Çıplak kör farenin bağışıklığının ardındaki gizem kanserin önlenmesinde yeni umut oldu

Araştırmaya göre büyük dişli ve küçük gözlü kazıcı kemirgen, kanser hücreleriyle baş edebilen özel bir bağışıklık sistemine sahip

Çıplak kör fareler kansere, ağrıya ve hatta biyolojik yaşlanma yasalarına karşı dayanıklı (Thomas Park/UIC/Reuters)

Bilim insanları, tüysüz ve kırışık yeraltı kemirgenine dair şaşırtıcı yeni bir keşfin, insanlarda kanserin önlenmesine kapı açabileceğini söyledi.

Neredeyse kör olan bu Doğu Afrika yerlisi kazıcı fare türü, bir dizi özgün gücü sebebiyle uzun zamandır araştırmacıları cezbediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu büyük dişli, küçük gözlü ve soğukkanlı yaratıklar, bazı ağrı türlerine karşı bağışıklığa sahip. Oksijensiz 18 dakika boyunca hayatta kalabiliyor ve biyolojik yaşlanma yasalarından muaf biçimde 30 yıldan uzun süre yaşayabiliyor.

Çıplak kör fare aynı zamanda kansere karşı da dirençli. Bu özelliği onu dünya genelinde kanser araştırmaları yapan ekiplerin de odağı haline getirmiş durumda.

Geçmiş tarihli araştırmalar sonucunda, sağlıklı hücrelerinin kanser hücrelerine dönüşümüne karşı bağışıklığa sahip bu türün, gözlemlenen birkaç vaka haricinde, neredeyse hiç kansere yakalanmadığı sonucuna varıldı.

Şimdiyse, Cambridge Üniversitesi araştırmacıları ilk kez, diğer kemirgenlerde kansere neden olduğu bilinen genlerin çıplak kör farelerin hücrelerini de kanserli hale getirebildiğini ortaya koydu.

Ancak araştırma ekibi, bu canlıyı diğerlerinden ayrı kılan şeyin, bağışıklık sistemi dahil karmaşık bir hücre sistemi ve hücreyi çevreleyen moleküller olduğu sonucuna vardı.

Araştırmacılar, bu hücre sisteminin mikro-çevre olarak bilinen etkileşim sayesinde, kanserin tümör oluşturduğu başlangıç aşamasının durdurdurulduğuna inanıyor.

Cambridge Üniversitesi'nden farmakolog ve araştırmanın baş yazarlarından Dr. Velid Halit, "Sonuçlar bizim için şaşırtıcı oldu, çıplak kör farelerin kansere karşı direncine dair anlayışımızı bütünüyle değiştirdi" dedi.

Eğer bu hayvanların bağışıklık sistemini özel kılan şeyin ne olduğunu, kanserden kendilerini nasıl koruduklarını anlayabilirsek, insanlarda da bu hastalığı engelleyebilecek müdahaleler geliştirebiliriz.

Araştırmacılar, Nature adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, 11 farklı çıplak kör farenin bağırsak, böbrek, pankreas, akciğer ve deri dokusundan alınan 79 farklı hücre dizisini analiz etti. Daha sonra bu hücre dizilerini, fare ve sıçan hücrelerinde kansere neden olduğu bilinen genler elde etmek amacıyla laboratuvar ortamında üretilmiş virüslerle enfekte eden araştırmacılar, çıplak kör fare hücrelerinin kanserli hale gelmesini ummuyordu.

Çalışmanın baş araştırmacılarından doktora sonrası araştırma yapan öğretim görevlisi Fazal Hadi, "Şaşırtıcı biçimde, enfekte olmuş çıplak kör fare hücreleri laboratuvar ortamında çoğalarak hızla koloniler oluşturmaya başladı. Bu hızlandırılmış büyümeden kanserli olduklarını anladık" dedi.

Ekip daha sonra bu hücreleri farelere zerk ettiğinde, haftalar içinde tümörler oluştu. Araştırmacılar bu sonucun çıplak kör fare vücudunun ortamının kanserin gelişimini engellediğine işaret ettiğini söylüyor.

Bu bulgu, çıplak kör fare hücrelerinde ilk etapta kanserli hücrelere dönüşmelerini engelleyen kalıtsal bir özelliğin evrimleştiği sonucuna varan 2013'teki bir çalışma da dahil olmak üzere önceki araştırmalarla çelişiyor.

Öte yandan önceki çalışmanın yazarları Cambridge ekibine aksi yönde cevap verdi. Nature'da yayımlanan cevap yazısında, çoğu New York Rochester Üniversitesi mensubu araştırmacılar, yeni araştırmada farklı sonuçlar alındığını çünkü çıplak kör fare hücrelerinin "yapay biçimde yüksek" seviyelerde kansere sebep olan genlere maruz kaldığını ve böylece hayvanın doğal direnç mekanizmasını geçersiz kılındığını savundu.

Cambridge ekibi, insanlarda kanser hücresi oluşumunu engelleyecek yeni tedavi yolları açığa çıkarma amacıyla, çıplak kör fare hücrelerinin tümöre dönüşmesini engelleyen mekanizmaları incelemeye devam edeceklerini belirtti.

Çalışmanın baş yazarlarından Dr. Ewan St. John Smith, "Hipoksi (oksijen yetmezliği) dirençlerinden ağrı hassasiyeti ve kanser direncine, çıplak kör fareler üzerindeki tüm çalışmamız, bu türün ekstrem biyolojisinden yararlanmak ve vücudumuzun normalde nasıl çalıştığını daha fazla anlama amacı taşıyor" dedi.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science/

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU