Baharat zengini iki kardeş nasıl Paskalya’da 269 kişinin ölümüne neden oldu?

İbrahim kardeşler ve arkadaşları, son yılların en büyük katliamlarından birini Sri Lanka’da gerçekleştirdi

Bu saldırılara kadar, IŞİD'in bölgedeki gücünün farkına varılmamıştı (AP)

21 Nisan 2019’da Sri Lanka'da Hıristiyanlar için kutsal Paskalya ayini sırasında Kochchikade'deki St. Anthony's, Katana'daki St. Sebastian ve Batticaloa'daki Meryem Ana kiliseleri ile başkent Kolombo'daki beş yıldızlı Shangri-La, Cinnamon Grand ve Kingsbury otellerine bombalı saldırılar düzenlenmişti.

Bu saldırıların ardından başkent Kolombo'nun banliyöleri Dehiwala'daki konukevi yakınında ve Dematogo'da üst geçit yakınında patlamalar olmuştu.

Sekiz saldırganın yanı sıra 269 kişinin öldüğü, 500’ü aşkın kişinin de yaralandığı saldırıları IŞİD üstlenmişti.

The New York Times, saldırganlardan 36 yaşındaki İnşaf Ahmed İbrahim ve kendisinden üç yaş küçük kardeşi İlham Ahmed İbrahim’in varlıklı olmalarına rağmen niçin bu eylemleri gerçekleştirdiğini araştırdı.

Tamil Kaplanları'ndan IŞİD'e Sri Lanka

Hindistan’ın güneyindeki Seylan olarak da bilinen ada ülkesi, 1983’le 2009 yılları arasında ayrılıkçı Tamil Kaplanları'nın pek çok intihar saldırısına şahit olmuştu.

Tamilce konuşan etnik gruptan çıkan örgüt, Sri Lanka’nın yaklaşık yüzde 9,7’sini oluşturan Müslümanlardan biraz daha fazla nüfusa sahip olsa da 26 yıl boyunca mücadelesini sürdürmüştü. Tamil Kaplanları, bu süreçte devlet başkanı ve başbakan öldürmeye varan eylemler düzenledi. Ancak yine de geçen sene ülkenin yalnızca yüzde 7,4’ünü oluşturan Hıristiyanları Paskalya’da hedef alan saldırılar ülkeyi sarstı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ülkedeki varlığı pek de bilinmeyen IŞİD’in saldırıları üstlenmesi, güvenlik görevlileri için bile bir şok oldu.

Tamil Kaplanları’nın yenilgisinden sonra aşırı milliyetçi Budistler, kendilerine yeni hedef olarak seçtikleri Müslümanları pek çok yerde yağma ve linçle hedef almıştı. Bu, Müslümanlar arasında radikalleşmeye neden olan sebeplerden biri olarak görülüyor.

ABD’deki Georgetown Üniversitesi’nde terörizm üzerine çalışan Bruce Hoffman, Ortadoğu’da büyük güç kaybeden IŞİD’in bir anda Sri Lanka’da böylesine bir saldırıyla ortaya çıkmasına şaşırdığını söyledi.

Hoffman’a göre, hiç tanınmayan saldırganların bu kadar güçlü patlamaları gerçekleştirebilmesi, küçük hücrelerin gücünün sanılandan daha fazla olabileceğini gösteriyor.  

nyt-aile.jpg
İbrahim ailesinin Kolombo’daki apartmanı (Mahesh Shantaram/The New York Times)


İbrahim ailesinin yükselişi

Ülkenin çoğunluğunu oluşturan Budistlerin arasındaki şiddet yanlısı aşırılıkçılar ve Tamil Kaplanları, Sri Lanka’da pek çok Müslümanın hayatını zorlaştırmıştı.

Ancak henüz 13 yaşındayken 17 kardeşini ve ailesini terk ederek köyünden başkent Kolombo’ya gelen baba Yusuf Muhammed İbrahim, ticaret yeteneğiyle sıfırdan servet sahibi olmuştu. Ülkenin önde gelen baharat ihracatçılarından olan baba, Hacı diye çağrılan hayırsever ve cömert biri.

Kendi işini kuran oğlu İnşaf, bir başarı hikayesi olarak görülüyordu. İlham’sa pek çalışmasına gerek kalmadan babasının apartmanındaki evlerden birinde hamile karısı ve üç çocuğuyla yaşıyordu.

Ancak bu koşullar, dokuz çocuğundan ikisinin böyle bir saldırıyı gerçekleştirmesine engel olamadı. İlham’ın eşi Fatma, saldırıların ardından Hacı’nın da yaşadığı apartmana düzenlenen polis baskını sırasında üzerindeki intihar yeleğini çalıştırarak hem üç polis memurunu, hem de çekirdek ailesinden geriye kalan herkesi öldürdü.

Hacı ve ailesinden pek çok kişi gözaltına alınarak aylar boyunca sorgulandı.

afp.jpg
Saldırıdan sonra Shangri-La Hotel (AFP)


Kardeşlerin radikalleşmesi

Samanth Subramanian, New York Times adına saldırganların kardeşlerinden biriyle görüştü.

İnşaf ve İlham’ın okulda pek sosyalleşmediğini belirten kardeş, “Sadece birbirlerine sahiplerdi” dedi. Babaları Hacı’nın da çok katı davranamayacak kadar işiyle meşgul olduğunu anlattı.

İsminin açıklanmaması koşuluyla konuşan bu erkek kardeşin eşi, İnşaf ve İlham için şu ifadeleri kullandı:

Hiçbir zaman sigara ya da içki içmediler, kulüplere gitmediler, kızlar yoktu. Gerçek örnek çocuklardı. Hiç yanlış bir şeyleri yoktu, ta ki en kötü suçu işleyene kadar...

Hafız anne Hatice’nin başörtüsüz dışarı çıkmayacak kadar dindar olduğunu vurgulayan komşularıysa, daha zeki ve karizmatik İnşaf’ı herkesin tanıdığını ancak İlham’ı çok kişinin bilmediğini ifade etti.  

Evlendikten iki yıl sonra 2012’de kendi işini kuran İnşaf’ın bakır işlediği dükkanında çalışanlar, onu sürekli herkese dini öğütler verirken hatırlıyor.

Babasının kendisi için ayarladığı işlerde tutunamayan İlham’sa Hacı’nın bir arkadaşı tarafından “Tam bir gerizekalıydı. En sonunda Hacı da oğlunda yanlış bir şeyler olduğunu anladı” diye tarif edildi.

Peki bu iki kardeş, nasıl son 5 yılda bir anda aşırılıkçı düşüncelere gönül vererek kendilerini öldürdü? Kardeşleri bile bu kadarını tahmin edemediklerini söylüyor.

Tanıyanların bu değişimden sorumlu gördüğü isim, komşulardan birinin kardeşi olan Abdüllatif Cemil Muhammed. İnşaf ve İlham kardeşlerle birlikte Arapça çalışan Cemil, İngiltere ve Avustralya’da eğitim aldıktan sonra hakkında IŞİD soruşturması başlatılmış bir isim.

2014-2015 gibi memleketine dönerek “yeterince inançlı” görmediği ailesine kızan Cemil, Sri Lanka istihbaratının da takibindeydi.

Bir istihbarat görevlisi, yüzyüze görüştüğü bu ismin çok iyi hitabete sahip olduğunu belirtti.

Önce İlham’la, sonra da İnşaf’la yakınlaşan Cemil, terör uzmanı akademisyen Hoffman’a göre, IŞİD’in aileleri devşirmeyi amaçlayan yeni taktiğini uyguladı. Bu taktik, aileden dışarı kolay kolay bilgi sızmayacağı için tercih ediliyor.

İstihbarat görevlilerine göre; Cemil, Paskalya katliamının elebaşı Zahran Haşim’in öğretilerini kardeşlere aşıladı. IŞİD’e biat ettiğini açıklayan ve Müslüman Sufileri bile öldürmeyi vaaz eden Haşim de Paskalya’da intihar saldırısı gerçekleştiren isimler arasındaydı.

Hoffman, Haşim’in IŞİD’in Horasan kolundan isimlerle bağlantılı olduğunu ve bu çaptaki saldırıları tek başına gerçekleştiremeyeceğini düşünenler arasında.

Şiddet şiddeti getirdi

Saldırılardan sonra olağanüstü hal edilen ülkede düzenlenen operasyonlar, Müslümanlara yönelik cadı avına dönüştü. Çok sayıda ev, cami ve dükkan yakılırken Pakistan ve Afganistan’dan gelen göçmenler kamplara sığınmak zorunda kaldı.

4 bin Budist kadını onayları olmadan kısırlaştırdığı iddia edilen Müslüman bir doktor, haksız yere iki ay gözaltında tutuldu.

Bu şiddet ve öfke ortamında düzenlenen seçimlerin ardından, adı yolsuzluk ve azınlıklara yönelik işkenceyle anılan Gotabaya Rajapaksa ülkenin yeni devlet başkanı oldu.

Terminatör olarak da bilinen Rajapaksa, göreve geldikten sonra da Müslümanlara yönelik sert tutumunu sürdürdü.

Müslümanlara yönelik “Bizden nefret ediyorlar”, “Onları yaptığı yemeği yemeyin”, “Halkımızı zehirliyorlar” gibi nefret dolu ifadeler, artık daha da rahat ifade ediliyor.


Independent Türkçe, The New York Times Magazine

DAHA FAZLA HABER OKU