Her zaman gönül zenginliğiyle tanınmayan Piers Morgan, Greta Thunberg'in 100. Nobel Barış Ödülü'nü kazanamamasının tadını çıkardı. Ödülün Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali'ye komşuları Eritre'yle uzun süredir devam eden ihtilafın sona ermesine katkıda bulunduğu gerekçesiyle verildiği haberi duyulur duyulmaz Morgan, "Gerçekten bu ödülü, barış getiren birine NE HAKLA verirler?!!!!" diye tweet attı.
Hepsi de Norveçli olan, üç politikacı, bir dış politika akademisyeni ve bir avukattan oluşan 5 kişilik Nobel Barış Ödülü komitesinin Thunberg'e "haddini bildirdiği" medyada çokça konuşuldu. Komitenin ödülü Thunberg'e ya da kazanamayan diğer 300 adaydan birine vermemesinin nedenleri bilinemeyecek ve aday listesinin son hali 50 yıl boyunca gizli kalacak. Thunberg 9 milyon İsveç Kronu (yaklaşık 5 milyon 400 bin TL) ödülle neler yapardı, bilemeyiz.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bununla birlikte Thunberg, iklim değişikliği meselesi ve yeryüzündeki yaşama dair tehditlere dikkat çekmek için herkesten daha fazlasını yaptığı bir yılın ardından bahisçilerin favorisi haline gelmişti. Thunberg'in yürüttüğü çevre aktivizmi, barış getiren klasik modele kolayca uymasa da ortada bir emsal bulunuyor: Al Gore ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), "insan kaynaklı iklim değişikliğine dair daha önemli bilgiler toplayıp bunları yaymak için gösterdikleri çabalar ve böyle bir değişikliğe karşı harekete geçmek için gerekli önlemlerin temelini atmalarından" dolayı 2007 Nobel Barış Ödülü'nü paylaşmıştı.
Henüz 16 yaşındaki Thunberg'in bu ödülü kazanmak için önünde daha çok vakit var ama kazanamasa bile kendisi bu şanstan mahrum kalan diğer bazı seçkin isimlerin arasına katılacaktır, Mahatma Gandi ve (eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'la İsrail Başbakanı Menahim Begin 1979 Nobel Barış Ödülü'nü birlikte kazanmasına rağmen) arabuluculuk çalışmalarının kabul görmesi için tarihi Camp David Ortadoğu mutabakatının üzerinden 30 yıl geçmesini beklemek zorunda kalan Jimmy Carter gibi.
Nobel Barış Ödülü doğası gereği ihtilafları kızıştırıyor. Barack Obama 2009'da ödüle aday gösterildiğinde henüz 11 gündür görevdeydi ve ödülü aldığındaysa hala iki savaşı yönetiyordu. Bazıları bunu “George W. Bush olmama” ödülü diye alaya aldı. 2012'de ödül bir kuruluş olarak Avrupa Birliği'ne (AB) verildi ve bu karar da AB karşıtlarınca eleştirildi.
Zamanında herkesin alkışladığı diğer ödül sahipleriyse şimdi uzaktan bakınca daha az etkileyici görünüyor. Mesela Aung San Suu Kyi (1991) ve Henry Kissinger (1973) bununla pek de başa çıkamadı. Hala saygınlığını koruyan ve değerli kimi ödül sahiplerinin çalışmalarıysa zamana başka şekillerde yenildi. Örneğin, 1920'li ve 1930'lu yıllarda barış inşasına harcadıkları çaba için onurlandırılan Charles Dawes, Gustav Stresemann, Austen Chamberlain, Aristide Briand, Woodrow Wilson gibi devlet adamlarının hiçbiri savaşı bitiremedi. İçlerinden hali muhtemelen en dokunaklı olansa, ödülü Hitler'in tam da iktidara geldiği 1933'te kazanan yazar Norman Angell'di. Angell çok satan kitabı The Great Illusion'da (Büyük Yanılgı), savaşın ekonomik açıdan hiçbir ulusun başlatamayacağı kadar yıkıcı bir girişim olduğu ve savaş çıksa bile kısa zamanda sona ereceği fikrini öne sürmüştü.
Bununla birlikte kazananların çoğu kalıcı bir fark yarattığı için Nobel Barış Ödülü hala ihtişamını koruyor. Öne çıkan ödül sahipleri arasında şu isimler yer alıyor: Kızıl Haç (1917, 1944 ve 1963); BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (1954); Martin Luther King (1964); Nelson Mandela ve FW de Klerk (1993), Yaser Arafat, İzhak Rabin ve Şimon Peres (1994), John Hume ve David Trimble (1998) ve Malala Yusufzay (2014).
1901’de hayata geçirilmesinden bu yana geçen süre zarfında bu ödül dünyanın dört bir yanından 107 kişi ve 24 kuruluşa verildi. Bazı yıllarda kazananlar kendini belli eder, diğerlerinde bu durum daha az belirgindir, geride kalan 19 yıla gelince bu sürede kazananların hiçbiri Alfred Nobel’in endüstriyel mirasının gerektirdiği şartları yerine getiremedi: "Milletler arasında dostluğu geliştirmek, daimi orduları kaldırmak veya azaltmak, barış kongrelerini kurmak ve teşvik etmek için en çok ya da en iyi çabayı göstermek."
Çok değil kısa bir süre önce 2019 Nobel Barış Ödülü'nün Donald Trump'la Kim Jong-un arasında paylaştırılmasına dair bazı ciddi konuşmaların yapıldığından bahsetmek belki de dikkate değer. Kıl payı kaçtı.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent