Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, düzenledikleri basın toplantısıyla 22 Kasım’daki duruşması öncesi yazar, akademisyen Fikret Başkaya’ya destek verdi.

Yazar Fikret Başkaya hakkında kurucusu olduğu Özgür Üniversite’nin internet sitesinde 7 Kasım 2016 tarihinde yayımlanan “Asıl Terör Devlet Terörüdür” başlıklı yazısı ve ev aramasında bulunan fotoğraflar ile köşe yazıları delil gösterilerek, Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 7/2. maddesi uyarınca "terör örgütü propagandası" yapmak suçlamasıyla dava açılmıştı.

Başkaya hakkında açılan davanın yeni duruşması 22 Kasım'da görülecek.

Dava öncesi aralarında akademisyen, yazar, aydın, hukukçu ve gazetecilerin de olduğu 24 kişinin imzasıyla bir metin yayımlandı. 

Türkiye'deki politik iklime, ifade hürriyetine karşı takınılan tutum ve hükümet politikalarına değinen bildiride "Cumhurbaşkanı'nın görüşünü onaylamayan herkes kendini yargı önünde bulabiliyor" tespiti yapıldı. 

Akademisyen Prof. Dr. Baskın Oran'ın okuduğu metinde iktidara yönelik en küçük bir ifadenin dahi sonu belirsiz bir yargılama sürecini getirdiği öne sürülüyor.

"Özgürlüğü kısıtlayanlar kovuşturulmalı" ifadesine yer veren bildiride Fikret Başkaya'nın iki yıl önce yayımlanan yazısı ile ilgili görülecek üçüncü duruşma öncesi şu yorum yapılıyor: 

Kitaplarını okuyarak, Özgür Üniversite’deki derslerini izleyerek yetişmiş öğrenci kuşaklarının “Fikret Hoca”sı, gerçekten de doğru bildiğini eğip bükmeden, “başıma bir şey gelirse” kaygısına teslim olmadan söyleyebilmesi/yazabilmesiyle, devlet içi ya da dışı hiçbir kuruma biat etmeksizin özgürce kullandığı kalemiyle, aklının sınırsız eleştirelliğiyle, bu ülkede “entelektüel” sıfatını en çok hak edenlerden biridir. 

Öyle gözüküyor ki, Türk “adalet”i bugünlerde Fikret Hoca’ya bir kez daha bedel ödetmeye kararlı. 2016 yılında bir internet sitesinde yer almış bir yazısından dolayı, “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla hakkında bir dava daha açıldı.

Burada niyetimiz Fikret Hoca’nın söz konusu yazısında “terör propagandası” yapıp yapmadığını, ya da “ne”yin “terör propagandası” olduğunu tartışmak değil. Fikret Hoca’nın kendisini ve yazdıklarını en yetkin şekilde savunacağını biliyoruz.

Biz bu ülkede yargının düşünce ve ifade özgürlüğü ve her türlü eleştiri girişimi karşısında bir iktidar  “sopa”sına dönüştürülmesine ilişkin kaygılarımızı yüksek sesle dillendirmek istiyoruz.

Paradigmanın İflası kitabı ile resmi ideolojiye sert yönelikler getiren Başkaya, terörle mücadele yasasına muhalefetten 20 ay hapis cezasına çarptırılmış, 2006 yılında söz konusu eseri Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sesli kitap projesi kapsamına alınmıştı. 

Yargı kurumunun bu “polis devleti”nin bir parçasını oluşturması, kaygılarımızı daha da arttırıyor.

Artık biliyoruz, mevcut iktidar eleştirilmekten haz etmiyor. Haz etmemek bir yana, her türlü itiraz ve eleştiriyi, yargı “sopa”sıyla sindirmeye, bastırmaya kararlı gözüküyor.

Gerçek anlamıyla “bağımsız”, yani iktidarların “sopa”sı olarak davranmama tutumundaki yargı, eleştirilerini dile getirenleri, yani Anayasa güvencesi altındaki düşünce ve ifade özgürlüklerini kullananları değil, aksine, bu özgürlüğü kısıtlamaya kalkışanları kovuşturmalıdır!

“Anayasal hak ve özgürlüklerin yargı teminatı altında olduğu” savı ancak bu durumda gerçeklik kazanabilecektir.

Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye mezunu olan Başkaya, 1992’den bu yana kurucusu olduğu Özgür Üniversite’de ders veriyor.

Başkaya, Abant Izzet Baysal Üniversitesi iktisat bölümü öğretim üyeliği döneminde sistem eleştirisi içeren 'Paradigmanın İflası' adlı kitabından ötürü Terörle Mücadele Yasası'na muhalefetten 20 ay hapis cezasına çarptırılmış, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başkaya'nın 'Paradigmanın İflası' adlı kitabına sesli kitap projesinde yer vermişti.

Independent Türkçe