Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Meclisi Genel Kurulu’nda, parti genel başkanları ve milletvekilleri, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili açıklaması hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Mehmetçik müdahale etmeseydi, Kıbrıs'ta Türk kalmayacaktı
Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın açıklamasının ülkeye ve millete katkısı bulunmayan birtakım durumlara vesile olduğunu belirtti. Tatar konu hakkında şunları söyledi:
Üzüntülüyüz. Hem hükümet hem de UBP adına maksadının ne olduğunu anlamadığımız bu açıklamayı takip ediyoruz. 1974 harekatıyla ilgili olarak, toplumun geneli hatta yüzde yüzü biliyor ki Mehmetçik bu adaya müdahale etmeseydi, bugün Kıbrıs'ta bir tane Türk kalmayacaktı. Burası o zaman da ifade edildiği gibi Yunanistan'ın bir parçası olacaktı.
‘Komite derhal kurulsun, ortak açıklama hazırlansın’
‘Böyle bir açıklama olacağına keşke hiç olmasaydı’ diyen Tatar, harekatla ilgili ortak bir komite kurulmasını önerdi:
Önerimizi hükümet ortağımız Halkın Partisi’yle (HP) de konuştuk. KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde derhal ortak bir komitenin kurulması, Türkiye'mizin Barış Pınarı Harekatı'na bu meclisin destek vermesi, Kıbrıs Türkü'nün dualarının Mehmetçikle olduğu ve harekatın en erken zamanda başarıyla tamamlanması dileğinin belirtilmesi gerekir.
Komitenin derhal oluşturulmasını isteyen Tatar, “Cumhurbaşkanının açıklamasıyla ilgili bir açıklamanın olup olmayacağını da bu komitenin değerlendirmesi gerekir. Bu meclis eğer ortak bir metinde buluşacaksa, komitenin bugün oluşturulması ve sonuçlandırılması, en geç yarın sabah böyle bir açıklamanın yapılmasında büyük yarar gördüğümüzü ifade etmek isterim" dedi.
Cumhurbaşkanı olması eleştirilmeyeceği anlamına gelmez
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı ve HP Genel Başkanı Kudret Özersay, ise “Türkiye, uzun süre, 'Benim güvenliğim, toprak bütünlüğüm ve sınırlarım açısından, bu alanda güvenli bölge yaratılması gerekir.' diyerek, bu bölgede fiilen ve fiziken var olan, başta Rusya Federasyonu ve ABD olmak üzere diyalog ve diplomasi yolunu denemiştir” dedi.
Özersay, Akıncı’nın açıklamaları için ise şu değerlendirmeyi yaptı:
Bir kişinin Cumhurbaşkanı olması demek, ortaya koyduğu görüşlerin ve izlediği diplomasinin eleştirilemeyeceği anlamına gelmez. Eleştirildiği zaman da alınganlık yapılmasına, bir mağduriyet havası yaratılmasına ve bu dille konuşulmasına ne gerek vardır ne de bu memlekete bir yararı vardır.
‘İstifa etmesi en sağlıklı yol’
Ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, ise içinden geçilen hassas dönemde herkesin kullandığı cümlelere özen göstermesi gerektiğini ifade etti. Erhürman, "Harekatın güvenliği sağlama hedefine bir an önce ulaşması ve bu hedefe ulaşılarak tamamlanması dileği konusunda da farklı düşünen çok fazla arkadaşımız olduğu kanaatini taşımıyorum" dedi.
Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı ise Akıncı’yı istifaya davet etti:
Bu kafa karışıklığı içinde Cumhurbaşkanı Akıncı'nın 3'lü zirve toplantısına katılması, arkasından 5'li zirve toplantısına katılması bence artık anlamını kaybetmiş bir hareket olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanının güven tazelemek için istifa etmesi bence en sağlıklı yol olacaktır.
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Zeki Çeler ise Akıncı'nın yanlış anlaşıldığını savundu. Çeler, Akıncı'nın teröristlerle diyalog kurulmasını kastetmediğini, Suriye devletiyle diyalog yoluna gidilmesini söylediğini ve "kan dökülmesin" sözlerinin herkese yönelik olduğunu kaydetti.
Independent Türkçe, AA