Trump yönetimi, ayrımcılığa dair onlarca yıldır yürürlükteki yasaları bozmaya çalışıyor

Sivil Haklar ve İnsan Hakları Liderlik Konferansı'nda Nefret ve Önyargıyla Mücadele programından Becky Monroe, "Bu büyük bir mesele" dedi

Trump dönemi, Joe Biden'ın 20 Ocak'ta başkanlık yemini etmesiyle resmen sona erecek (AFP)

Donald Trump yönetimi Beyaz Saray'daki son günlerinde, yasalarda onlarca yıldır ayrımcılığa karşı yer alan korumaları kaldırmaya çalışıyor.

Washington Post salı günü yayımladığı haberde, ABD Adalet Bakanlığı'nın federal fondan yararlanan kişilerin ırk, ten rengi veya ulusal köken sebebiyle ayrımcılığa uğramasını yasaklayan 1964 tarihli Sivil Haklar Yasası'nın 6. başlığının yorumlanışını değiştirmeye çalıştığını belirtti.

Kuralların mevcut yorumuna göre bir eylem, himaye altındaki gruplar için ayrımcı bir etki yaratıyorsa ayrımcılık olarak kabul ediliyor fakat önerilen versiyon sadece kasıtlı olarak ayrımcı olduğu düşünülen eylemleri kapsıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD yönetimi geneli dikkate alındığında düzenlemelerdeki ayrımcılık tanımları halihazırda kasıtlı ayrımcılık biçimlerinin yanı sıra, eşit olmayan etkiler yaratmaları halinde kasıtsız önyargı şekillerini de içeriyor.

Trump yönetimi iki yıldır değişiklik üzerine kafa yoruyordu ancak seçilmiş başkan Joe Biden'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasından önce, kendisine kalan şu son haftalarda sürecin peşine düşmeye karar verdi.

Önerilen değişikliğe dair duyuru geçen ay yayımlandı ve salı günü de Washington Post'la paylaşıldı. Eski Adalet Bakanı William Barr, istifası 23 Aralık'ta yürürlüğe girmeden önce görevdeki son hamlelerinden birini yaparak bu değişiklik için bastırdı.

Yapılan duyuruda, yorumdaki değişikliğin "mahkemeler için ve federal fon alacak ve bu fondan yararlanacak kişiler için fazlasıyla ihtiyaç duyulan netliği sağlayacağı" iddia edildi.

Duyuru, Adalet Bakanlığı'nın şu anda federal fon alacak kişilere ödenek ve hibe olarak yaklaşık 6 milyar dolar (yaklaşık 44 milyar TL) dağıttığını aktarsa da önerilen değişikliğin bu miktarın ne kadarını etkileyeceğini ortaya koymuyor.

Washington Post, yönetimin kamuoyu görüşüne başvurması ve önerilen değişikliklerin ilk taslağını dağıtmasından önce düzenlemelerdeki değişikliklerin yayımlanmasının alışılmışın dışında olduğunu ifade etti.

Bununla birlikte, yönetime ait belgede, söz konusu teklifin nihai şeklinin ilk etapta kamuoyu görüşü almadan yayımlanabilmesine izin veren bir istisna içerdiği ileri sürülüyor.

Muhafazakar siyasetçiler ve aktivistler, bir eylemin ayrımcı olarak görülmesi için kişilere farklı şekilde davranma niyetinin kanıtlanması gerektiğini uzun zamandır savunuyor.

Ancak diğerleriyse niyete dair kanıt bulmanın genellikle zor olduğunu belirterek, niyetin ayrımcılık olmadığı durumlarda bile kurumların eylemlerinden sorumlu tutulması gerektiğini iddia ediyor.
 


Barack Obama yönetimi sırasında Adalet Bakanlığı'nda çalışan, şu anda da Sivil Haklar ve İnsan Hakları Liderlik Konferansı'nda Nefret ve Önyargıyla Mücadele (Fighting Hate and Bias) programının direktörü olan Becky Monroe, planlanan değişikliği eleştirdi.

Monroe salı günü Washington Post'a verdiği röportajda şunları söyledi:

Bu işlemi son dakikada sivil hakların korunmasını baltalamak için kullanmaları son derece endişe verici olsa da şaşırtıcı değil.

Bu büyük bir mesele.

Planlanan değişikliğin Adalet Bakanlığı'ndan verilen hibeleri etkileyecek olmasının yanı sıra diğer kurumlar da kendi hibeleri için uygulandığından emin olmak için benzer düzenlemeler yayımlamak zorunda kalacak.

The Independent konuyla ilgili Adalet Bakanlığı'ndan görüş talebinde bulundu.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU