Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) çarşamba günü yayımladığı rapora göre gezegendeki yaban hayatı popülasyonu yaklaşık 40 yılda yüzde 68 azaldı ve bu yıkıcı düşüşün arkasında insan tüketimi var.
"Yaşayan Gezegen Raporu 2020" isimli raporda, 1970 ve 2016 arasında izlenen 4 bin 392'den fazla memeli, kuş, balık, sürüngen ve amfibi türü nüfusunda görülen düşüşler değerlendirildi.
Raporda yaban hayatı popülasyonunda son yıllarda yaşanan düşüşün milyonlarca yıldır görülmediği ifade edildi.
Dünyanın en kötü etkilenen bölgeleri, ortalama yüzde 94'lük bir düşüş kaydeden Latin Amerika ve Karayipler oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Söz konusu felaketin nedenleri arasında çayır, savan, orman ve sulak alan habitatlarının dönüşümü, yaban hayatının sömürülmesi, yerli olmayan türlerin ortaya çıkması ve iklim değişikliği yer aldı.
Raporda ayrıca, insanların, gezegenin buzsuz kara yüzeyinin yüzde 75'ini önemli ölçüde değiştirdiği belirtildi.
WWF'ye göre ekosistem yıkımı, yaklaşık 1 milyon türün neslini (500 bin hayvanla bitki ve 500 bin böcek olmak üzere) tüketmekle tehdit ediyor.
Doğanın çözülüşü
Uzmanlar, nüfusu en hızlı azalan canlıların tatlı su habitatlarında yaşadığını söylüyor. Veriler de Sanayi Devrimi'nden bu yana küresel sulak alanların yüzde 85'inin kaybolduğunu gösteriyor.
Rapora göre tatlı su memelileri, kuş, amfibi, sürüngen ve balık popülasyonları, 1970'ten bu yana her yıl ortalama yüzde 4 oranında azaldı.
WWF'nin üst düzey bilim insanı Rebecca Shaw, "En dramatik düşüş tatlı sularda yaşandı. Bu tabloda doğanın çözülüşünü görüyoruz" dedi.
Tatlı su ekosistemlerinde belirgin düşüşler görüyoruz. Çoğunlukla nehirlere kurduğumuz barajlardan ve artan insan nüfusunu beslemek için tatlı su kaynaklarının kullanılmasından kaynaklanıyor.
Raporun yazarları da insan faaliyetinin yaban hayatı popülasyonundaki düşüşten sorumlu olduğunu ifade etti. Raporda konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:
21. yüzyıldaki yaşam biçimimizi desteklemek için Dünya'nın biyolojik kapasitesini en az yüzde 56 oranında aşırı kullanıyoruz.
Independent Türkçe, CNN