Mardin Kızıltepe’de yaşayan 3 yaşındaki Selman Tumur, 11 Ekim 2014’de evlerinin yakınlarında arkadaşları ile oynarken iddiaya göre kilidi kırık olan elektrik trafosunda akıma kapılarak yaralandı.
‘Can güvenliğimiz olmadığı için tamir edemedik’
Tumur, yakınları tarafından hemen Kızıltepe Devlet Hastanesi’ne götürüldü. İlk müdahalesi yapılan ağır yaralı çocuk, daha sonra Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Ameliyata alınan Selman Tumur, 1 hafta hastanede yattı. Doktorların Tumur için hazırladığı raporda “Baş ve boyun bölgesinde, vücudunda 3. ve 2. derece ağır yanıklar olduğu belirtildi.
Oğlu ölümden dönen baba Süleyman Tumur konuyu yargıya taşıdı. Şüpheli sıfatı ile ifade veren Dicle Elektrik (DEDAŞ) kurumunda görevli elektrik mühendisi B.B. ‘6-7 Ekim Kobani olayları nedeniyle can güvenlikleri olmadığı için trafolarda meydana gelen maddi hasarların onarılamadığını’ belirtti. İfadesinde 11 Ekim’de saat 11.40 sıralarında 148 numaralı trafodan elektrik arızası geldiğini aktaran B.B. şunları söyledi:
Olay yerine gittiğimizde, 21 Temmuz’da panosu onarılan ve kapısına kilit takılan trafo panosunun kırık olduğunu gördük. Ayrıca 5 Ekim-9 Ekim 2014 tarihleri arasında Kızıltepe ilçesinde meydana gelen toplumsal olaydan dolayı can ve mal güvenliği bulunmadığından ilçemiz genelinde bulunan trafolarda, meydana gelen maddi hasarlar onarılamamıştır.
11 Ekim’de iki çocuğun 148 no’lu trofada çarpılması olayı muhtemelen toplumsal olaylardan dolayı trafo panosunun kilidinin kırılması sonucu olmuştur. Olayda bizim bir kusurumuz yoktur. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum.
Bilirkişi : Şüphelilerin kusuru yok
Olayı inceleyen bilirkişi de ‘olayın meydana geldiği tarihten kısa süre önce Kobani olaylarının yaşandığını’ hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
Güvenlik nedeni ile anılan tarihlerde elektrik şebekesinde meydana gelen tahribatın giderilmesi ve arızalara müdahale edilmesi söz konusu değildi. Bölgemizde kaçak elektrik kullanım oranın çok yüksek olması da ayrı bir etkendir.
Trafo direklerinin bitişiğine monte edilen elektrik panolarına vatandaşlar tarafından müdahale edilmesi ve esnada elektrik akımına kapılma ile de sık karşılaşılmaktadır. Ancak olaydan kısa süre önce panoya takılan kilidin ne zaman ve kimler tarafından kırıldığını tespit etme imkanı da yoktur.
Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi
Bilirkişinin DEDAŞ personelinin olayda kusuru olmadığını belirten raporunun ardından soruşturmayı yürüten Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Başsavcılık kararında şu ifadeler kullanıldı:
Bilirkişi raporunda DEDAŞ ilçe işletme Müdürlüğü personeline ve mühendis olarak görev yapan B.B.’ye kusur verilemeyeceği yönündeki raporu dikkate alınarak, ayrıca toplumsal olaylardan dolayı trafolara ve birçok kamu kurumuna zarar verildiği, toplumsal olayların devam etmesinden dolayı bunlara müdahale edilemediği, bu nedenle şüphelinin olayda her hangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin bu kararı üzerine Tumur ailesi iç hukuk yolları tükenmeden, çocuklarının yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Yapılan inceleme sonucu yaşam hakkının ihlal edildiğine oy birliği ile karar veren Anayasa Mahkemesi, dosyayı yeniden soruşturma yapılması için Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
‘Bu karar bir ilktir’
Tumur ailesinin avukatı Ali Aydemir AYM kararını Independent Türkçe’ye değerlendirdi:
Olayın ardından sorumluların yargılanması için cumhuriyet savcılığına şikayetçi olduk. Ceza soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verildi. Savcının temel gerekçesi 6-7 Ekim Kobani olaylarıydı.
Biz de iç hukuk yolu tükenmeden Anayasa Mahkemesi’ne gittik. İyi de bir karar verildi. AYM yaralama olan durumlarda genellikle yaşam hakkı ihlaline hükmetmiyor, ölüm hallerinde yaşam hakkının ihlal edildiğine karar veriyor.
Bu olayda ölüm olmamasına rağmen yaşam hakkının ihlal edildiğine dair bir karar verdi. Bu anlamda bu karar bir ilktir.
AYM’nin bu kararından sonra soruşturmanın kaldığı yerden devam edeceğini belirten Aydemir, ‘Büyük ihtimalle ilgililer hakkında kamu davası açılacak. AYM’nin hak ihlali kararından sonra, ceza yargılaması sonucunda bir mahkumiyet bekliyoruz’ dedi.
Selman’ın yara izlerinden kurtulması için gerekli ameliyatın giderleri için asliye hukuk mahkemesinde de bir dava açtıklarını aktaran Aydemir, ‘Ailenin temel talebi çocuğun eski yaşamana dönebilmesi için yüzündeki yanık izlerinin tedavi edilmesi. Olayda ihmali ve kusuru olanların yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyorlar’ diye konuştu.
AYM haklı olduğumuza karar verdi
Selman’ın babası Süleyman Tumur ise şunları söyledi:
Selman o gün arkadaşları ile oynamak için sokağa çıktı. Evimizin sokağındaki trafo çocuklar oynarken patlamış. Oğlum ağır yaralandı, vücudunun çoğu yandı. Olay olduğunda 3 yaşındaydı, şimdi 8 yaşında.
Olayın ardından savcılığa başvurduk ama kovuşturmaya yer yok kararı çıktı. DEDAŞ’ın ‘Kobani olayları yüzünden trafoyu tamir edemedik’ savunması haklı bulundu. Bunun üzerine avukatımız aracılığı ile AYM’ye bireysel başvuruda bulunduk. AYM de bizim haklı olduğumuza karar verdi.
Bu yaşta antidepresan kullanıyor
Sorumluların cezalandırılmasını istediklerini belirten baba Tumur, “Selman ölümden döndü, şükür kurtuldu ama yüzünde vücudunda izler kaldı. Bu yanık izleri nedeniyle arkadaşları ondan uzak duruyor. Kendini dışlanmış hissediyor ve gittikçe içine kapanıyor. Bu yaşta antidepresan kullanıyor. Yüzündeki ve vücudundaki yaralardan kurtulması için estetik operasyonlar geçirmesi gerekiyor. Benim bunu karşılayacak gücüm yok. Ameliyat masraflarının karşılanmasından başka bir talebimiz yok. Selman’ın çocukluğunu yaşayabilmesini istiyorum” dedi.
46 kişi hayatını kaybetti
IŞİD'in Kobani'yi kuşatmasına Türkiye’nin seyirci kalması üzerine doğu ve güneydoğu bölgesinde protesto gösterileri başladı. İnsan Hakları Derneği'nin raporuna göre 7-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Kobani eylemlerinde ülke genelinde 46 kişi öldü, 682 kişi yaralandı ve 323 kişi tutuklandı.
© The Independentturkish