Avustralya'nın Brisbane kentindeki bir otelde zorunlu karantinaya giren bir sanat yönetmeni, kapısına bırakılan yiyeceklerin poşetlerinden at heykeli yaptı.
Karantinanın 10. gününde kahverengi kağıt poşetlerden yaptığı kovboy şapkası, pantolonu ve yeleğiyle kendi kamerasına poz veren David Marriott, atına Russell ismini verdi.
Sanat yönetmeni, şubat sonunda Kovid-19'a yenik düşerek hayatını kaybeden babasının cenazesi için Londra'ya seyahat etmek zorunda kalmıştı. Bu nedenle yaşadığı ülkeye döndüğünde zorunlu karantinaya tabi tutuldu.
Karantinaya girdiğinden beri sahne ve kostüm tasarımıyla ilgili yeneteklerini kısıtlı imkanlarla sergileyen Marriott, at heykelini bir ütü masası ve masa lambasını poşetlerle kaplayarak yaptı.
Marriott, cenaze için Londra'ya indiğinde kız kardeşinin evinde de benzer bir tecrit dönemi geçirmiş ve "iki uzun hafta boyunca" karantinada kalmıştı. Bu nedenle Avustralya'da gireceği karantinaya kendini hazırlamıştı.
Sanat yönetmeni aslında Brisbane'deki otelinde kendini oyalamak için taşınabilir bir hoparlör ve birkaç top sipariş etmişti. Ancak sonra yiyeceklerin getirildiği kağıt poşetler dikkatini çekti.
Marriott, otelin bu poşetleri geri dönüştürmek yerine diğer atıklarla birlikte toplamasından rahatsız olmuştu. Karantinaya alınan kişilerin tüm atıkları imha ediliyordu. Bu nedenle sanat yönetmeni, poşetleri biriktirmeye başladı.
"Bunun gerçekten kaliteli ve kalın bir kağıt olduğunu düşündüm" diyen Marriott, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ve işte artık Russell var. Sanırım sıradaki eserlerim bir köpek ve kedi olacak.
Sanat yönetmeni ayrıca, Russell'ı görüntülü konuştuğu annesi ve kız kardeşiyle tanıştırdığını, kağıtlardan yaptığı nesnelerin onları neşelendirdiğini aktardı.
Marriott, "Annemi güldürdü ki en iyisi de buydu. Tekrar güldüğünü görmek her şeye değdi" dedi ve ekledi:
İnsanların biraz gülmeye ihtiyacı var. Bu onların moralini düzeltir.
Independent Türkçe, The Guardian
