Gazeteci yazar Murat Yetkin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin PKK’ya alternatif bir lider aday olarak görüldüğünü yazdı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yetkin, bugünkü köşe yazısında “Sadece ABD ve AB için değil, Rusya için de, ‘Suriyeli Hristiyanları IŞİD zulmünden kurtaran kahraman’ olarak lanse edilen ‘General Mazlum’un’ PKK içinden PKK’ya alternatif bir lider adayı olarak görüldüğü anlaşılıyor” ifadelerini kullandı ve şu görüşünü dile getirdi:
Nitekim bu konuları görüştüğüm üst düzey diplomatik kaynaklardan biri, “Neden olmasın?” dedi; “Yaser Arafat da, Ben Gurion da bir zamanlar terör eylemleri yönetiyordu, ama bir aşamada tercihlerini siyasetten yana kullandılar.”
Peki, hem Batı, hem Rusya, “General Mazlum”u artık adı çıkmış PKK’dan ayrı bir konumda görmek istiyor da Kandil ve Brüksel’deki PKK şefleri bu stratejiyi görüp önlem almayı akıl edemiyor mudur sizce? Örneğin, PKK Mazlum Abdi’nin bu planı kabul etmesine görünüşte tepki gösterse de böyle bir kopmaya izin verip, sonra yeniden birleşmek üzere siyasi bir manevraya giremez mi? Başka türlü de sorabiliriz. Abdullah Öcalan ile 12 yaşında tanışmış, yanında yetişmiş, bütün hayatını PKK yapısında, sadece Türkiye sınırlarındaki silahlı terör eylemlerinde değil, Avrupa’daki diplomatik faaliyetinde de geçirip 52 yaşında örgütünü ABD ve Rusya ile muhatap eder konuma getirmiş Mazlum Abdi, şimdi örgütüne ihanet eder mi?
Yine isminin saklı kalması şartıyla konuşan bir diplomatik kaynak, “Ama” diye kayıt düşüyor; “ABD Başkanı sizi de dünya kamuoyu önünde “general” diye muhatap alsa, siz de Rus Savunma Bakanıyla video konferansta müzakere ediyor olsanız, belki sizin de davranışınız değişebilir.”
Yetkin ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in SDG komutanı Abdi’ye olan ilgisinin iki nedeni olabileceğini de söyledi:
Birincisi, son beş yıldır IŞİD’le mücadelede yer aldıktan sonra işlevini tamamlayan YPG/PKK’nın tepkisini zamana yayıp hafifletmek, o arada da Türk ordusunun ateş gücünden koruyarak kendilerine can borcu duymasını sağlamak.
İkincisi ise Erdoğan’ın ekonomik ve askeri yaptırımlar dâhil her şeyi göze alarak giriştiği harekât sonucu ABD ve Rusya ile ayrı ayrı anlaşarak engellediği Suriye’de Kürt devleti kurma girişimini, başka yollardan, gerçekten ya da görünüşte PKK’dan kopararak sağlamak. Neticede, YPG/PKK’yı Suriye’de büyüten ABD oldu ama “yeni” Suriye’nin federatif yapısında Kürt özerkliğinin de olabileceğini, yazılı olarak söyleyen tek ülke de Rusya.