Grönland'ı neden Trump değil Avrupa satın almalı

Ada satılık değil ama mineral zengini bölgeye yoğunlaştırılacak destek AB'nin stratejik özerlik elde etmesine yardımcı olabilir

Grönland, Arktik bölgenin kontrolü açısından stratejik bir nokta olarak görülüyor (Reuters)

Grönland için mücadele kızışıyor. Danimarka'dan tam bağımsızlık kazanmayı hedefleyen büyük yüzölçümüne ve seyrek nüfusa sahip Arktik ada üzerinde nüfuz elde etme rekabeti ABD'yi Çin'le karşı karşıya getiriyor.

Avrupa Birliği (AB), 1980'lerde Avrupa Ekonomik Topluluğu'ndan balıkçılık haklarıyla ilgili bir anlaşmazlık üzerine halk oylamasıyla ayrılan Grönland'a desteği artırmaya, kurumsallaşmaya yardım etmeye ve mineral zengini bölgede Avrupa yatırımlarını teşvik etmeye istekli olsaydı bu rekabetin kızışmasını önleyebilirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çoğunlukla İnuitlerden oluşan yalnızca 56 binlik nüfusu ve Kuzey Amerika kıtasının tam çatısındaki stratejik konumuyla Grönland, dünyanın en kuzeyindeki derin deniz limanı ve stratejik bombardıman uçaklarına yetecek uzunluktaki uçuş pistine sahip Thule Hava Üssü'nde ABD'nin ktirik önemdeki erken uyarı radarı ve uydu sensör istasyonuna ev sahipliği yapıyor.

Nordik hükümetlerden birine çalışan bir askeri analist, "ABD Grönland'ı stratejik olarak Kuzey Amerika'nın kayıp parçası olarak değerlendiriyor. Çin'in, ABD ana karasına bu kadar yakın bir yerde zemin kazanmasını istemiyor" diyor.

Pekin'den bakıldığında Grönland, Amerika'nın yanı başındaki Arktik bölgeye en ucuz giriş bileti olabilir. Hükümet destekli sosyal yardım almayan Grönlandlıların çoğu balıkçılık ve avcılıkla kıt kanaat geçiniyor, üstelik bu iki faaliyet de iklim değişikliğinden olumsuz etkilenme riski taşıyor.

An itibarıyla Danimarka özerk hükümetin bütçesinin yarıdan fazlasını karşılıyor ama Gröndlandlı politikacılar ağırlıkla madencilik, balık çiftlikleri ve turizm aracılığıyla ülkenin gelirini artırmak ve günün birinde eski sömürgecilerinden bağımsızlık elde etmenin yolunu ekonomik olarak açmak için yeni yollar arıyor.

Yerel açıdan ABD, Çin ve diğer Asya ülkelerinden yatırımcıları birbiriyle rekabete sürüklemenin cezbedici olduğu açık. Kuzey Amerika ve Avrupa'dan yeterli yatırımın olmaması, bu arayışı daha da acil hale getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump geçen sene birdenbire adayı satın almayı teklif ettiğinde uluslararası toplumu hayrete düşürmüştü. Grönland'ın özerk hükümeti kısa süre sonra adanın satılık olmadığı cevabını vermiş ve Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen fikrin "absürt" olduğunu söylemişti. Öte yandan dönemin ABD Başkanı Harry Truman da 1946'da Danimarka'ya gizlice benzer bir teklifle gitmişti.

Trump'ın kötü planlanmış hamlesi alay konusu olsa da Çin'den gelebilecek saldırgan hamlelerin ABD için ne denli büyük bir gerilim kaynağı olduğunu açığa çıkarmıştı. Bu teklif aynı zamanda büyük güç elde etme rekabetinin arttığı bir dönemde, Danimarka'nın küçük ve geniş alana yayılmış Arktik askeri komutanlığına da ev sahipliği yapan bir bölgeden daha fazla stratejik fayda koparma arzunu da yansıtıyordu.

Trump yönetimi bu sene Nuuk'ta (Grönland'ın başkenti - ç.n.) konsolosluk açıp Grönland'a 12,1 milyon dolarlık (yaklaşık 90,5 milyon TL) yardım paketi göndererek daha diplomatik bir yol izledi. Bu meblağ, AB'nin yıllık yardımının üçte birinden daha az olsa da çok daha büyük bir siyasi tantana eşliğinde duyuruldu.

Üst düzey bir Danimarkalı yetkili, "Geçen birkaç yılda yaşanan en büyük değişim, müttefikimiz ABD'nin Çin'i giderek başlıca stratejik rakibi olarak kodlaması oldu. Bu durum Arktik bölgeye kadar ulaştı" diye konuşuyor.

Yetkili, Çin'in adaya olan ilgisinin "özel olarak askeri olmasa da bir vadede ortaklardan birinin stratejik çıkarlarını tehdit edebileceğini" söylüyor.

Washington geçen sene Kopenhag'a, adanın tek uluslararası havaalanını geliştirme, kullanılmayan diğer uçak pistlerini modernize etme ve turizmin önünü açmak için bir derin deniz limanı geliştirme teklifleri veren Çinli şirketlerle bağları kesmesi için baskı yapmıştı. Yerleşimleri birbirine bağlayan kara veya demiryolları bulunmuyor ve yaklaşık 5'te 4'ü dev bir buz tabakasıyla kaplı 2,16 milyon kilometre kare yüzölçümüne sahip dağlık adadaki otel sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.

Çinli firmalar ayrıca akıllı telefonlar, bataryalar, plazma ekranlar, fiber optik, lazerler ve tıbbi görüntülemede kullanılan madenlerin yaklaşık yüzde 70'ini üreten Çin dışındaki en büyük yataklardan birine sahip olduğu tahmin edilen Grönland'da değerli maden aramak için lisans edinmeyi de denemişti.
 


Grönland'ın güneyinde bulunan Kvanefjeld bölgesinin yüksek miktarlarda değerli maden ve uranyum da dahil olmak üzere 1 milyar ton maden cevheri içerdiği tahmin ediliyor. Bu da durumu potansiyel nükleer yakıt kullanımından dolayı daha da hassaslaştırıyor. Çinli bir yatırımcı 2016'da Kvanefjeld'de arama yapan bir Avustralya şirketinin en büyük hissedarı oldu ve an itibarıyla özerk hükümetten madenciliğe başlamak için izin bekliyor.

Washington, Kopenhag ve Grönland'daki yetkililere güvenlik gerekçeleri öne sürerek Çinli yatırımcıları Kvanefjeld yatağında faaliyet yürütmekten menetmelerine yönelik basınç uyguluyor. ABD hükümeti ayrıca Çinli telekomünikasyon ekipmanı sağlayıcısı Huawei'i Faroe Adaları'ndaki 5G cep telefonu altyapı çalışmalarının dışında tutması için Danimarka'yı sıkıştırmıştı. Huawei halihazırda Grönland'ın Kanada ve İzlanda'ya uzanan açık denizdeki telekomünikasyon kablolarını geliştirmek için altyapı desteği sağlıyor.

Pekin'in nüfuzunu denetleme çabalarında ABD Grönland'a yönelik yatırımı desteklemek yerine sekteye uğratmakta başarılı oldu. Mali kısıtlarının farkında olan Grönlandlı liderler şimdilik ayrılıkçılığa yavaş yavaş giden bir yolu hedefliyor. Öte yandan gerilimlerin ne şekilde tırmanabileceğini öngörmek zor değil.

Çin, dirençle karşılaştıktan sonra taktik bir geri çekilme hamlesi yaptı. Diğer yandan Grönlandlılar bağımsız devlet statüsüne erişmek için mali kaynak aramaya devam edecek. Eğer ABD ve Avrupa'dan gelen destek ve yatırımlar yetersiz kalmaya devam eder ve turizm Kovid-19'dan kalıcı bir hasar alırsa Pekin'in çek defteri diplomasisine bir şans daha verilebilir.

ABD, Grönland'ın Çin nüfuzu altında bağımsızlaşmasına müdahale etmeden seyirci kalır mı?

AB, Afrika ve diğer kıtalarda stratejik çıkarlarının bulunduğu ülkelere sağladığı mali yardım ve teknik desteğin küçük bir kısmını buraya yatırsaydı bu kadar keskin bir çekişmenin önünün alınmasına yardımcı olabilirdi.

Öte yandan özerk Grönland hükümetinin Brüksel'de küçük bir ofisi olsa da AB başkentinin şimdilik burada bir temsilcisi dahi bulunmuyor. AB, Grönland'ın balıkçılığa açık sularına erişim karşılığında yaptığı yıllık ödemenin yanı sıra çoğu eğitime yönelik olmak üzere yıllık 32 milyon euro (yaklaşık 283,5 milyon TL) destekte bulunuyor.

Kovid-19 krizi patlak verdiğinden beri Komisyon, stratejik mineral ve diğer önemli hammadde tedarikçilerinin tekel haline gelmesi karşısında AB'nin zayıflığının farkına vardı. Avrupa Komisyonu bu ay, karbon nötr bir ekonomiye geçişi garantiye almada hayati olan hammaddelerin güvence altına alınması, çeşitlendirilmesi ve geri dönüşümü için bir faaliyet planı yayımladı.

Üye bir ülkenin özerk bölgesi olmasına rağmen AB üyesi olmadığı için bu raporda Grönland'ın adı geçmiyor bile.

Bu durum Grönland'a yardım etmenin Brüksel'de ne denli zor bir pazarlık olduğunu gösteriyor. Grönland, 1985'te Brexit'in minyatür bir öncülü şeklinde tarif edilebilecek bir oylamayla ayrılarak kıtada Avrupa Ekonomik Topluluğu'na sırtını dönen ilk aile ferdi olmuştu.

AB'nin stratejik düşünmesi ve kötü hatıraları rafa kaldırması gerekiyor. Brüksel, Avrupa Yatırım Bankası'ndan fon dahil olmak üzere geliştirme araçlarını aktarır ve hayati hammaddeleri çıkarmak için Avrupa çapında endüstriyel bir ittifak kurarsa, Grönland Avrupa'nın daha geniş stratejik bağımsızlık hedefinin köşe taşlarından biri haline gelebilir.

 

 


* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

politico.eu/article

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

DAHA FAZLA HABER OKU