Bilim insanları dünya genelinde görülen ve bazı türleri yok olmanın eşiğine getiren kitlesel denizyıldızı ölümlerinin, okyanus sıcaklıklarındaki iklim krizi kaynaklı artışla bağlantılı olduğunu söyledi.
7 yıldan uzun süredir denizyıldızlarını "yapışkan yığınlara" dönüştüren kuvvetten düşürücü gizemli bir hastalık, Alaska'dan Meksika Körfezi'ne kadar uzanan ve hastalıktan etkilendiği bildirilen alanlardaki besin zincirlerini altüst edebilecek kitlesel ölüm olaylarına neden oluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Araştırmacılar daha önce bu hastalığı şu ana dek kaydedilmiş en büyük, coğrafi olarak en geniş alana yayılmış deniz hastalığı olarak tanımlamıştı.
Fakat yeni araştırmalar, denizyıldızlarının solunum sıkıntısı nedeniyle ölüyor olabileceğini ve ısınan okyanuslarda çoğalan yerel organik maddelerin sebep olduğu yüksek seviyeli mikrobiyal aktivite sebebiyle kendi yaşam alanlarında "boğuluyor" olabileceğini gösteriyor.
Cornell Üniversitesi'ndeki deniz biyologları önderliğindeki araştırma ekibi, çevredeki değişikliklerin "canlıların nefes alma yeteneklerini ellerinden aldığını" söyledi.
Cornell Üniversitesi mikrobiyoloji profesörü Ian Hewson "İnsan olarak hepimiz nefes alırız, hava veririz, havayı akciğerlerimize çeker ve nefes veririz" dedi.
Denizyıldızları papula veya deri solungacı denilen küçük yapılar sayesinde oksijeni dış yüzeylerine yayar. Papulaları çevreleyen yeterli oksijen yoksa denizyıldızı nefes alamaz.
Profesör Hewson'a göre okyanus koşulları olağandışı miktarda organik madde üretimine yol açıyor ve bu da bakterilerin çoğalmasına sebep oluyor.
Bakteriler organik maddeyi tükettikçe sudaki oksijeni de tüketiyor, böylece dışa kapalı, düşük oksijenli bir çevre yaratıyor ve bu da denizyıldızlarını çevreleyerek hayvanlarda hava boşalımına, renk değişikliğine, şişkinliğe ve uzuvlarının bükülmesine veya kıvrılmasına yol açabiliyor.
Profesör Hewson "Çevredeki değişikliklerle başlayan bir sorunlar zinciri bu" dedi.
Organik maddenin çoğu mikroskobik alglerin boşaltımından, zooplankton dışkılarından ve çürüyen hayvan cesetlerinden kaynaklanıyor.
Bütün bunlar karbonla hayatta kalan ve organik maddeyi hızla tüketen, kopiotrof denilen bir bakteri grubunu uyarıyor.
Kopiotrofların da nefes alması gerekir; bu nedenle organik maddeyi emerken aynı anda denizyıldızlarının habitatlarındaki oksijeni tüketiyorlar.
Profesör Hewson "Bu, sudaki organik madde birikimidir" dedi.
Sağlıklı denizyıldızlarının yanında ölü ve çürüyen bir denizyıldızı varsa, ölü olanın bütün organik maddesi bakterileri biriktirip besleyerek hipoksik bir ortam yaratır. Görünüşe göre bu bulaşıcı bir hastalık.
Profesör Hewson daha fazla bilimsel çalışma yapılması gerektiğine dikkat çekerken araştırmanın "deniz hastalıkları ekolojisine dair patojenik hastalığa odaklanan tartışmalara yeni bir bakış açısı kazandırdığını" belirtti.
Artık patolojiye doğrudan sebep olmayan mikroorganizmaları da tartışmamıza dahil etmeliyiz çünkü denizyıldızlarının sağlığında kilit etkiye sahip olabilirler.
Söz konusu araştırma Frontiers in Microbiology adlı akademik dergide yayımlandı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral
© The Independent