve düzenlemeleri paramparça ederek eskiden koruma altında bulunan kamu arazilerinde sondaj yapılmasının önünü açan Donald Trump'ın felaketvari döneminin ardından yaraları sarmak zorunda kalan Biden, şimdi Dünya Günü öncesinde dikkatini çevreye yöneltiyor.

Trump'ın aynı zamanda Amerika'daki silahlı şiddet salgınıyla karşı karşıya kalan halefi gelecek hafta birleşik eylem için daha kararlı taahhütler elde etmek umuduyla dünya liderlerinin bir araya geleceği sanal bir iklim zirvesine ev sahipliği yapacak.

Başkanın iklim değişikliği özel elçisi John Kerry'nin dünyanın en büyük kirleticisi olan Çin'i, krizi yenilenmiş bir amaç duygusuyla ele almak için Washington'la işbirliği yapmaya ikna etmiş gibi göründüğü düşünülürse, gezegenin geleceği için temkinli fakat güçlü bir iyimserlik söz konusu.

İşte en yüksek makamda oturan Biden'ın başkanlığının 100. günü yaklaşırken iklim acil durumu konusundaki sicili:

Başkanlık kararnameleri imzaladı

Biden, 20 Ocak'ta yemin töreninin ardından Oval Ofis'e girdikten hemen sonra saatler içinde işe koyuldu ve ABD'yi Paris iklim anlaşması şartlarına derhal yeniden bağlayan bir kararname imzalayarak küresel ısınma oranını 2030'a kadar 1,5 santigrat dereceye düşürme hedefine bağlılığını sundu.

Ayrıca Trump'ın zararlı düzenleme fesihlerini derhal incelemeye aldı ve karbonun sosyal maliyetini ölçme politikasına geri döndü.

Bu, belirli bir politikanın uzun vadede ekonomiyi ne kadar etkileyeceğini değerlendirmek için bugün salınan bir metrik ton karbondioksitin gelecekte ne kadar zarara sebep olacağına dair yuvarlak bir hesaplama yapılması anlamına geliyor.

Yönetimi, politika gereğince 26 Şubat’ta ton başına 51 dolar (yaklaşık 424 TL) olarak ilk tahmini açıkladı.

Erkenden gelen bu liderlik örnekleri yeni başkana Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi (National Resources Defence Council), Gün Doğumu Hareketi (Sunrise Movement) ve Yerli Çevre Ağı (Indigenous Environmental Network) gibi grupların onayını kazandırdı.

Belirlenen ulusal katkıyı duyurdu

Biden'ın bu haftaki zirve öncesinde ABD'nin yeni belirlenen ulusal katkısını (nationally determined contribution, NDC), yani yönetiminin gelecek 10 yıl içinde yerel sera gazı salımlarını düşürmeye yönelik planını duyurması bekleniyor ve bu, Trump'ın Paris anlaşmasından çekildiği günden beri yürürlükte değildi.

Ülkenin dünyanın en büyük ikinci kirleticisi olması ve yakın tarihli bir BM değerlendirmesinde şu anda dünya genelinde yürürlükte olan NDC'lerin 2030'a kadar salımlarda yalnızca yüzde 1'lik bir azalma sağlayacağının belirtilmesi, Amerika'nın verdiği örneğin hayati önem taşıdığını gösteriyor.

2015'teki Paris zirvesine başkanlık eden eski BM iklim şefi Christiana Figueres, “Herkesin daha iyi NDC'ler yapması gerekiyor” diyor.

Daha kararlı olmak zorundayız. İklim bilimine gelen yeni güncellemeler kritik eşiklere tehlikeli bir şekilde yaklaştığımızı gösteriyor. Bu zorluğun ölçeğine ayak uydurmalı ve salımları düşürmeye başlamalıyız. Artık salımları artırma yolunda olamayız.

İklim Eylem Takipçisi’nin (Climate Action Tracker) geçen ay belirttiği üzere, dünyanın küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerinden en fazla 1,5 santigrat derece daha yüksek tutabilmek konusunda kayda değer bir şansı olabilmesi için Başkan Biden'ın ulusal hedefini salımlarda 2030'a kadar 2005 seviyelerine göre yüzde 60 azalma olarak belirlemesi gerekiyor.
 


Çin'le işbirliği arayışında

Geçen hafta Şangay'da Çinli mevkidaşı Xie Zhenhua'yla görüşen Kerry'nin diplomatik çabaları sayesinde Biden yönetimi Pekin'le krizin üstesinden gelmek için birlikte çalışacakları bir anlaşmaya vardı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ortak bildiride şöyle dendi:

ABD ve Çin, talep ettiği ciddiyet ve aciliyetle ele alınması gereken iklim kriziyle mücadele etmek için birbirleriyle ve diğer ülkelerle işbirliği yapmaya kararlıdır.

Bu tartışmasız önemli bir adım olsa da Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısı Le Yuçeng, ülkesinin Biden'in zirvesinden önce başka taviz vermesinin olası olmadığını söyledi.

Le "1,4 milyar nüfusa sahip büyük bir ülkede bu hedeflere kolayca ulaşılamıyor" dedi:

Bazı ülkeler Çin'den hedeflere daha erken ulaşmasını istiyor. Korkarım bu pek gerçekçi değil.

Greenpeace'in kıdemli iklim danışmanı Li Shuo, yine de duyuruyu memnuniyetle karşıladı ve ortak açıklamayı "siyasetin izin verdiği kadar olumlu" olarak nitelendirdi.

Sanal zirveye ev sahipliği yapıyor

Başkan Biden aralarında katılıp katılmayacakları kesinleşmemiş Şi Çinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de bulunduğu 40 dünya liderini kasımda Glasgow'da yapılacak İklim Değişikliği Konferansı (COP26) toplantısı öncesinde bu hafta yapılacak ve önemli bir kilometre taşı teşkil eden çevrimiçi Beyaz Saray toplantısına davet etti.

Boris Johnson, Emmanuel Macron, Angela Merkel ve Mario Draghi'nin katılacağı bilinirken, Brezilya'dan Jair Bolsonaro, Türkiye'den Recep Tayyip Erdoğan ve Suudi Arabistan’dan Kral Selman “belki” kümesinde yer alıyor.

Bolsonaro'nun işbirliği de değerli olabilir fakat bildirilenlere göre Çevre Bakanı Ricardo Salles'in Amazon yağmur ormanlarının korunmasına yönelik bir anlaşma için ABD'nin teklifini reddetmiş ve ülkesinin 2050 karbon nötr hedefini karşılamak için yılda 10 milyar dolarlık (yaklaşık 83 milyar TL) dış yardıma ihtiyacı olacağını söylemişti.

The Financial Times'a göre ABD Başkanı etkinliğini "geliştirilmiş bir iklim kararlılığının nasıl iyi maaşlı işler yaratacağına, yenilikçi teknolojileri ilerleteceğine ve savunmasız ülkelerin iklim etkilerine uyum sağlamasına nasıl yardımcı olacağına dair örnekleri vurgulamak" için kullanmayı planlıyor.

Biden'ın şimdiye kadarki çabalarını eleştirenler, memleketi Pensilvanya'daki sondaj sektöründeki istihdamda olduğu gibi, çabalarının fosil yakıt sektöründeki işleri ortadan kaldırılacağına dair endişelerini dile getirmişti.

Bunlar dünya çapında da paylaşılması muhtemel endişeler olduğundan, Biden'ın bu konuyu ele alması onun için önem arz ediyor.

* ABD İklim Zirvesi'nden önce 20 Nisan 2021 tarihinde yazılan bu yazıyı zirveden sonra da güncelliğini kaybetmediği için yayımlıyoruz.



https://www.independent.co.uk/climate-change/news

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU