Dijital yayın platformu Netflix'in Sherlock Holmes dizisi, Arthur Conan Doyle'un ünlü polisiye serisine yeni bir soluk getirdi.
Tom Bidwell'in yarattığı dizi, Londra'yı doğaüstü unsurlardan kurtaran ve Sherlock'la Dr. Watson için çalışan sokak çocuklarına odaklanıyor.
Kültür içerikli internet sitesi Screenrant'in editörlerinden Thomas Bacon, popüler diziyi mercek altına aldı ve Sherlock Holmes tasvirini nasıl değiştirdiğini 4 maddede açıkladı.
Not: Spoiler içerir.
1. Sherlock Holmes, doğaüstü güçlerle kucaklaşıyor
Arthur Conan Doyle'un romanlarında ve öykülerinde ünlü dedektif, doğaüstü gibi görünen birçok olayla karşılaştı. Ancak bu gizemli olayların perde arkasında hep dünyevi nedenler ve insan suçlular vardı. Bu anlatılarda hayaletlere yer yoktu.
Ancak ironik olarak, Conan Doyle'un kendisi aslında hiç de “dünyevi” görüşlere sahip değildi. Ünlü yazar, spiritüalizm ve doğaüstü güçlerle ilgili birçok deneme yazmıştı ve hayatının son 14 yılını ölülerle iletişim kurmanın mümkün olduğunu savunarak geçirdi.
The Irregulars'ın Sherlock'u da bu açıdan Conan Doyle'un kendisine daha yakın. Bu dizide Sherlock, suçluları yakalarken doğaüstü tehditlerle karşılaşıyor. Ayrıca mistisizme de hiç yabancı değil.
2. Yeni Sherlock, sokaktaki yardımcılarını derinden seviyor
Dizinin orijinal Sherlock Holmes anlatılarından bir diğer farkı da dedektifi çok daha güçlü bir sevme yeteneğiyle tasvir etmesi.
Conan Doyle, en ünlü öykülerinden Bohemya'da Skandal'da Watson'ın ağzından dedektifi şöyle betimliyordu:
Tüm duygular ve özellikle de aşk; o donuk, dingin ama hayranlık veren dengeli zihnine iğrenç görünürdü.
Netflix'in yarattığı Sherlock Holmes ise bu duygulara hiç de yabancı değil. Örneğin bu yeni Sherlock, çocuklarını gerçekten seviyor ve psişik güçleri olan, sevgili Alice'ine de çok bağlı.
3. The Irregulars'ın yaralı Sherlock Holmes'ü
Yeni Sherlock Holmes'ün en zayıf noktası da aşk. Ve Netflix'in ses getiren dizisi, bu özelliği dokunaklı bir biçimde izleyiciye sunuyor. Alice'in ölümü Sherlock'u derinden yaralamış. 15 yıl boyunca uyuşturucu bağımlısı olarak ve sersemlemiş bir şekilde yaşayan Sherlock, genellikle Alice'in mezarı başında uyuyakalıyor.
Üstelik Holmes'un tüm yeteneği de bu kederden etkileniyor. Kendisi de artık eski halinin gölgesinden ibaret olduğunu hissediyor.
4. Yeni Sherlock artık kahraman olmadığının farkında
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Nihayetinde The Irregulars, Sherlock Holmes'ü artık hikayenin kahramanı olmadığını kabul etmeye zorluyor. Conan Doyle'un öykülerinde Sherlock, kendini açıklamak zorunda kalmaktan şikayet etse de dehasıyla göz kamaştırmaktan hoşlanıyordu.
The Irregulars'daki flashback'ler aynı özelliklerin, yeni Sherlock için de geçerli olduğunu gösterdi. Ancak görünüşe göre bu durum, 15 yıl önce Alice'in ölümüyle değişti.
Britanyalı oyuncu Henry Lloyd-Hughes'un canlandırdığı Sherlock, bu hikayenin kahramanı olmadığının farkında. Dedektif, bu öyküde çocukların başrolde olduğunu anlıyor ve sonunda pes ederek Alice'in yanına, Araf'a gidiyor.
Independent Türkçe, Screenrant
Derleyen: Çağla Üren