Yeni Zelanda cami katliamı raporu istihbarat hatasını ortaya koydu, Ardern özür diledi

Beyaz üstünlük yanlısı Tarrant'ın Christchurch şehrinde Müslümanları silahla tarayarak öldürdüğü saldırıyla ilgili soruşturmada elde edilen bulgular paylaşıldı

Avustralyalı Tarrant'ın işlediği katliam hem kendi ülkesinde hem de dünya basınında manşet olmuştu (AFP)

Yeni Zelanda'da 51 kişinin beyaz bir ırkçı tarafından katledildiği cami saldırılarının ardından hazırlanan 800 sayfalık rapor, güvenlik kurumlarının aşırılık yanlısı diğer ideolojilerden ziyade "orantısız bir şekilde İslamcı tehditlere" odaklandığını gösterdi. 

Beyaz üstünlük yanlısı Avustralyalı ırkçı Brenton Tarrant'ın 15 Mart 2019'da Christchurch şehrinde iki camide cuma namazı kılmak için toplanmış Müslümanları silahla tarayarak öldürdüğü saldırıyla ilgili soruşturmada elde edilen bulgular paylaşıldı.

Washington Post'un haberine göre yayımlanan raporda, katliam öncesi internette bir "manifesto" paylaşarak İslam nefretini ortaya koyan Tarrant'ın bu eylemde tek başına hareket ettiği belirtilirken, güvenlik açıklarına rağmen devletin bu vahşeti "önleyebilme ihtimalinin çok düşük olduğu" ifade edildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak raporda asıl dikkat çeken unsur, söz konusu süre zarfında güvenlik güçlerinin ilgi odağıyla ilgili oldu. Raporda güvenlik teşkilatlarının, Tarrant gibi beyaz üstünlükçülerin oluşturduğu tehlikelere kıyasla, potansiyel "İslamcı tehditleri" tespit etmeye yönelik "uygun olmayan bir kaynak yoğunluğu" oluşturduğu belirtildi.

AFP de raporda Yeni Zelanda istihbarat teşkilatlarının saldırıdan önce, sağcı terör tehdidine gereken ağırlığı vermeden "İslamcı aşırılığa uygunsuz bir şekilde odaklandığını" yazdığını, bununla birlikte "Tesadüf dışında Tarrant'ın tespit edilebilmesinin makul hiçbir yolu yoktu" ifadesinin kullanıldığını aktardı.

Başbakan Jacinda Ardern gerek bu durumu gerekse hafif ateşli silah düzenlemelerinin silahlı saldırganın silahı kolaylıkla temin etmesine izin vermesi de dahil olmak üzere diğer bulguları kabul etti.

Yeni Zelanda lideri, "(Soruşturma) bu sorunların saldırıyı engelleyebileceğine dair hiçbir bulguya ulaşmadı. Ama bunların ikisi de başarısızlıktı ve bunun için özür dilerim" dedi.

Polis komiseri Andrew Coster da Yeni Zelanda'nın "gevşek" silah ruhsatlandırma süreçlerinin "kolay kullanıma" açık olduğunu kabul etti.
 


Ardern katliamdan sonra yarı otomatik silahların yasaklanması, mülkiyet kısıtlamalarının artırılması ve mevcut ateşli silahların hükümet tarafından geri satın alınması dahil olmak üzere silah yasalarını sıkılaştırmıştı.

Saldırıların ardından Müslüman cemaatle yakın ilişki kurarak sergilediği liderlik nedeniyle övgü alan Ardern'in başında olduğu merkez sol hükümeti ekim ayında büyük bir zafer elde ederek yeniden seçilmişti.

Yeni Zelanda'nın gördüğü en kanlı saldırıyla ilgili yargılanan Tarrant ağustos ayında gerçekleşen duruşmada 51 cinayetin yanı sıra 40 ayrı cinayete teşebbüs ve bir terör suçundan hüküm giymiş, şartlı tahliye yolu kapalı bir şekilde müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.


Independent Türkçe, Washington Post, AFP

DAHA FAZLA HABER OKU