Asgari ücreti belirleyecek toplantının ikincisi 10 Aralık’ta

2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda gerçekleşen toplantının ilk oturumu sona erdi

Fotoğraf: AA

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığında Bakanlığın Reşat Moralı Salonu'ndaki toplantıda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.

Bakan Selçuk, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ücret artışı kadar işin, yani istihdamın korunmasının da mühim olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: 

İşin kendisini yani istihdamı koruduğumuzda bireyin daha mutlu olduğunu, bu vesileyle aile içindeki uyumun arttığını ve uyumlu ailelerin de müreffeh bir toplumun inşasının yapı taşı olduğunu biliyoruz.


Komisyonun hem işçi hem de işveren bakış açısını dikkate alarak ortak bir noktada buluşmasının en temel gayeleri olduğunu aktaran Selçuk, 17 yılda asgari ücretin nominal olarak 10 kat arttığını hatırlattı:

Asgari ücreti; 2019'da bekâr ve çocuksuz bir işçimiz için günlük net 67,36 lira, aylık net 2 bin 20 lira 90 kuruş olarak tespit ettik. Dolayısıyla, yüzde 26 oranında artış sağlayarak, işçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair verdiğimiz sözü de tutmuş olduk.

2002'de 184,3 lira olan net asgari ücreti 2019'da 2 bin 20 lira 90 kuruşa çıkararak nominal olarak 10 kat artırdığımıza dikkatinizi çekmek isterim. Reel anlamda ise asgari ücreti yaklaşık bir buçuk kat arttırmış bulunmaktayız. 


Selçuk, Türkiye’deki asgari ücretin Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Macaristan, Romanya, Portekiz’i geride bıraktığını söyledi: 

Asgari ücretin satın alma gücüne yansımasına baktığımızda AB üye ve aday ülkeleri içerisinde 2002 başında 15'inci sırada, 2017 ve 2018 yıllarında 12'nci sıradayken bu yıl ülkemiz 10'uncu sıraya yükselmiş durumda.


İşçi tarafı adına konuşan Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, ise "2020 yılı için asgari ücretle çalışanlardan fedakârlık beklenmemelidir. Fedakârlığı ekonomik gücü olanlar yapmalıdır” dedi ve asgari ücretle çalışmak durumunda olan milyonlarca işçi ve ailesinin olumlu bir sonuç beklediğini hatırlattı. 

Nazmi Irgat
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat/ Fotoğraf: AA



Asgari ücret düzeyinin, idari para cezalarından sosyal güvenlik primine esas günlük kazancın alt sınırına, işsizlik ödeneğinden bireysel emeklilik sistemi katkı payına, asgari geçim indiriminden isteğe bağlı sigortalılığa kadar uzanan birçok alanı etkilediğini vurgulayan Irgat, şöyle konuştu:

Her alanda devam eden fiyat artışları karşısında geçim şartları giderek ağırlaşmaktadır. Çalışanların ve ailelerinin geleceğe dair umutları kaybolmamalıdır. Yarın enflasyondaki son durum devletin istatistik kurumunca açıklanacak. Vurgulamak gerekir ki resmi enflasyon ile halkın enflasyonu arasındaki fark giderek artmaktadır. Hissedilen ve yaşanılan enflasyon daha yüksektir. Doğal gaz ve elektrik gibi dar gelirli kesimin harcamalarında ağırlığı olan hizmetlerdeki fiyat artışı dayanılmaz boyutlarda olmuştur. Gıda fiyatlarındaki artışın aile bütçesine getirdiği yük, mutfak harcamasında bile kısıntıya neden olmuştur.


"Bekâr bir işçinin yaşam maliyeti 2 bin 578 lira"

Fiyat artışları söz konusu olduğunda temel alınan artış oranının, ücret artışlarında geçerli olmadığını anlatan Irgat, "Diğer bir ifadeyle, ücretli çalışanlardan alırken ölçü kepçe olurken verirken kaşıktır. Asgari ücret kadar bir gelirin vergi dışı bırakılması tüm emek örgütlerinin ortak talebidir. Ancak yıllardır bu konuda adım atılmamıştır." ifadelerini kullandı.

Irgat, ücretli çalışanların yetersiz olan gelirlerinin enflasyon karşısında iyice eridiğini belirterek, şunları kaydetti:

Asgari ücret daha tespit edilirken eksiktir. 2019 yılı asgari ücret belirlenirken, görev verilen istatistik kurumu tek bir işçinin geçim ücretini net 2 bin 213 lira 40 kuruş olarak hesaplamıştır. Bu tutar, daha tartışma konusu olurken, Komisyon asgari ücreti bu tutardan yaklaşık 200 lira daha düşük olarak ilan etmiştir. Aradaki fark ya harcamaları kısarak, yaşama standardını düşürerek karşılanmaya çalışılmakta ya da borçlanılarak gelecekteki gelire ipotek koyulmaktadır. 

Türk-İş, geçtiğimiz hafta açıkladığı araştırmasında, bekâr bir işçinin yaşam maliyetini aylık net 2 bin 578 lira olarak belirlemiştir. Bekâr bir işçi için geçerli asgari ücret ile yapılması gereken harcama arasındaki fark giderek artmıştır. Asgari ücreti geçmiş bir yılın seviyesiyle kıyaslayarak enflasyonun üstünde belirlendiği ileri sürülebilir. Simit-çay hesabı da yapılabilir. Yumurta karşısında satın alma gücünün arttığını söylemek de pekâlâ mümkündür.


"İşsizlik sorunun temelinde mali politikalar bulunmakta"

Halen geçerli olan asgari ücretin bekâr bir işçi için günlük net 67 lira 36 kuruş olduğuna dikkati çeken Irgat, asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığına işaret etti.

Türkiye'de istihdam ve işsizlik sorunun temelinde uygulanan ekonomik ve mali politikalar bulunmaktadır. İşçilerin olumsuz bir etkisi söz konusu değildir. İşçinin emeği ve birikimine yönelik uygulamalardan artık vazgeçilmelidir. Ücretli kesimin işsizlik riskine karşı oluşturulan işsizlik sigortası fonu, işveren kesimine sağlanan teşvik ve muafiyetlerin kaynağı haline getirilmiştir. Asgari ücretliden kesilen vergi kadar bir tutar, işverenlere sosyal güvenlik prim indirimi olarak verilmektedir.


“Komisyon çalışmalarında belirleyici olan hükümetin yaklaşımıdır” diyen Irgat, “Geçmiş kararlara bakıldığında, hükümetin ağırlıklı olarak işveren kesimiyle birlikte tutum aldığı görülmektedir. İşçi kesimi olarak alınan kararlara katılım sağlanacak bir noktaya ulaşamadık. Umut ederim ki beklentilere uygun bir asgari ücreti bu yıl tespit etme imkânını hep birlikte buluruz” ifadelerini kullandı. 


AA

DAHA FAZLA HABER OKU