Elbette Christchurch saldırganı İslamofobinin cenneti Fransa’da radikalleştirildi

Şüpheli saldırganın ilham aldığı aşırı sağcı Fransız Renaud Camus’nün beyaz Avrupalı vatandaşların göçmenler tarafından hızla yerlerinden edildiği fikri, saldırganın manifestosunda ikide bir tekrarlanıyor

Brenton Tarrant'ı yargılayan mahkemenin hakimi Paul Kellar, duruşma sırasında gazetecilerin fotoğraf çekmesine izin veriyor ama "zanlının adil yargılanma hakkı" gerekçesiyle yüzünün kapatılmasını şart koşuyor

 

Fransa’nın kırsalında tıka basa dolu bir otopark, bir ırkçının kötü niyetli düşüncelerinin daha da pekişmesi için muhtemel bir ortam. Burası tam da 2 yıldan daha az bir zaman önce Brenton Tarrant’ın siyahi Müslüman ailelerin hayatlarını sürdürme şeklini öfke içinde izlediği yer.

Tarrant manifestosunda, “Orada otoparkta kiralık arabamın içinde otururken, bir dizi işgalcinin alışveriş merkezinin ön kapılarından geçerek yürüdüğünü izledim. Her bir Fransız erkek veya kadın için işgalci sayısı 2 katıydı. Yeteri kadar gördüm ve öfkeyle şehir dışına çıktım. Lanetli yerde daha fazla kalmayı reddettim ve bir sonraki şehre gittim” cümlelerine yer verdi.

Tarihin artık bildiği gibi, Tarrant aslında bundan çok daha fazlasını yaptı. Avustralyalının bu müthiş nefreti hızla Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde 2 camide 50 kişinin öldüğü ve onlarca kişinin ağır yaralandığı vahşi bir terörizme dönüştü. Müslümanların ibadet ettikleri bu kutsal yerlerde katledilme anı ilk defa sosyal medyada canlı yayımlandı.

Kötü niyetli bir gözlemciden beyazları üstün ırk gören birinin katliam yapmasına uzanan böylesi bir öfke yeterince ürpertici. Ancak Tarrant vakasının rahatsız edici bir yanı da onun biyolojik teorilere dayanan çıkarcı bir ırkçılığın tamamen kabul edilebilir olduğu bir ülkede radikalleşme şeklidir.

İnkar edilemeyecek bu ölümcül bağnazlık, sadece Fransa’da popüler “filozof” rolünü üstlenen TV kişilikleri tarafından “entelektüelleştirilmiyor”, aynı zamanda kıdemli siyasetçi ve diplomatlardan ana akım medya yorumcularına kadar herkes tarafından devam ettiriliyor.

Hepsi de Tarrant gibi, göçmen kökenli ve özellikle de Kuzey Afrika'daki eski Fransız sömürgeleriyle bağlantılı insanlara ortak bir nefret duyuyor. Tüm ulusal tartışmalarda yaygın olan bu dinamik, ortalığı karıştıran aşırı sağcıların ırkçı teorileri normalleştirme girişimlerinin bulunduğu İngiltere gibi komşu ülkelere de yayıldı.

Bu İslamofobi'nin gerçekte var olmadığını ve içerideki düşmanın giderek güç kazandığını söyleyenlerin tezinin bir parçası. Bu tür nefret dolu propagandistlerin, zayıf zihinleri etkilediğine dair kanıtlar, özellikle de Tarrant’la ilgili olanı, çok etkileyici.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçen cuma yaptığı katliamın ardından tutuklanmadan önce Tarrant, online olarak “Büyük Yer Değiştirme” olarak adlandırılan bir belge yayımladı. Bu belgenin üst başlığı, tahminen 6 milyona varan Batı Avrupa’nın en kalabalık Müslüman nüfusuna ev sahipliği yapan Fransa’da, müesses nizamın sahiplendiği bir komplo teorisi.

Otopark deneyimlerini ve diğer ilgili anılarını kaydetmenin ötesinde Tarrant, yer değiştirme teorisini açıklamak için kin dolu belgesini kullandı. “Doğum oranlarını” baz alan birine uygun olarak şöyle özetledi: Sizlerin bu yazılanlardan hatırlamanızı istediğim tek şey doğum oranlarının değişmesi gerektiği.

Tarrant, beyaz Avrupalı vatandaşların, sayıca daha çok doğum yapan ve Batı medeniyetinin dokusunu tehdit eden göçmenler tarafından hızla yerlerinden edildiğini konu edinen Büyük Yer Değiştirme başlıklı kitabın yazarı aşırı sağcı Fransız Renaud Camus’yu papağan gibi tekrarlıyor.

Camus, tam da beklendiği gibi, şeytani tutuculuğunun Tarrant gibi adamları kışkırtmakla ilgisi olmadığını vurgulayan klişe bir yalanlama yayımladı. Üstelik, yer değiştirme teorisinin erken versiyonlarının aralarında Holokost’un da dahil bulunduğu soykırımları körüklediği barizken. Nazilerin yürüttüğü imha politikaları “istenmeyen” ırklara odaklanan biyolojik teorilere dayanıyordu.

Camus, ırkçı nefretten mahkum oldu. Benzer medya kişilikleri arasında Eric Zemmour da var.

Özellikle Müslüman topluluklara karşı, ırkçı ve dini nefreti kışkırtmak gibi saldırılardan dolayı cezalara çarptırılmasına rağmen Zemmour, Fransız televizyon ekranları, radyo programları ve gazete köşelerinde düzenli olarak yer alıyor.

Zemmour, Fransız İntiharı başlıklı kendi “yer değiştirme” kitabını yayımladı. Bu kitabın argümanları, bir başka ünlü filozof olan Alain Finkielkraut'tan, Camus'dan esinlenen romancı Michel Houellebecq'e kadar Fransız Müslüman düşmanlarının eserlerinin yanı sıra birçok İngilizin sert eleştiri yazısında da yankılanıyor.

Bunlara, “göçün, kimliğin” ve “İslam'ın” sebep olduğu “Avrupa'nın ölümü” hakkında bir kitap hazırlayan Douglas Murray gibi ‘yeni muhafazakarlar’ da dahil. Etnik ve dini azınlıklara karşı önyargıları İngiltere’nin her tarafında yayınlanmış, Murray’le aynı fikirde olan İngiliz yorumcuları var. Bunlar arasında Rod Liddle, Melanie Phillips ve Müslümanlara saldıran bir makale yayımlamalarının ardından özür dilemek ve tazminat ödemek zorunda kalan Stephen Pollard da yer alıyor.  

Hükümlü eylemci Tommy Robinson gibi, onların eğilimleri de tüm Müslümanları acımasızca bir alt sınıfa ait olarak tasvir etmek. Diğerleri sözde saygın mecralarını, tehlikeli suçlularla aynı inancı paylaşacağı düşünülen ve tiksinti duyulan yeni gelen kişilere karşı, onları hapsetmeye varıncaya kadar bir dizi önlem çağrısı yapmak için kullanıyor.

Yer değiştirme teorisine kafayı takan Fransız siyasetçiler de Yahudi düşmanı sabık bir ırkçı olan babası tarafından kurulan partinin adayı Marine Le Pen’in 2017’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. geldiği bir ülkede bu teoriye sıklıkla gönderme yapıyor.

Tarrant’ın “küreselleşmeci bir beyaz karşıtı” olarak nitelendirdiği Emmanuel Macron’un Le Pen’i mağlup etmesi de teröristi öfkelendirerek suçunu hayata geçirmesinde rol oynadı. Le Pen ve artık Ulusal Birlik olarak adlandırılan Ulusal Cephe Partisi gibi Tarrant da, küresel örgütlerin ve özellikle de AB'nin, yer değiştirmelerde etkin bir şekilde rol aldığına inanıyordu.

Tarrant, özellikle Almanya Başbakanı Angela Merkel'in öldürülmesini istemişti çünkü o “beyaz karşıtı ve Alman karşıtı her şeyin annesi”ydi. Öte yandan, Londra Belediye Başkanı Sadık Han’ın da aralarında bulunduğu yüksek profilli İngiliz Müslümanlar da benzer şekilde hedef alındı.

Bu şartlar altında, liberal Fransız gazeteci Edwy Plenel, büyük yer değiştirme teorisini “katil bir ideoloji” olarak tanımlamakta haklı. Bu, Fransa'nın ve bunu kullanarak kötülüklerini ilerletmek isteyenlerin ayıbı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices/

Independent Türkçe için çeviren Cenk Korkmazer

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU