İngiltere’de üç yaşındaki kız çocuğunu sünnet ettiren bir kadın, İngiliz mahkemelerinde bu uygulama nedeniyle mahkum edilen ilk kişi oldu.
Adı yasal sebeplerle açıklanmayan 37 yaşındaki Ugandalı kadının, Londra’daki evlerinde kızını sünnet ettirdiği ancak küçük kızın aşırı kanama nedeniyle hastaneye kaldırıldığı öğrenildi.
Kadın, kızının bisküvi almaya çalışırken mutfak tezgahından düşüp dolap kapağına çarptığını iddia etti. Ancak hastane personeli kadına inanmadı ve polise haber verdi.
Davası Londra’daki ağır ceza mahkemesi Old Bailey’de görülen kadın, duruşma sırasında olayın kazayla olduğu yönündeki ifadesini yineleyerek jüriye şu açıklamaları yaptı:
“Bu büyük bir suçlama. Bir çocuğun özel bölgelerini kesebilen biri, insan değildir. Ben böyle biri değilim.”
Ancak kadın Cuma günü “kadın sünneti” suçlamasıyla mahkum edildi.
Jüri kararını okurken ağladığı ifade edilen kadın, bu ülkede bu işlemi yaptırmaktan mahkum edilen ilk kişi oldu.
Cezası 8 Mart’ta Old Bailey’de açıklanacak olan kadının 14 yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtiliyor. Bu karar, İngiltere’nin 1985 yılında kadın sünnetinin yasa dışı olduğunu ilan etmesinden bu yana, bu suçlamayla ilgili verilen ilk mahkumiyet kararı olma özelliğini taşıyor.
Polis yetkilileri, işlemi annenin mi yoksa halihazırda kayıplara karışmış parayla tutulmuş başka bir kişinin mi yaptığını bilmiyor.
Küçük kızın polise verdiği üçüncü ifadede, evde onu kesen “gümüş saçlı bir kadın” olduğunu söylediği belirtiliyor. Küçük kız ifadesinde, anne ve babasının bu kadına “bir cadı” dediğini belirtiyor.
Başkomiser Dedektif Ian Baker, gazetecilere yaptığı açıklamada sünneti kimin yaptığına dair “kesin bir kanıya” varılamadığını bildirdi. Baker, “Birisi bu çocuğu kesti… Elimizde kanıtları bulunan tüm şüpheliler mahkemedeydi” diye konuştu.
Evdeki çamaşır makinesinde üzerinde kan lekeleri olan kıyafet ve havlular bulundu ancak aramalarda kesici bir alete rastlanmadı. Öte yandan annenin iddia ettiğinin aksine dolap kapısında ya da mutfak zemininde kan izi görülmedi.
Savcılar mahkemeye sünnetin 28 Ağustos 2017’de gerçekleştirildiğini ve kurbana acil cerrahi müdahalede bulunmak zorunda kalındığını bildirdi.
Ertesi gün, Whipps Cross Hastanesi’nden bir cerrah, küçük kıza bir neşter ile kasıtlı bir kesme işlemi gerçekleştirildiğine dair kanıt buldu ve ardından polise haber verildi.
Küçük kız daha sonraki ifadesinde zorla tutulup kesildiğini söyledi.
İngiltere Kraliyet Savcılık Hizmetleri’nden Lynette Woodrow, kadının soruşturmayı durdurma ve polise yalan söylemesi için kızını yönlendirme girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti.
Woodrow şöyle devam etti:
“Bu küçük savunmasız kızın ne kadar acı çektiğini ve ne kadar korkmuş olduğunu ancak hayal edebiliriz. Üç yaşında bir çocuğun direnmeye ya da karşılık vermeye gücü yetmez. Bu mide bulandırıcı suçu işleyenlere dava açmak konusunda çekinmeyeceğiz.”
Öte yandan küçük kızın babası, 43 yaşındaki Ganalı adam bir günden kısa süren müzakerelerin ardından suçsuz bulundu.
“Voodoo” büyüsü ya da “büyücülük” ile bir ilgisi olmadığını söyleyen baba ise kızının başına bu olay geldiğinde dışarıda olduğunu iddia etti.
Yetkililer, küçük kızın şimdiye dek olumlu bir iyileşme sürecinden geçtiğini ve yeni bir ailenin koruması altına verildiğini bildirdi.
Anne savcı ve polislere de büyü yapmaya çalışmış
Soruşturma devam ederken mahkemede, annenin savcılar ve polis yetkililerine büyü yapmaya çalıştığı da ifade edildi.
Kasım 2017’de yapılan bir aramada, telle bağlanmış iki inek dilinin içine gömülü mesajlar bulundu. Bu mesajlar, vidalar, bir bıçak ve 40 yeşil limon ile birlikte bir dondurucuya koyulmuştu. O dönemki kamu kovuşturması başkanı, polis yetkilileri ve sosyal hizmet görevlilerini hedef alan mesajlar, “çenenizi kapayın”, “asla benim hakkımda konuşmayın”, “ağızlarınızı dondurun” gibi ifadeler içeriyor.
Savcı Caroline Carberry QC konuyla ilgili şunları söyledi:
“Banyodaki tuvaletin arkasında, içinde bir sosyal hizmet görevlisinin resminin bulunduğu bir kavanoz kırmızı biber bulduk. Bir başka büyü de yatağın altına gizlenmişti”
Kadının ayrıca İncil’den bağışlanmayla ilgili ilahiler ve hapse girmemek için Hristiyan azizler için dualar yazdığı belirtildi.
Kurbanlar üzerinde yaşam boyu sürecek etkileri var
İngiltere 2003 ve 2015 yıllarında kadın sünnetine ilişkin kanunları genişletmişti.
İngiltere’de kadın sünneti kanunu altında daha önce görülen iki dava ve kadın sünneti de içeren çocuk ihmali için açılan üçüncü bir dava da düşmüştü.
İngiliz polisi geçtiğimiz üç yıl içinde, kadın sünneti riskiyle karşı karşıya olan ortalama 300 kız çocuğu için koruma kararı aldı. İngiltere Ulusal Sağlık Hizmeti 2015 yılından bu yana kadın sünnetine maruz kalmış 18 binden fazla kız çocuğu rapor etti. Ancak polis sağlık personeli tarafından tespit edilen bu vakaların büyük çoğunluğunun eskiye ait olduğunu ve İngiltere’nin dışında gerçekleştiğini düşünüyor.
İngiltere’deki kadın sünneti vakalarını takip eden Metropolitan Polis Teşkilatı’ndan Müfettiş Allen Davis, polisin bu eylemin İngiltere’de ve diğer ülkelerde olmasını önlemek için diğer kurum ve yardım kuruluşlarıyla birlikte çalıştığını belirtti.
Davis şunları söyledi:
“Kadın sünneti Londra ve İngiltere’de gizlice halen gerçekleştiriliyor. Küçük yaştaki kurbanlar genellikle buna seslerini çıkaramıyor, hatta kendilerine ne yapıldığını bilmiyor bile olabilirler. Kadın sünnetinin yapıldığı topluluklardaki kişilerden, hangi genç insanların risk altında olduğu ve bu işlemi kimin yaptığına dair bilgi almaya gerçekten ihtiyacımız var.”
Davis, kızların yaşananları dile getirmeleri halinde toplumdan dışlanma riskiyle karşı karşıya olduğunu ve anneleri ya da sevdikleri kişileri polise ihbar etme konusunda isteksiz olduklarını vurguladı.
İngiltere Ulusal Kadın Sünneti Merkezi Başkanı Leethen Bartholomew, bu uygulamanın “kurbanlar üzerinde yaşam boyu sürecek fiziksel ve psikolojik etkileri” olduğunu söyledi. Bartholomew, “Umarım bugünkü karar, kızlarına ya da aile üyelerine kadın sünneti uygulamayı düşünenlere ya da kadın sünneti yaptırmak için bu çocukları yurt dışına götürmeyi planlayanlara bir uyarı niteliği taşır” diye konuştu.
İngiltere İçişleri Bakanı Sajid Javid ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kadın sünnetini “çocuk istismarının mide bulandırıcı bir şekli” olarak tanımladı. Javid, “Kadın sünnetini tolere etmeyeceğiz. Bu korkunç suçu işleyenler adaletin karşısına getirilene dek durmayacağız” ifadelerini kullandı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/uk/crime
Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala
© The Independent