Geniş çaplı bir DNA çalışması, 16 ila 19. yüzyıllarda Amerika'ya köle olarak getirilen milyonlarca Afrikalı'nın kaderine ışık tuttu.
50 binden fazla kişinin katıldığı çalışma, köle ticaretinin günümüz Amerika nüfusu üzerindeki "genetik sonuçları” hakkında daha fazla ayrıntı sundu. Araştırmacıların bulguları, tecavüz, kötü muamele, hastalık ve ırkçılığın günümüz genetiğine etkisini gözler önüne serdi.
Örneğin, Afrika’nın belirli bölgelerinden gelen DNA’nın ABD'de yetersiz temsil edildiği çünkü o kökenden çok sayıda kölenin Amerika’da sıtma nedeniyle ölmüş olabileceği ortaya kondu.
12,5 milyondan fazla Afrikalı, 1515’ten 19. yüzyılın ortalarına kadar köle ticaretine maruz kalmıştı. İki milyon kişi Amerika yolunda hayatını kaybetmişti.
AFP’ye konuşan nüfus genetiği uzmanı Steven Micheletti, “Genetik bulgularımızın o dönemde gemilerle taşınan yolculara yönelik bildirimle uyuşup uyuşmayacağını görmek istedik ve bazı durumlarda çarpıcı uyuşmazlıklar gördük” dedi.
Araştırma sonucunda Afrika kökenli çoğu Amerikalının köklerinin, köle ticaretindeki ana rota doğrultusunda uzandığı ve Angola ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde bulunduğu belirlendi.
Nijeryalı soyun ise ABD’deki Afro-Amerkalılarda aşırı temsil edildiği ortaya çıktı. Bunun nedeninin Karayipler üzerindeki kıta içi ticaret yolu olduğu düşünülüyor.
Öte yandan Kuzey Amerika’da köle gemilerinden inenlerin sayısı göz önüne alındığında, Afro Amerikalılar’la Senegambiya bölgesi arasında beklenenden daha az genetik bağlantı olduğu anlaşıldı.
Micheletti bunun olası nedenlerini ise şöyle açıkladı:
Senegambiyalılar, Afrika'daki tanınmış pirinç üreticileri olduğu için genellikle ABD'deki pirinç ekim alanlarına taşındılar. Bu alanlarda sıtma yaygındı ve ölüm oranları yüksekti.
Araştırmacılara göre hükümet ve köle sahiplerinin uygulamalarının da Afrika genetiği üzerinde büyük etkisi oldu.
Amerika'ya getirilen insanların yüzde 60'ından fazlası erkekti ama genetik karşılaştırmalar, kadınların Amerika kıtasında gördüğü muamelenin modern gen havuzu üzerinde güçlü bir etkisi olduğunu tespit etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Etkinin çoğu, köleleştirilen Afrikalı kadınların beyaz erkekler tarafından tecavüze uğramasına ya da diğer cinsel sömürü biçimlerine atfediliyor. Bu biçimler arasında, yeteri kadar çocuk doğuran kadınlara özgürlük vaat edilmesi gibi uygulamalar yer alıyor.
Öte yandan araştırmacılar, bu ikiliğin Latin Amerika’da daha belirgin olduğunu gördü. Çünkü ABD’deki köle sahipleri, doğan çocukları ileride çalıştırmak için köleler arasındaki evlilikleri destekledi.
Ama Küba ve Brezilya gibi ülkelerin hükümetleri, 1900'lü yıllarda Afrika kökenli kadınların beyazlarla evlendiği “beyazlaştırma” (branqueamento) politikalarını uyguladı.
Micheletti, bu durumu şöyle açıkladı:
Gen havuzuna katkıda bulunan her bir Afrikalı erkeğe karşılık 17 kadının bulunduğu bölgeler gördük. Oranın bu kadar yüksek olmasını hiç beklememiyorduk.
Independent Türkçe, AFP, BBC