Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) salı günü açıkladığı verilere göre işsizlik, 19 ayın zirvesine çıkarak yüzde 11,6’a ulaştı.
Son olarak Mart 2017’de yüzde 11,7’ye ulaşan işsizlik, Ocak 2017’de yüzde 13’ü görerek yedi yıllık rekorunu kırmıştı.
İşsizliğin açıklanmasının ardından söz konusu verinin uzun süredir çift hanede kalması kadar veriyi oluşturan kavramların tam olarak ne anlama geldiği de tartışılmaya devam ediyor.
Örneğin gerçekten kime “işsiz” deniyor?
İşsiz, sanılanın aksine çalışmayan herkes için kullanılan bir tanımlama değil. TÜİK, işsiz kişiyi tanımlarken dört şart koşuyor:
- Referans verilen dönem içerisinde kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiç bir işte çalışmamış kişilerden,
- İş aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış,
- 15 gün içinde işbaşı yapabilecek durumda olan,
- Kurumsal olmayan çalışma çağındaki herkes, işsiz nüfusa dâhil.
Yani biri, hangi sebeple olursa olsun çalışmıyor, isteyerek ya da istemeyerek “Çalışmayacağım” diyorsa “işsiz” sayılmıyor. Çalışmak istiyorsa da bu talebini Sosyal Güvelik Kurumu’na resmen beyan etmiş olması gerekiyor.
Bursa nüfusu kadar işsiz var
Oranları bir kenara bırakıp sayılarla açıklarsak Ekim 2017’den Ekim 2018’e kadar işsiz sayısı 501 bin kişi arttı ve 3 milyon 788 bin kişi oldu. Bu miktar, 2,9 milyon kişinin yaşadığı Bursa’nın nüfusundan fazla.
TÜİK, işgücüne dâhil olmayanların ne sebeplerle dâhil olmadıklarını, yeni neden “Çalışmıyorum, çalışamıyorum ya da çalışmayacağım” dediklerini şu şekilde açıklıyor:
- İş bulma ümidi olmayanlar
- Mevsimlik çalışanlar
- Ev işleriyle meşgul olanlar
- Eğitim-öğretim nedeniyle çalışamayanlar
- Emekliler
- Mevsimlik çalışma, ev kadını olma, öğrencilik, irad sahibi olma, emeklilik ve çalışamaz halde olma gibi nedenlerle iş aramayıp ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler
Bu yukarıda sayılan kişileri topladığımızda Ekim 2018 itibariyle işsiz sayısı 28 milyon 183 bin kişi oluyor.
Verilerin açıklanmasından sonra Twitter hesabından bir açıklama yapan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ulusoy, TÜİK’in işsizliği belirlemek için düzenlediği anket sorularının içeriğinde belirsizlik olduğunu aktardı. Ulusoy’a göre işsiz oranı yüzde 11 değil yüzde 19 seviyesinde:
Resmi verilere göre 2 milyon 64 bin kişi iş olursa hemen çalışabileceklerini belirtmişler. Ama anket sorusunun içeriğinden dolayı bunlar işsiz sayılmıyor.
— Prof. Veysel Ulusoy (@ekonomikanaliz) January 15, 2019
Ama gerçekte işsizler bunlar....
Bu grup katıldığında işsizlik oranı yaklaşık %19.
Türkiye’de son 10 seneye bakıldığında yıllık işsizlik oranı bir tek 2012’de yüzde 8,4’e geriledi. Diğer yıllarda yüzde 9’un altına düşmedi. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel’e göre işsiz sayısı hiçbir zaman sıfırlanmaz. Yüzde 5 civarı en alt düzey olarak kabul ediliyor.
Dünya Gazetesi yazarı Özcan Kadıoğlu’na göre Türkiye’de işsizlik dünya ortalamasının iki katı
YILLARA GÖRE TÜRKİYE ÜLKELER ARASINDA İŞSİZLİK SIRALAMASI
— Özcan KADIOĞLU (@okadioglu) January 14, 2019
2000 : 73
2017 : 23
2000 Yılı İşsizlik Oranı
Türkiye : % 6.0
Dünya : % 5.6
2017 Yılı İşsizlik Oranı
Türkiye : % 10.9
Dünya : % 5.5
Ülkemizde 2000 yılına göre işsizlik oranında yaklaşık iki kat artış olmuş. pic.twitter.com/QYm616lceb
İş gücüne katılım ve istihdam arası fark nedir?
Kime “işsiz” dendiğini açıkladıktan sonra birbiriyle sıkça karıştırılan “İş gücüne katılım” ile “İstihdam”ı da açıklamakta fayda var.
TÜİK’in açıkladığı şekilde istihdam edilen kişiler:
- Ücretli, maaşlı, yevmiyeli, kendi hesabına, işveren ya da ücretsiz aile işçisi olarak referans dönemi içinde en az bir saat bir iktisadi faaliyette bulunmalı.
- Ya da işi ile bağlantısı devam ettiği halde, referans haftası içinde çeşitli nedenlerle işinin başında olmayan kendi hesabına veya işveren olarak çalışanlar
İşgücü ise istihdam edilen herkes ile işsizlerin toplamını açıklıyor. Türkiye’de çalışma çağı 15 yaş ve üzeri olarak kabul ediliyor.
Son açıklanan rakamlara göre Türkiye’de işgücündeki kişilerin sayısı 32 milyon 658 bin. Bu sayı, Ekim 2017’de 32 milyon civarındaydı.
İstihdam edilenlerin sayısı ise Ekim 2018 itibariyle 28 milyon 870 bin kişi. Ancak bu sayı, bir yılda çok değişmedi. Ekim 2017 istihdam verisi 28 milyon 645 bin kişiydi.
Genç işsizlik sorunu
Türkiye’de 15-24 yaş arası genç işsizlerin oranı ise yüzde 22,3. Ancak bu orana iş bulma ümidi olmayanlar gibi gruplar dâhil edilmiyor.
TÜİK’e göre 2018 yılında Türkiye’de 15 ile 29 yaş arası eğitimde ya da istihdamda olmayanların sayısı 4,9 milyon.
Ekonomist Mustafa Sönmez de Twitter’dan yaptığı açıklamada genç işsizliği şöyle açıklıyor:
15-24 yaş grubu 2.9 milyon genç, ne okulda ne işte. Genç nüfusta gerçek işsizlik Ekim de yüzde 41 ! #AçıkVeNet
— Mustafa Sönmez (@mustfsnmz) January 16, 2019
Seyfettin Gürsel’in 29 Mart 2017'de T24'te kaleme aldığı yazısına göre genel işsizlikteki yüksek artışta en yüksek paya genç işsizlik sahip.
Genç işsizlikte en göze çarpan detay ise her 100 genç kadından 28’inin işsiz olması. Ya da başka bir tabirle her üç genç kadından biri işsiz.
Konuyla ilgili Deutsche Welle’e konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın şu ifadeleri kullandı:
"Ekim 2018’de hem çalışmayan hem de okumayan gençlerin oranı yüzde 24,1’den yüzde 24,7’ye çıktı. Ülke genelinde erkek işsizlik oranı yüzde 10,3 iken, kadın işsizliği yüzde 15’e dayandı. Bu iki dezavantajlı grubun işsizlik sorunu, Türkiye’deki işsizlik görünümünü temelden etkileyebilir.”
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı nedir?
İstihdamı mevsim etkisiyle açıklamak, özellikle tarım-yoğun ekonomilerde oldukça önemli.
Prof. Dr. Seyfettin Gürsel’e göre işsizlik cephesinde güncel gidişatı daha iyi kavrayabilmek için mevsimsel dalgalanmayı önemli ölçüde bertaraf eden mevsim etkilerinden arındırılmış istatistikler tercih edilmeli.
Gürsel, Türkiye ekonomisinin dolayısıyla istihdam ve işsizliğin mevsimsel dalgalanmalara çok açık olduğunu söylüyor.
TÜİK’in verileri de Avrupa Birliği İstatistik Regülasyonu’na göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış şekli ile açıklanıyor.
Tarımda çalıştırılan işçi sayısının yaz ve kış aylarında farklılık göstermesi mevsimsel bir etki sayılırken, herhangi bir yılda bir önceki yıla göre daha az iş gününün olması bir takvim etkisidir.
Ekim 2018’de mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 58 bin kişi artarak 3 milyon 742 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise yüzde 11,5 seviyesinde.
İşsizliğin en yüksek olduğu üç alan: Sanat, Bilgisayar, Gazetecilik
Doğruluk Payı’nın TÜİK’e dayandırdığı derlemesine göre en yüksek işsizlik oranı yüzde 20,4 ile sanat alanı mezunlarında görüldü.
Bilgisayar alanı yüzde 19,9 ile en yüksek işsizlik oranına sahip ikinci alan olurken gazetecilik ve enformasyon ise yüzde 19,1 ile üçüncü sırada yer aldı.
2017'de en yüksek işsizlik oranı %20,4 ile sanat alanında oldu. Bilgisayar alanı %19,9 ile en yüksek işsizlik oranına sahip ikinci alan olurken gazetecilik ve enformasyon ise %19,1 ile üçüncü sırada yer aldı.
— Doğruluk Payı (@dogrulukpayicom) January 15, 2019
https://t.co/VwPDmdEEHR pic.twitter.com/DSmApqhXo4
İşgücü verilerinde diğer önemli nokta ise eğitim seviyesi yüksek olanlarda işgücüne katılım oranının da işsizlik oranının da daha fazla olması.
Buna göre 2017’de yükseköğretim mezunları yüzde 80,2 ile işgücüne katılma oranı en yüksek kesim.
İşgücüne en az katılım ise yüzde 18,8 ile okur-yazar olmayan kesimde görüldü.
Aynı dönemde eğitim durumuna göre en yüksek işsizlik oranı ise yüzde 13,3 ile lise mezunlarında yaşandı. En düşük işsizlik oranı ise yüzde 5,6 ile okur-yazar olmayan gruba ait.
Bu oranın düşük olmasında, okur-yazar olmayan kesimin çoğunlukla aktif olarak iş aramıyor olması, dolayısı ile hesaplamalarda “işsiz” sayılmaması ve işgücüne dâhil olmaması büyük rol oynuyor.