İstanbul’un Fatih ilçesinin Fener-Balat-Ayvansaray hattına son yıllarda ilgi arttı.
Türkler, Yahudiler, Ermeniler ve Rumlara ev sahipliği yapan; cami, kilise ve sinagogu bir arada barındıran hattın en popüler yeri, Çukur dizisine ev sahipliği yapan Balat.
Kadim semt Balat, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Lanet bir dizi var 'Çukur' diye” sözleriyle tekrar gündeme geldi.
Soylu’nun tepki gösterdiği Çukur diziyle semtin popülaritesi arttı. Burası, kalabalık grupların uğrak yeri olmaya başladı.
Independent Türkçe, Balat’taki değişimi buranın sakinleriyle konuştu.
Artık semtte sadece cumbalı, 2-3 katlı evler, iplere asılı rengarenk kıyafetler, yokuşlu sokaklar, mezatlar, antikacılar ve tarihi yapılar bulunmuyor.
1985’te Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi'ne alınan Balat, günümüzde modern mimarili kafe, restoran ve dükkanlara ev sahipliği yapıyor.
“Bir burası kaldı İstanbul’da”
Ancak bu değişim, Balat sakinlerini ikiye bölmüş durumda. Balat'ın bu yeni halinden memnun olanların sayısı oldukça fazla.
Ama bir de Balat’ın diğer bir yüzü de var. Bu yüzde ise ihmalden dolayı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya gelen metruk evleri ve Çukur benzeri bir cazibeden nasibini almama durumu var.
Semtteki değişimden memnun olan kesim ise ağırlıklı olarak esnaf. Zira Çukur ile birlikte farklı yerlerden buraya çok insan geliyor. Yeni mekanların açılmasıyla birlikte işleri açılan esnafı yüzü gülüyor.
Onlardan biri atölye sahibi Erdinç Özyürük. “Balat’ın hareketlenmesi iyi oldu” diyen Özyürük, “Gizemli bir yer olduğu için halkın ilgisi bitmiyor. Parası olan da olmayan da dolaşmaya geliyor. Sokakları, evleri, tarihi yapıları çok güzel. Bir burası kaldı İstanbul’da” dedi.
“Yeni yeni keşfedilmeye başlandı”
Kafe sahibi Afet Aydoğdu ise doğma büyüme Balatlı olduğuna vurgu yaparak, semtin eski halini özlediğini söylese de değişimden memnuniyetini, “Burasının hızla kabuk değiştirmesi, kişilerin biraz daha sosyalleşmesi açısından iyi oldu. Buralar yeni yeni keşfedilmeye başlandı” sözleriyle dile getirdi.
Balat’ta tarihi bir meyhaneyi işleten Ersin Kalkan da "Balat’ta mekan sahibi olmak, hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Dünyanın her yerinden daha kıymetli burası" ifadesini kullandı.
Kalkan, semtin ağırlıklı olarak dışarıdan gelenlerden değil, burada doğup büyüyenlerden oluştuğunu sözlerini ekledi.
“Etrafta uyuşturucu olacağına kafeler, restoranlar olsun”
Ailesinin 1850’den beri Balat’ta oturduğunu söyleyen Polat Biker, “Değişimden memnunuz, canlandı buralar. Etrafta uyuşturucu olacağına kafeler, restoranlar olsun, insanlar gelsin görsün” derken, bir başka Balat sakini A. Verdi Polat ise “Balat’ın çehresinin değişmesi iyi oldu. Eskiden taksiciler gelmek istemiyordu, şimdi herkes gelmeye can atıyor” diye konuşarak değişime vurgu yaptı.
Balat'taki değişimde burada çekilen dizini etkisi büyük. Eskinin gecekondu mahallesi Çukur, son 3 yıldır gündemden düşmeyen ve aynı isimi alan dizinin meraklıları tarafından ziyaretçi akınına uğruyor.
Çukur Mahallesi sakinlerinden Songül Yaşar, “Çukur dizisinin ekmeğini yiyoruz. Hediyelik eşya satarak çoluğumuza, çocuğumuza bakmaya çalışıyoruz” diyerek tezgahtaki anahtarlık, bileklik ve tespihleri gösteriyor.
“Aras Bulut İynemli tespih satmışım”
Çukur dizisiyle ev geçindirdiğini söyleyen bir diğer isim ise Faruk Demir.
Doğma büyüme Çukurlu olan Demir, “Dizinin atmosferinden mutluyuz, 100 hane bu sayede ekmek yiyor. 10 yaşındaki çocuk bile bu diziden sebeplenip evine emek götürüyor” görüşünde.
Faruk Demir, dizinin başrol oyuncularından Aras Bulut İynemli’ye hayranlığını da şu sözlerle dile getirdi:
Aras Bulut İynemli gibi adama tespih satmışım, daha bunun alternatifi yok. Gayet memnunuz. Giderken ‘Arap ne haber’ diye elimi sıkıyor Aras Bulut. Yoksa ben Aras Bulut’u nereden göreceğim de elimi sıkacak? Çukur için gelenler ‘Bizi renkli merdivenlere yönlendirir misiniz?’ diye soruyor, gelmişken buraları da geziyorlar.
“Bir tarafta eskiler, diğer tarafta yeniler. İki taraf da şart”
Çukur Mahallesi, yurt dışından gelenlerin de akınına uğruyor. Bu kişilerden biri olan Murat İlhan, Çukur dizisinin çekildiği yeri görmek için Balat’a geldiğini anlattı.
Ailesinin geçmişte burada yaşadığını söyleyen İlhan, “Bir taraf eski yapılarla, diğer taraf yenileriyle dolu. İki taraf da şart, eskiyi de yok etmemek lazım, Balat, İstanbul’un simgelerinden biri. Herkese gelip görmelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.
"İçine girilmeyen binalardan yeni yerler yapıldı"
Mesut Kara da “Çalışmayan dükkanlar çalışmaya başladı. İş imkanları arttı. Kalabalığı kimse sevmez ama istihdam sağladı. Çoğu bina çok eskiydi, içine girilmeyen binalardan yeni yerler yapıldı” ifadeleriyle Çukur dizisinin olumlu katkısına göndermede bulundu.
Bakan Soylu’ya ‘Çukur’ desteği
Ancak Balat ve çevresindeki bu hızlı dönüşümden mutsuz olanlar da var.
Semtin kalabalıklaşıp, çehresinin değişmesinden Çukur dizisini sorumlu tutanlar, "Lanet bir dizi var Çukur diye" sözleriyle diziye tepkisini dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya destek çıkıyor.
“Kendi mahallemizde yabancı olduk, türbe ziyareti olsa bu kadar kalabalık olmaz”
1999-2004 yılları arasında Ayvansaray Mahallesi muhtarlığını yürüten Özkan Topçu, “Mahalleye gelen giden belli değil. Türbe ziyareti olsa bu kadar kalabalık olmaz. Günde bin kişi geliyor, Ayvansaraylılar olarak bu durumdan bıktık. Mahallenin yerlisi zaten diziden memnun değil. Kendi mahallemizde yabancı olduk” dedi.
Topçu'ya göre Çukur dizisini eleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu haklı:
Çukur dizisinden sonra her şey kötüleşti. Dizi, gençleri olumsuz etkiledi. Çukur için ‘lanet bir dizi’ benzetmesini yapan Süleyman Soylu’ya A’dan Z’ye katılıyorum. Bu dizi, gençleri silah kullanımına, uyuşturucuya özendiriyor.
“Üniversite öğrencileri bile gelip ‘Vartolu burada mı’ diye soruyor”
Özkan Topçu, “Üniversite öğrencileri bile gelip ‘Vartolu burada mı?’ diye soruyor. Sanki Vartolu burada yaşıyor! Kardeşim git Ayasofya’ya, Sultan Ahmet’e. Ama yok, ilk buraya geliyorlar, böyle bir şey olmaz!” ifadelerini kullandı.
“Tekfur Saray, başka yerler var ama görmeden gidiyorlar”
Gürkan Demirsoy ise, “İnsanların buralara gelmesi güzel ama keşke tarihi yerleri görmek için gelseler. Mesela Tekfur Sarayı var yukarda, başka yerler var ama görmeden gidiyorlar. Burası şuan tarihiyle değil, Çukur dizisiyle anılıyor” diyerek insanların sadece dizeden dolayı geliyor olmasını eleştirdi.
Demirsoy, Çukur dizisine tepkisini yaşadığı şu örnekle anlattı:
Gençlerimizi tanıyamıyoruz. Buradakiler de dizideki karakterleri örnek alıyor. Oğlum, ‘Ben Çukur’da oturuyorum’ diye arkadaşlarına hava atıyordu. Öğretmeni diziyi yasakladı.
“3-5 sene sonra yıldızı sönecek, Balat yine eski günlerine dönecek”
Dizi bittiğinde Balat'ın eski günlerine dönüp dönmeyeceği de merak konusu.
Serkan Adatepe bu konuya dikkati çekerek şunları söyledi:
Kiralar arttı, fiyatlar arttı. Bu durum mal sahiplerine yaradı ama çoğunluk mağdur oldu. Yerli halk bu fiyatları ödeyemeyince taşınmak zorunda kaldı. Dışarıdan göç aldı Balat. Mahalle kültürü, yapısı değişti. Kimlik değiştirdi Balat. Ama 3-5 sene sonra yıldızı sönecek, Balat yine eski günlerine dönecek.
Çay bahçesi işleten Mahmut Deniz ise Adatepe'yle zıt görüşte. Deniz, "Seneler önce Cennet Mahallesi çekildi yukarda. Dizi biteli 20 sene oldu ama Balat hala popüler. Çukur biter, başka bir diziyle burası yine popülerliğini sürdürür" görüşünü dile getirdi.
"Lanet bir dizi var 'Çukur' diye"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şiddeti özendirdiği gerekçesiyle aralarında Çukur’un da yer aldığı bazı televizyon dizilerini eleştirmişti.
Soylu, 27 Ekim’de Antalya’da gerçekleştirilen İl Afet ve Acil Durum Müdürleri Türkiye Afet Müdahale Planı Değerlendirme Toplantısı’nda Çukur başta olmak üzere bazı diziler için şu sözleri kullanmıştı:
Lanet bir dizi var 'Çukur' diye. Onun kadar olamıyorsak yazıklar olsun. Bir de 'Adana Sıfır Bir' diye dizi var. İkisinin etki alanı kadar etki alanı oluşturamıyorsak yandık. Bu iki dizi çocuklarımızı zehirliyor. İnsanımızı kendi kültüründen uzaklaştırıyor. Ben de hayretle bakıyorum 'üniversite hocaları ne işe yarıyor?'
Soylu’nun çıkışının ardından dizinin oyuncuları ise Çukur'da anlatılanların bir hikaye olduğunu gerekçe gösterip gerçek yaşamda şiddeti özendiren başka şeylerin bulunduğunu savunmuştu.
© The Independentturkish