2016’da iki astronomun Güneş sisteminin dış kısmındaki nesnelerin sıradışı yörüngelerini açıklamak için Neptün’den çok daha uzakta 9. gezegenin var olduğu hipotezini açıklamasından bu yana, çok sayıda bilim insanı bu düşünceyi desteklemeye devam etti.

Hipoteze göre henüz keşfedilmeyen bu gezegen, Dünya’dan 15 kat daha büyük, Güneş’ten 45’le 150 milyar kilometre uzakta ve bir turunu 20 bin yılda tamamlayan Jüpiter benzeri bir gaz devi olabilirdi. Ancak şimdi iki fizikçi merak uyandıran yeni bir fikir ortaya attı: Gökyüzünde aradığımız 9. gezegen aslında küçük bir kara delik olabilir mi?

Olası bir gezegenin hesaplanan uzaklığı o kadar fazla ki bu uzaklıktaki bir nesnenin -Güneş’ten çok az ışık aldığı için- teleskopla görüntülenmesi epey zorlaşıyor. Astronomlar, böyle büyük kütleli nesneleri yerçekimsel alanlarının arkalarında bulunan uzak bir yıldızdan gelen ışığı “bükmeleri” sayesinde gözlemleyebiliyor.

AAAS Science’ın haberine göre, arXiv’de (elektronik ön baskı arşivi) yayımlanmayı bekleyen makalede, fizikçiler gezegen kütlesinde ufacık bir kara delik varsa etrafının bir milyar kilometreyi bulan karanlık maddeyle sarılı olması gerektiğini yazdı. Bu haredeki parçacıklar arasındaki etkileşimlerin, özellikle karanlık madde ve karanlık anti madde arasındaki çarpışmaların gama ışını parlamaları yaratarak nesnenin varlığını gösterebileceği öne sürüldü.

Fizikçiler yakında 2008’den bu yana gökyüzünü her doğrultuda görüntüleyen Dünya yörüngesindeki Fermi Gamma Işını Uzay Teleskopu’nun (FGST) erişime açık verilerini taramaya  başlayacak. Araştırmacılar özellikle, 9. gezegenin dünyadan görünmesi beklenen, seyrek gerçekleşen ve gökyüzünde yavaşlayarak hareket eden bir grup gama ışını parlamalarını arayacak.

Fizikçilerin söz konusu önermesi her ne kadar spekülatif görünse de araştırmaları, Güneş Sistemimizdeki ya da evrenin uzak köşelerindeki karanlık madde ve gamma ışını parlamalarının kaynaklarına dair bilgi birikimine katkı yapabilir.

Independent Türkçe için derleyen: Umut Can Yıldız