Borzou Daragahi – The Independent
ABD ve Kanada’nın yanı sıra Meksika, Küba ve Bolivya dışındaki Latin Amerika ülkelerinin çoğu, Venezuela Devlet Başkanı unvanını korumak için direnen Nicolas Maduro’ya karşı sıraya girdi. Venezuela’ya milyarlarca yatırım yapan Rusya ise, bu ülkeyi savunan dünya çapındaki tek büyük güç.
Ancak Maduro beklemediği desteği NATO ve G20 üyesi Türkiye’den gördü. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Carakas’taki hükümete desteğini duyurmak için var gücüyle çalıştı.
Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları yazdı: “Cumhurbaşkanımız, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu arayarak Türkiye’nin desteğini ifade etti ve ‘Maduro kardeşim! Dik dur, yanındayız’ dedi. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın liderliğinde bütün darbe girişimlerine karşı ilkeli duruşunu koruyacaktır. #WeAreMADURO.”
Yanındayız Maduro!#WeAreMADURO pic.twitter.com/v0z9X40kbz
— Aytaç Aksoy (@AytacAksoy13) 24 Ocak 2019
Erdoğan’ın yaklaşık 10 bin kilometre ötedeki Latin Amerikalı bir lider için ortaya koyduğu şartsız destek şaşırtıcı.
Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Doç. Dr. Emre Ersen, “Dış politikayı takip ederseniz, Türkiye ile Venezuela arasında böylesine güçlü bir ilişki görmek gerçekten çok garip oluyor” dedi.
Venezuela’da milyarlarca yatırımı olan, Washington’ın baş düşmanı İran ise, yaşanan gelişmelerle ilgili soğukkanlı bir ton kullanmayı tercih etti. İran, Maduro ile Washington ve Ottowa yönetimlerinin yanı sıra Latin Amerika ülkelerinin çoğunun ‘Venezuela lideri’ olarak tanıdığı Meclis Başkanı Juan Guaido arasındaki mücadeleye karışılmaması çağrısında bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi yaptığı açıklamada, “Venezuela’daki tüm siyasi sorunlar ve anlaşmazlıkların, mümkün olan en kısa süre içinde kendi halkı ve hükümeti tarafından yasal ve barışçıl yöntemlerle çözülmesini umuyoruz” dedi.
Erdoğan ve destekçileri ise, sosyal medyada Maduro’yu coşkuyla destekledi. Twitter’da #WeAreMaduro (Maduro’yuz) etiketiyle yazılmış, yarısından fazlası Türkçe olan 137 bin tweet paylaşıldı. Spredfast firmasının yaptığı analize göre, bu paylaşımların yalnızca üçte birinden azı İspanyolcaydı.
Yeni Şafak gazetesi editörü Ersin Çelik paylaştığı tweette, “Mısır’da Mursi’ye kanlı darbe yaptılar. Darbeci Sisi’yi ilk tanıyıp fonlayan ABD‘ydi. 15 Temmuz’da Türkiye’de darbeye kalkışıp, kan döktüler. ABD, 24 saat darbe olsun diye bekledi. FETÖ’yü hala besliyor. ABD şimdi Venezuela’da darbe yapıyor. Ve dünya yine izliyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan Putin gibi, Maduro’yu bir yoldaş olarak görüyor. Düşüşü, ABD’nin dış politikada başka hamleleri için cesaret verici olabilir. Ersen, “Eğer bu durum, ABD ya da diğerlerine, liderlik kavgasında başka ülkelerin iç işlerine karışma hakkı verirse, Erdoğan ve öteki liderler için de tehlikeli olabilir” yorumunda bulundu.
Kişisel ilişkiler, iki lideri birbirine bağlayabilir. Maduro ve Erdoğan, 2016 yılında İstanbul’da düzenlenen enerji konferansı sırasında yakınlık kurdu.
Rusya ve İran gibi Türkiye’nin de Venezuela ile kayda değer ekonomik bağları var. Venezuela, ABD’nin yaptırım uygulaması nedeniyle altın madenini belgelendirmek ve işletmek için Türkiye ile anlaşmıştı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, son 5 yılda iki kattan fazla artış gösterdi.
Flight of Interest: Turkish industrial conglomerate Ciner Group’s Gulfstream 5 departed Caracas Maiquetía Simón Bolívar International #Venezuela. Currently flying towards Europe. At 22:47GMT the plane was 300km NE of Guadeloupe. pic.twitter.com/i5IqJTcA59
— Yörük Işık (@YorukIsik) 25 Ocak 2019
Durumu yorumlayan Ersen, “Tarafların iyi ilişkileri var. Bir tür finansal anlaşma olabilir” dedi.
Ancak uzmanlar Erdoğan’ın Maduro’ya verdiği desteğin, paradan ya da hayatta kalmaktan daha fazla anlam taşıdığını söylüyor.
Görünüşte Türkiye NATO’da ABD ile müttefik olmasına rağmen, Erdoğan popülist bir gündem takip ediyor. Washington’a karşı çıkarken kullandığı söylem, hem destekçileri hem de ABD’yi kana susamış emperyal bir avcı olarak gören seküler eleştirmenler arasında kabul görüyor.
Gelişmeleri değerlendiren uluslararası ilişkiler uzmanı ve köşe yazarı İlhan Uzel ise “(Erdoğan) ABD’nin hem yerel hem de uluslararası düzeyde baskısı altında olan ülkelerin destekçisi olduğu imajını korumaya çalışıyor. Bu, ezilenlerin koruyucusu olarak imajını kalıcı hale getirmesine yardım edebilir” diye konuştu.
Maduro ve selefi Hugo Chavez, Türkiye’de Erdoğan’ın destekçileri ve Arap dünyasında da İslami kesim tarafından Filistin davasının en güçlü taraftarları olarak görülüyor. Filistin meselesi, Türkiye Cumhurbaşkanının lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) üyeleri arasında oldukça popüler.
AKP, geçtiğimiz yaz yaşanan finansal erimeden sonra ilk kez 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde seçmenlerle yüz yüze gelecek. Erdoğan’ın Maduro’ya verdiği destek, partisinin seçmenlerini bir araya getirmesine yardım edebilir. Ancak ABD ya da Venezuela’nın Latin Amerikalı komşularının aksine, yaşananların Türkiye’deki olayları değiştirme gücü bulunmuyor.
“Verilen destek kelimelerle sınırlı kalacak” diyen Uzel, “Türkiye, Maduro rejimini desteleyecek güç araçlarına ve kapasiteye sahip değil. Hiçbir maliyeti olmayan bir politika bu. Maduro’yu desteklediğini ilan etmesi kolay. Ancak hepsi bu kadar” şeklinde konuştu.
*Türkiye yargı kararlarıyla Fethullah Gülen'i 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün lideri olarak görüyor.
© The Independent