Çoğu insan için 2020, Kovid-19'un ilk olarak dünya genelinde yıkıma neden olduğu yıl olarak hatırlanacak.
Fakat en son iklim verilerine göre, kaydedilmiş en sıcak yıl haline de gelebilir. Bu yıl şimdiye kadar gözlemlenen küresel ortalama sıcaklıklar, şu anki rekorun sahibi olan 2016'nın aynı döneminde görülen sıcaklıklarla yakından bağlantılı.
Kaliforniya'daki Breakthrough Enstitüsü'nde iklimbilimci ve iklim ve enerji direktörü Dr. Zeke Hausfather, The Independent'a konuştu. Hausfather, "Hem 2020 hem de 2016, sene başından şimdiki döneme kadar çok benzer sıcaklıklara sahipti" dedi.
Aralık ayında az çok ısınmak, bizi hafif yukarı veya hafif aşağı itebilir.
Dünya genelinde birkaç farklı araştırma kuruluşu küresel ortalama sıcaklıkların yıldan yıla nasıl değiştiğini takip ediyor. Avrupa'da, Birleşik Krallık'taki Met Office Hadley Merkezi ve AB'nin Kopernik İklim Değişikliği Servisi küresel sıcaklıkları izliyor. ABD'de bu görev NASA'ya, Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'ne ve Berkeley Earth'e düşüyor.
Dr. Hausfather'a göre bu merkezlerden alınan en son veriler, "2020'nin kayıtlardaki en sıcak yıl olma ihtimalinin hayli yüksek olduğuna" işaret ediyor. Ne var ki bu veri kümelerinden bazılarının 2020'nin kaydedilen en sıcak yıl olduğunu göstermesi mümkünken, diğerleriyse 2016'dan sonra en sıcak yıl olduğunu veya zirveyi paylaştığını gösterecek.
Dr. Hausfather, “Bu gruplar arasındaki fark çoğunlukla Arktik'teki 'boşlukları' nasıl doldurduklarıyla ilgili” diyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kuzey Buz Denizi'nin en ücra kısımlarının bazılarında günlük sıcaklık kayıtlarımızda boşluklar var. Zira bu konumlarda hava istasyonları bulunmuyor. Dr. Hausfather, çeşitli araştırma kuruluşlarının bu boşlukları biraz farklı şekillerde açıkladığını ve bunun küresel sıcaklık veri kümelerinde çok küçük farklılıklara yol açtığını söylüyor.
Bilim insanı bu araştırma merkezlerinin 2020'deki sıcaklık sonuçlarını muhtemelen Ocak'ın ilk yarısında açıklayacaklarını da ekliyor.
Bilim insanı, 2020'nin kayda geçen en sıcak yıl olduğu tespit edilirse, dünyanın ısınmaya devam ettiği mesajını pekiştireceğini söylüyor:
Her üç ila beş yılda bir Dünya'nın en sıcak yılını geçireceğimizi düşünüyoruz. Yani beklenmedik değil.
Fakat sıradışı bir şey var. 2020 mütevazı bir La Niña yılı olsa da 2016'da kaydedilen en büyük El Niño kadar veya ondan daha yüksek sıcaklıklar görmüş olacağız.
El Niño ve La Niña, ENSO döngüsü adı verilen düzensiz bir yıllık döngünün parçası olan doğal periyodik hava olayları. Küresel sıcaklıklar tipik olarak El Niño yıllarında ortalamadan daha sıcak ve La Niña yıllarında ortalamadan daha soğuk oluyor.
2020 kaydedilen en sıcak yıl olursa, bilim insanlarının uzun vadeli küresel ısınma eğiliminin bu doğal dönem olaylarının etkisini bastırmaya başladığına dair gittikçe sağlamlaşan kanısına kanıt ekleyecek.
2020 o kadar sıcak ki, küresel ısıyı artıran bir El Niño olmadan da 2016'yı geride bırakabiliriz.
Geçen hafta Met Office'in yayımladığı bir analiz, 2021'in de La Niña yılı olmasına rağmen muhtemelen kaydedilmiş en sıcak yıllardan biri olacağını ortaya koydu. Araştırmacılar insan kaynaklı küresel ısınmanın El Niño ve La Niña'nın etkisine baskın geldiğini de belirtti.
Met Office'in uzun vadeli tahminler yöneticisi Prof. Adam Scaife şunları söyledi:
Mevcut La Niña'nın etkisi yüzünden, 2021'in küresel sıcaklıkta rekor bir yıl olması muhtemel değil. Ancak küresel ısınma nedeniyle 2011 ve 2000 gibi önceki La Niña yıllarından çok daha sıcak olacak.
Dr. Hausfather, sıcaklıkta yıldan yıla meydana gelen değişikliklerin izlenmesinin önemli olduğunu ama iklimbilimcilerinin anlaması gereken, en hayati öneme sahip şeyin sıcaklıktaki uzun vadeli değişiklikler olduğunu ekledi.
İklimbilimci, "Son yıllardaki sıcaklıklar, iklim modellerimizin 30 yıl önce olacağını tahmin ettiği noktada. İklim ısınmasının gerçekleştiği aşikar" diyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/environment
Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk
© The Independent