Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, “Kemalizm’in doğarken sakat doğduğunu ve ilerleyen dönemde sığ, popüler, ezberci, slogancı bir Kemalizm biçiminin hortladığını” söyledi. Kaplan’a göre “Kemalistler bu sığlıkta giderse Türkiye’nin tasfiyesini gerçekleştirecekler.”
Kaplan, “Yüzyıllık tasfiyeler tarihimizin hazin hikâyesi...” başlıklı köşe yazısında Kemalizm, Türkçülük ve İslamcılık konusunda bazı eleştiriler getirdi.
Kaplan’ın yazısının Kemalizm ile ilgili olan kısmı şöyle:
Kemalizm daha doğarken sakat doğdu: Atatürk’ün ölümüyle de bitti, bence.
Kendi yokoluşunun tohumlarını kendi elleriyle ekiyordu Kemalizm.
Bir yandan, çocuklarını yiyordu devrim: Mustafa Kemal’in “meşhur beşler” olarak birlikte yola çıktığı Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Kazım Karabekir’le yolları ayrılacaktı!
Neden? Ne olmuştu da, en yakınındakiler Atatürk’ün yanından uzaklaşmışlar ya da uzaklaştırılmışlardı?
Bu soru önemlidir ve cevabı verilmemiştir; verilmemiştir çünkü sorulmamıştır!
Öte yandan, tepeden bir kimlik, kültür, hayat tarzı, uygarlık dayatıldı topluma.
Bir oluşum sınırlarını aşarsa, zıddına, karşıtına dönüşür: Burada da öyle oldu. Kemalizm, kök salamadı.
Ama gerek siyasette, gerekse toplumda cemaat, sivil toplum kuruluşu olarak İslâmcıların İslâmî ölçüleri, haram helâl ölçülerini hiçe saymaları, kul hakkına riayet etmemeleri, siyaseti yani aracı hakikatin yani amacın önüne geçirmeleri, toplumda İslâm’ın büyük yara olmasıyla, toplumun boşluğa, deizm ve nihilizm çıkmazına sürüklenmesine yol açtı.
İşte bu süreçte sığ, popüler, ezberci, slogancı bir Kemalizm biçimi hortladı: Felsefesi, derinliği olmayan gelip geçici ama hızla büyüyen bir dalga!
Kemalistler bu sığlıkla, bu kafayla giderlerse, Türkiye’nin tasfiyesi işlemini gerçekleştirecekler.
Bu toplumu var kılan, ayakta tutan, bin yıl dünya tarihini yapmasını mümkün kılan medeniyet iddialarını terkeden, Batı kültürünün posası çıkmış popüler kültürünün ürünlerini tepe tepe tüketmeyi marifet sanan kesimlerden bilimde, felsefede, sanatta dünyaya örnek olacak büyük atılımlar yapmalarını, asırlık bir süreçte yeni Yunus’lar, Mevlânâ’lar, Sinan’lar çıkmasını bekleyebilir misiniz?
Bu kafayla gidersek ve yaşadıklarımız üzerine, eleştirilerimize tahammül ederek ortaklaşa düşünmezsek, bu ülkeyi kurda kuşa yem etmekten kurtulamayız.
Soru şu: Neden İslâmcılar İslâmcılığı, Türkçüler Türkçülüğü, Kemalistler Kemalizmi kendileri tasfiye ediyorlar peki?
Görünen neden şu: Gücü ele geçirdiklerinde ilkelerini çıkarlarına kurban ediyor olmaları.
Görünmeyen asıl nedense şu: Medeniyet perspektifine, ruhuna, derinliğine sahip olamamaları ve bunun, dünyada da, coğrafyamızda da, ülkemizde de başımıza neler geldiğini kavramalarını zorlaştırıyor, şaşı bakışları, saplantılı yaklaşımları tartışılmaz doğruymuş gibi dayatmalarına yol açıyor olması!
Yeni Şafak, Independent Türkçe