FETÖ çatı davasında gerekçeli karar açıklandı.
15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan 75 sanıklı çatı davanın gerekçeli kararında örgütün nihai amacının devleti tüm kurumlarıyla ele geçirip anayasal düzeni değiştirmek olduğu belirtildi.
Fethullah Gülen’in “kainat imamı” olduğu, cemaat zümre egemenliğine dayalı, teokratik totaliter rejim kurmak istedikleri ifade edildi.
Kararda, güç dengesini ele geçirdiğini düşünen örgütün emniyet, adliye ve medya yapılanmasının, 2006'dan itibaren planlı ve sistemli iş birliğiyle kamu kurumlarında kitlesel tasfiyelere neden olan operasyon ve soruşturmalara başladığı kaydedildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında "Başta TSK olmak üzere emniyet, adliye ve sivil toplumun önemli kesimleri baskı altına alınarak, medya tarafından sistemli ve planlı bir şekilde yapılan algı yönetimiyle yapılan soruşturmalar ve açılan davalar sonucu tüm toplum kesimleri korkutulup baskı altına alınmış, TSK ve emniyette örgüte karşı veya engel olabilecek kadrolar tasfiye edilerek bu kritik görevlere örgüt mensuplarının gelmesi sağlanmıştır" ifadeleri kullanıldı.
Örgütün devleti ele geçirip anayasal düzeni değiştirmek için 35-40 yıl vadeli planlama yaptığı, hedeflerine adım adım ulaşmayı öngördüğü kaydedilen kararda, örgütün sabırla faaliyetlerini büyük gizlilik içinde yürüttüğüne işaret edildi.
Anayasayı ihlale yönelik suçlar
Kararda, FETÖ mensuplarınca örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için 2006-2013 arasında anayasayı ihlal suçunu oluşturmaya yeterli ve elverişli olduğu "araç suçlar" işlendiği ifade edildi.
Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk olarak bilinen soruşturma ve davalarda devletin yargı yetkisini kullanan örgüt mensupları ile emniyet teşkilatındaki örgüt mensuplarının, örgütçe kurgulanan operasyonlarla, yüzlerce kişiyi, asılsız ihbarlar, uydurma iddialar, sahte deliller, usulsüz dinlemeler ve takiplerle gözaltına aldığı, bunların örgüt medyası tarafından profesyonelce yapılan algı operasyonları ile birlikte gerçekleştirildiği kaydedildi.
17/25 Aralık ve MİT tırlarının durdurulması
Gerekçeli kararda, "FETÖ/PDY örgüt mensuplarınca 17/25 Aralık 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen hükümeti yıkmaya teşebbüs eylemlerinin, anayasayı ihlal suçu yönünden vahim bir araç suç olarak görülebileceği" belirtilerek, "esasında örgütün bu eylemlerle siyasi ve ekonomik kriz ve kaos ortamı oluşturarak hükümeti iş göremez hale getirip istifaya zorladığı" vurgulandı.
"Hükümetin iş göremez hale getirilmesi ve istifasını sağlamaya yönelik eylemlerin aynı zamanda anayasayı ihlal suçunu oluşturduğu" ifade edilen kararda, örgütün "anayasayı ihlal" suçu yönünden işlediği bir başka suçun ise MİT tarafından kullanılan insani yardım tırlarının durdurulması olduğuna vurgu yapıldı. 1 ve 19 Ocak 2014'te MİT'in kullandığı insani yardım tırlarının örgütçe durdurulması suretiyle devletin Suriye'deki terör örgütlerine yardım ettiği intibasının oluşması istendiği belirtildi.
Sanıklar hakkında verilen hüküm
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, dava sonucunda eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, kapatılan Zaman gazetesi eski İmtiyaz Sahibi Alaeddin Kaya, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in halasının oğlu Kazim Avcı'yı "anayasayı ihlale teşebbüs" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet", Gülen'in avukatlarından Abdülkadir Aksoy, avukat Ali Çelik ve iş adamı Dilaver Azim'i "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 10 yıl 6'şar ay hapse çarptırmıştı.
Mahkeme, yargılama sırasında ölen bir sanık hakkındaki davayı düşürmüş,Fethullah Gülen, Ekrem Dumanlı, Hamdi Akın İpek ve Adil Öksüz'ün de arasında bulunduğu sanıklar hakkındaki kamu davasını ayırmıştı.