CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Özel, konuşmasında CHP'nin ön seçimdeki Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalara ilişkin "Buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na sesleniyorum. Hamidiye Su dosyası, Süleyman Soylu'nun el konulmuş 37 dosyadan biridir. O dosyalara mı bakacaksın, Ekrem başkanın yolunu kapatmakla mı uğraşacaksın?" dedi.
Yeni sürece ilişkin de konuşan Özel, MHP'ye "Terörsüz Türkiye istiyorum, demokratik Türkiye istiyorum. Terörün de mafyanın da kökü kazınsın istiyorum" ifadelerini kullandı.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Biz Bolu Kartalkaya meselesini unutturmamaya devam edeceğiz. Tıpkı İliç'te olduğu gibi. İliç'te de imza kimin çıktı. Murat Kurum'un çıktı. Önce sadece inkar ettiler. O dönemde İstanbul'a adaydılar. Dedik ki İliç'in felaketi oldun, İstanbul'un felaketi olmana izin vermeyeceğiz dedik. Sonra da yeniden bakan oldu. Dün yine İliç duruşması vardı. Bir tane kamu görevlisi yargılanmadı. İliç'e adaleti getirmek bir sonraki iktidara yani Cumhuriyet Halk Partisi'ne kaldı.
"Trump'a Filistin'le ilgili ne dedin?"
Gazze'de ateşkesi maalesef bozdular. Bugün Trump'a ne söylüyorsun onu söyle dedim. Bana eskiden 'one minute' demiş onu anlatıyor. Hepimiz bekliyoruz ki Filistin'e sahip çıkan Trump'a meydan okuyan bir açıklama. Açıklamada ne var? Hiçbir şey yok. Diplomatik geleneklerde olmayacak bir şey. Soruyorum Erdoğan'a, Trump'a Filistin'le ilgili ne dedin? Bir cevap aldıysan söyle de bilelim. (Erdoğan) Trump'tan randevu için, dışarıdaki tek umudu Trump'a tutunabilmek için Filistin davasını satıyorsa yazıklar olsun.
"Son dönemde iktidarın Kürt meselesi üzerinden yeni bir oyun kurguladığını hepimiz görüyoruz"
Erdoğan’a söyledim: “Anketler var. Anketlerde parti kırılımları var. Ben bakıyorum, sen de bak” dedim. “Öyle yalan yanlış videoları kesip kesip oraya koydurup grupta izletme. Koy bir anket izleyelim” dedim. Önce, anket demişken bir şey söyleyeyim. “Anketler nasıl?” diye soruyorsunuz ya bazen, aynı kurulduğu günkü gibi Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin birinci partisi. Anket sorusu: Misafir ağırlama maliyeti arttığı için aile, eş, dost ile yapılan ev buluşmalarının azaldığını düşünüyor musunuz? Türkiye geneli: Çok azaldı diyen yüzde 60, azaldı diyen yüzde 24. Vatandaşın yüzde 84’ü “Ev gezmeleri azaldı ekonomik zorluklardan.” diyor. Bakın, azalmadı diyenler, çok azaldı ve azaldı diyenler burada. Azalmadı diyenlerin Türkiye’deki ortalaması yüzde 14. Parti kırılımı: AK Partililerin yüzde 19’u diyor azalmadı. yüzde 81’i azaldı diyor. CHP’lilerin yüzde 7’si, MHP’lilerin yüzde 24’ü, İYİ Partililerin yüzde 10’u, DEVA’lıların yüzde 6’sı, Yeniden Refah’lıların yüzde 15’i “Azalmadı. Eskisi gibi gidip gelebiliyoruz.” diyor. Geri kalanı “Bu ekonomik şartlardan dolayı ne iftara misafir ağırlayabiliyoruz ne iftar sonrası misafirliğe gidebiliyoruz.” diyor. Erdoğan, kendi seçmeninin yüzde 80’inin verdiği cevap ortadayken bu memleketi daha fazla zulmetme, bu memleketin yakasından düş artık. Son dönemde iktidarın ülkenin gündeminde olan Kürt meselesi üzerinden yeni bir oyun, yeni bir algı yönetimi kurguladığını hepimiz görüyoruz. Bütün gelişmeleri dikkatle, titizlikle, ihtiyatla, bizden ümidi olanların ümidini kırmadan ama oyuna da gelmeden, gelmeyeceğimizi de bütün muhataplarımıza söyleyerek dikkatlice yürütüyoruz.
"İmralı" süreci
Partimizde tarihsel bir tutarlılık, grubumuzda, üyelerimizde tam bir söylem birlikteliği, doğru bir duruş var. O duruşumuzu asla terk etmiyoruz. Kürt sorununun varlığını kabul ediyoruz. Bunun ancak demokratikleşerek aşılacağını biliyoruz. Bunun için Türklerin de, Kürtlerin de, Lazın da, Çerkezin de büyük bir demokrasi paketiyle bu sorunu açmak için iş birliği, el birliği, gönül birliği yapması gerektiğini düşünüyoruz. Hiçbir kesimi dışlamadan bu Meclis’i zemin kabul ediyoruz ve bunun üzerinden ilerliyoruz. Bize özellikle iktidarın küçük ortağı bir dönem kendi üzerine ateş toplayarak şimdi de bu süreçle ilgili olur olmaz yere ateş ederek bir algı yönetimi yapmaya, bir tuhaf sorular, bir tuhaf çabalar. Eskiden “DEM Partisi’ne şunu diyebilir misin? Bunu diyebilir misin?” ya da CHP’ye “DEM Partisi’yle nasıl bayramlaşırsın? Meclis’te nasıl el sıkışırsın? Nasıl ziyaret edersin?” Şimdi oraların çok ötesinde bir ilişki içindeler. Dün o görüntüleri gördük, o fotoğrafları gördük. Geçmişte dedikleri lafları çıkarıp yüzlerine vursan orada bir siyaset var ama bizim işimiz, dün bizim doğru yaptığımıza hepsi birden gelince, 6,5 milyon oy almış bir partiyi siyasi muhatap kabul etme noktasına gelince tutarsızlıklarını yüzüne vurmak değil, CHP’nin tutarlılığını, haklılığının gururunu yaşamak ve onların geldiği bu noktanın doğru nokta olduğunu, geçmişteki zikzakların, 180 derece dönüşlerin falan da onların külliyatına, arşivine, geçmişine kaldığını bilmek bize yeter ama o da ne? O da ne? Beyler, CHP’ye şunu soruyor: “Önce şunu açıklayacakmış CHP: Terörsüz Türkiye hedefine karşı mısın?” Tövbe estağfurullah.
"Hepiniz gelip CHP'nin durduğu noktaya gelmişsiniz"
Cumhuriyet Halk Partisi terörle arasına mesafe koymada, terör sorunuyla, Kürt sorunu konusunda en tutarlı çizgisini yıllardır korumada herkesin takdirini kazanmış. Hepiniz gelip CHP’nin durduğu noktaya gelmişsiniz. Göreceğiz, devamında o adımları atabilecek misiniz, atamayacak mısınız? Ama durduğumuz yer doğru olmuş, tarih bizi tescillemiş. Adam bize “Terörsüz Türkiye der misin?” Net cevap veriyorum, net. Biz terörsüz bir Türkiye’den yanayız. Terörün durmasından yanayız. Terörsüz Türkiye’nin baş savunucusuyuz ama biz terörün her türlüsüne, şiddetin her türlüsüne karşıyız
MHP'ye 1mafya terörü" sorusu: Var mısınız?
Biz mafya terörüne de karşıyız. Bu soruyu soranlar, siz mafya terörüne de karşı mısınız? Terör sorununu çözmek için alabildiğine demokrasi. Demokratikleşme paketimizi hazırlıyoruz. Masa kurulduğunda, Meclis çalıştığında oradayız. Peki var mısınız? Hemen onunla birlikte, Türkiye’deki devlet dışı her türlü illegal oluşumun kökünü kazımak için, mafyaların kökünü kazımak için, Türkiye’de dört gezen, kol gezen tahsilat mafyalarının, uyuşturucu mafyalarının kökünü kazımak için, kimse uyuşturucu çetelerinden tetikçi tutup da gelip bir Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nı Ankara’da, cumanın çıkışında, Ankara’nın göbeğinde vurup da buna kimse susmasın, susamasın diye, her türlü şiddetle birlikte mafyanın kökünü kazımaya var mısın sen? Bana onun cevabını ver. O yüzden “Terörsüz Türkiye” demeye CHP cesaret ediyor mu? Aha da söylüyorum: Terörsüz Türkiye istiyorum. Demokratik Türkiye istiyorum. Barış içinde Türkiye istiyorum. Güven içinde Türkiye istiyorum. Terörün de kökü kazınsın, mafyanın da kökü kazınsın istiyorum. İçinde bulunduğumuz süreç maalesef, bu bileği, bu bilek Özgür Özel’in bileği değil. Bu bilek ülkenin kurucu iradesinin, kurucu partisinin, bu bilek Sivas’ta ilk kongresini yapan partinin üyelerinin bileği. Bu bileğin gücü kuruluşundan geliyor. Bu bileğin gücü bütün üyelerinin vatan sevgisinden geliyor.
CHP'li belediyelere operasyon
Bu bileği bükemeyenler ellerindeki kamu gücünü kullanarak, adaleti bir sopa olarak kullanarak, yargı tacizleriyle saldırmaya devam ediyorlar. Onlara ilişkin söyleyeceğimi söylemeden, bu görevleri icatlarla, 14 yıl önceki vali talimatı, kaymakam ricasıyla cenaze teslim etmekten terör örgütüne yardım çıkararanların, 12 yıl önce kendileri güvenliği sağlayamayıp DHKP-C diye bir kukla örgütü, bir kukla örgütü belediyelerin başına bela edip belediye başkanlarının bunlara koruma talep ettiği, silah talep ettiği, bu örgüt tarafından tehdit edildiği bir süreci şimdi 12 yıl sonra geriye dönüp o terör örgütüne “yardım” diye, belediye başkanı o dönemin tutuklamak ya da bir belediye başkanını mağdur sıfatına koyup özel kalemini tutuklamak, belediye başkan yardımcılarımızı tutuklamak...
"Laboratuvarlarda örgüt yaratmaya, suç yaratmaya çalışmayın"
Yani mevcut 40 yıllık terör örgütüyle bağı söyleyemeyecek artık, o form değiştiriyor. Yeni terör örgütleri ya da sandıktan terör örgütleri, müstakbel terör örgütü yaratıyor: Halkların Demokratik Kongresi (HDK). 2020’de beraat edenler var. 2022’de İzmir Ağır Ceza Mahkemesi “Halkların Demokratik Kongresi terör örgütü değildir.” demiş, onaylanmış karar, kesinleşmiş. Ona rağmen geleceğe dönük bizim belediyelere operasyon için her belediyeden bir HDK’li. Ya da sandıktan terör örgütü çıkarıyor, DHKP-C. Ona vaktiyle tehdit ettiği belediye başkanımızı “Oraya yardım etti.” diye, o gün kamu düzenini sağlayamayanlar bugün işlem yapmaya kalkıyorlar. Onları hatırlatıyorum. Bakın, öyle icat çıkarmayın. Laboratuvarlarda örgüt yaratmaya, suç yaratmaya çalışmayın. Bunu yapanların mazisi de belli, bugünü de belli.
"Bugünün Zekeriya Öz'lerine sesleniyorum"
Bugün, bugünün Zekeriya Öz’lerine söylüyorum: Bu yaptıklarınızı Zekeriya Öz yapardı. Sonra sınırdan sıçan gibi kaçtı. Ne durumdasınız görüyor musunuz? Gece yatağa başını koyarken “Huzurluyum, doğrusunu yapıyorum, adalet arıyorum.” diyen bir tane hâkim ve savcıya sözüm yok ama “Ben talimat alıyorum, görevimin gereğini yapıyorum.” deyip siyasete alet olanlara diyorum ki: Bu yaptıklarınız eninde sonunda hem Türkiye’de serbest mahkemelerde gerçekten hesap vereceğiniz günlerde hem de mahşerde yakasını bırakmayacak. Kul hakkı yiyorsunuz, bunun bedelini ödeyeceksiniz.
Şimdi tabii büyükşehire, ilçeye, İBB’ye var ya, aynı ölçekte birer hatırlatma yapayım. O çok çalışkan, o umreye gidişini bile erteleyip bu işlere dört koldan sarılana hatırlatıyorum: Bayrampaşa Belediyesi, 2021, yangın koruma malzemelerinin bakımı, onarımı. 1,6 milyon liralık ihale, pardon ?1,6 milyonluk Kamu İhale Kanunu’nun istisna hükümleriyle yapılan alım. İhale mihale yok, 1,6 milyon ödeniyor. Belediye inceleniyor, bakıyoruz ve şu görünüyor: Şirketin adresi belediyenin Türk İslam Sanatları Merkezi’nin adresi. Allah Allah! Şirket niye belediyede olsun? Araştırmaya çıkılıyor, bakılıyor. Böyle bir şirketin olmadığı, tamamen paravan olduğu, kestiği faturaların da naylon fatura olduğu, belediyenin almadığı hizmeti kendi bünyesinde kurulmuş gibi gösterilen şirketten kesilen ama ortada şirketin olmadığı naylon faturaya ödediği anlaşılıyor. 1,6 milyon o günün parasıyla para belediyeden olmayan şirkete ödenmiş, buhar olmuş.
Bu dosya Aralık 2024’te kaymakamlığa, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na, İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü’ne teslim edildi. Aralık 2024’ten bugüne kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın ne işlerle meşgul olduğunu siz görüyorsunuz. Peki bu işle niye meşgul olmuyorsun? Niye bu dosyanın kapağını açmıyorsun? O günün Bayrampaşa Belediye Başkanı’nı neden sorguya çağırmıyorsun? Sabahın dördünde evinde arama yapmıyorsun? Etrafındaki herkesi dört gün tutup neden tutuklama talebiyle sevk etmiyorsun? Görevse görev, belediyeyse belediye. Bir tarafta kanıt yok, uydurma deliller, delil olmuyor sonra iddianameye girmiyor, sadece servis ediliyor. Hiçbir şey bulamayınca gizli tanık, gizlidir, ne dediğini bilemezsin, okuyamazsın, göremezsin. Burada bu kadar açık bir ihlal var, sayfasını kıpırdatmıyorsun. Haftaya yine soracağım Bayrampaşa’yı. Peki Balıkesir Büyükşehir, yalnızca seçimden üç ay önce anket ihalesi açıyor. Biz de açtık, 18 firma başvurdu. 12’si şartname aldı, sekiziyle çalıştık. Tek firma başvurmuş ve yaptırdıkları memnuniyet anketi için 104 milyon lira ödemişler güya. Aynı şirketin bir yıl önce ölçeklendirdiğinde verdiği teklif 3,5 milyon lira.
Independent Türkçe