Oxfam’ın hesaplamalarına göre, geçtiğimiz yıl dünyanın en zengin bireyleri daha da zenginleşirken, dünya nüfusunun gelir seviyesi düşük diğer yarısı ise daha da gerilere indi.
İngiltere merkezli yardım kuruluşu, uluslararası siyaset ve ekonominin seçkin isimlerini Davos’ta bir araya getirecek Dünya Ekonomik Forumu öncesi dünyadaki servet eşitsizliğinin boyutunu gösteren bir rapor yayınladı.
Forbes dergisinin elde ettiği veriler ışığında hesaplamalar yapan kuruluş, dünyadaki iki bin dolar milyarderinin toplam gelirinin, Mart 2017-Mart 2018 tarihleri arasında yüzde 12 arttığını açıkladı.
Oxfam verilerini, İsviçre merkezli yatırım bankası Credit Suisse’nin 2017 yılı ortalarından 2018 yılı ortalarına kadar bir dönemi içeren analiziyle karşılaştırdı. Buna göre, dünya nüfusunun gelir seviyesi düşük diğer yarısının, başka bir ifadeyle 3,8 milyar civarında insanın gelirinin yüzde 11 oranında azaldığını gösterdi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Oxfam Kampanya Direktörü Matthew Spencer, “Ekonomilerimizin düzenlenme şekli, bir yanda milyonlarca insan kıt kanaat geçinirken, diğer tarafta dünyadaki servetin daha fazla ve adaletsiz bir şekilde ayrıcalıklı birkaç kişide toplandığını gösteriyor” dedi.
Ulusal hükümetlere seslenen İngiliz kuruluş yaptığı çağrıda, servet vergilerinin artırılmasını ve elde edilen gelirlerin sağlık dahil diğer kamu hizmetlerine harcanmasını talep etti.
Oxfam'ın dünya nüfusunun yüzde 50'sinin servetiyle ilgili verilerini dikkate aldığı Credit Suisse analizi ise, en tepedeki zenginlerin servet paylaşımıyla ilgili biraz farklı bir hikayeyi işaret ediyor. Buna göre, zirvedeki yüzde 1’lik servet payının, 2018 yılında yüzde 47,5’ten 47,2’ye düştüğü kaydediliyor.
Bununla birlikte Credit Suisse analiz ekibinin raporunda, “Gelir eşitsizliğinin düşüş eğilimi gösterdiğini söylemek için henüz erken” olduğu vurgulanıyor.
Zenginlik piramidinin en tepesinde yer alan, yüzde 0,01 ve ötesini içeren yüzde 0,1’lik dilimdeki süper zenginlerin ulusal düzeydeki istatistiklere katılma eğilimi göstermemeleri nedeniyle servet seviyelerini hesaplamanın zor olduğu ifade ediliyor.
Analistler, tahminlerini yapmak için Forbes tarafından derlenenler bilgiler gibi zengin listeleri kullanma eğiliminde. Ancak bu listeler aracılığıyla yıllara göre eğilimleri ve geniş kapsamlı anketlerden elde edilen sonuçları karşılaştırmada bazı sorunlar çıkabiliyor.
Oxfam’ın son tahminleri, dünyada en zengin 26 kişinin, dünya nüfusunun yarısı kadar servet sahibi olduğunu ortaya koyuyor. Bir önceki yıl bu serveti elinde tutan insan sayısı 43’tü.
Diğer taraftan, karşılaştırmalar yaparken, farklı veri kaynaklarını kullanmanın yanı sıra dünyada nüfusun fakir yarısının toplam servetine ilişkin sunulan ve bazı ülkelerin veri boşluklarını kapatmak için yaptığı kaba tahminlere başvurmanın sakıncalarını göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Oxfam 2017 raporunda, dünya nüfusunun yarısının servetinin 8 kişinin elinde olduğunu bildirmiş, daha sonra da bu sayıyı 61 olarak revize etmişti.
Diğer bir önemli teknik soru ise, ABD para biriminin fakir ülkelerin para birimlerine karşı keskin bir şekilde yükselmesi durumunda, kısa süreli eğilimleri engelleyebilecek, piyasa döviz kurlarında dolara dayalı küresel servet paylarının karşılaştırmasının yapılıp yapılmadığı ya da daha az değişken olan Satın Alma Gücü Paritesi'nin kullanılması meselesidir. Credit Suisse’nin yaptığı paylaşım, piyasa döviz kurlarına dayanmaktadır.
Bir diğer karışık faktör de en zenginlerin servetinin, kote olmuş hisse senedi fiyatlarından büyük ölçüde etkilenmiş olması. Morgan Stanley Capital International’ın (MSCI) dünya hisse senedi endeksi, geçtiğimiz yıl mart ayından bu yana yüzde 5 oranında düşüş gösterdi. Bu veri de dünyada birçok dolar milyarderinin net servetinde azalış olduğunu işaret ediyor.
Credit Suisse’nin tahminlerine göre, 2018’in ortalarında bir kişinin dünya nüfusunun en zengin yarısı arasında olmak için 4 bin 210 dolarlık (22 bin 480 TL) net varlığa sahip olması gerekiyordu. Buna göre İngiltere’deki insanların çoğunluğu bu kategoriye girmeye aday görünüyor.
Öte yandan Dünya Bankası verileri, günde 2 dolardan az geliri olan insan nüfusunun 1980’de yüzde 44’ten, 2015’te yüzde 9,6’ya düştüğünü gösteriyor. Bu sonucun, fakir nüfusun yüksek olduğu Çin ve Hindistan gibi kalabalık ülkelerin, küresel ticarete açılmalarıyla yaşadıkları ekonomik büyümeden kaynaklandığı ifade ediliyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/business
Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol
© The Independent