Kanatlarını ilk kez bu yıl açan Minerva'nın Baykuşu, 2024'e son bir bakış atıyor.
Savaş ve siyasi krizlerin eksik olmadığı bu yıl, toplumsal dayanışmadan hayvan haklarına, merhametten anlayışa kadar insanlığın sınıfta kaldığı bir sene oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kaçımız dört bir yanımızdan yükselen "Hayatını değiştirmelisin" çağrısına kulak verip bir muhasebeye girişecek bilinmez.
Ama tarihte birçok dönüşümün önce sanattan başladığını biliyoruz. Bu yıl yayımlanan çeviri ve telif eserlerin ortak yanı belki de bize bu çağrıyı hatırlatmaları oldu.
2024'te bizi gözlerimizi ve kulaklarımızı açmaya davet eden 10 eseri seçtik.
Antony Loewenstein - Filistin Laboratuvarı: İsrail İşgal Teknolojilerini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor?
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı'yla başlayan Gazze savaşının üzerinden 14 aydan uzun bir süre geçti. İsrail ordusu bu yıl da binlerce Filistinliyi öldürdü ve Gazze Şeridi'ni enkaza çevirdi.
Yahudi gazeteci Antony Loewenstein'ın Filistin Laboratuvarı: İsrail İşgal Teknolojilerini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor? adlı çalışması, bu trajik dönemde Tel Aviv yönetiminin savaş siyasetini tekrar yakın merceğe alarak yaşananlara farklı bir perspektiften bakma imkanı sağlıyor.
Yalnızca Filistinlilere uygulanan zulmü değil, İsrail'in işgal politikalarının dünyanın dört bir yanındaki otoriter rejimlere nasıl ilham kaynağı olduğunu da deşifre eden kitabın daha detaylı incelemesini buradan okuyabilirsiniz.
Antony Loewenstein - Filistin Laboratuvarı: İsrail İşgal Teknolojilerini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor?
İngilizceden çeviren: Özlem Özarpacı, 297 s., 2024, Metis Yayınları
Bülent Diken - Yeni Despotizm: Eski Bir Canavarın Yeniden Canlandırılması
Despotizm kavramını tüm yönleriyle ele alan Bülent Diken'in yeni kitabı, bunun siyaset ve kültür alanlarında nasıl farklı şekillerde işlediğini irdeliyor.
Ekonomi ve güvenliğe indirgenen bir dünyada Yeni Despotizm, otoriter liderlerin izlediği politikaların yıkıcı etkilerini açığa çıkarırken, bunların "demokrasinin hemen her yerde askıya alındığı, küresel çapta bir istisna siyasetinin koyu gölgesi altında" yaşadığımız gündelikteki izdüşümlerini de takip ediyor.
Kadir Has Üniversitesi'nde ve Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nde dersler veren akademisyen, Nihilizm ve İsyan, Devrim, Eleştiri'yle de siyasi-kültürel analizlerini farklı açılardan geliştirmişti. Diken'in Graeme Gilloch ve Craig Hammond'la birlikte kaleme aldığı Nuri Bilge Ceylan Sineması'nı da okurlara tavsiye ederiz.
Bülent Diken - Yeni Despotizm: Eski Bir Canavarın Yeniden Canlandırılması
İngilizceden çeviren: Ayşecan Ay, 208 s., 2024, Metis Yayınları
Michael Hardt - Yıkıcı Yetmişler
Siyaset felsefesi ve edebiyat kuramı üzerine çalışmalar yapan Michael Hardt, son kitabı Yıkıcı Yetmişler'de, 1970'lerde dünyada patlak veren protestoların ve işçi hareketlerinin yanı sıra çeşitli özyönetim ve direniş çabalarını inceliyor.
İtalyan felsefeci Antonio Negri'yle yaptığı ortak çalışmalarla adını duyuran Hardt, kitabında 1970'lerdeki direniş hareketleri arasında "Fatsa Komünü'ne" de yer veriyor.
Felsefeci, Şili, Nikaragua, Portekiz, İtalya, İran ve Türkiye gibi birçok farklı ülkede yaşanan ayaklanmaları mercek altına aldığı kitabını tanıtmak 12 Ekim'de İstanbul'a gelmişti. Ünlü düşünürün söyleşisiyle ilgili izlenimlerimizi buradan okuyabilirsiniz.
Michael Hardt - Yıkıcı Yetmişler
İngilizceden çeviren: Münevver Çelik, 352 s., 2024, Otonom Yayıncılık
Martin Heidegger - Sanat Eserinin Kökeni
Sanat Eserinin Kökeni, Heidegger'in ilk defa 13 Kasım 1935'te Freiburg'da sunduğu bir konuşmaya dayanıyor.
Heidegger'in 1960'a kadar üzerinde çalıştığı ve çeşitli değişiklikler yaptığı bu metin, Platon'dan Baumgartner, Kant ve Romantikler'e kadar uzanan estetik anlayışını ters yüz ediyor.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kaan H. Ökten'in çevirisiyle artık Türkçede de Heidegger'in kendine özgü patikalarında yürümek mümkün.
Martin Heidegger - Sanat Eserinin Kökeni
Almancadan çeviren: Kaan H. Ökten, 104 s., 2024, Alfa Yayınları
Byung-Chul Han - Tefekkür Yaşamı
Tüketim, hız ve eylem üzerine kurulu günümüz toplumuna yerinde bir müdahalede bulunan Tefekkür Yaşamı, derinlemesine düşünmenin imkanlarını sorguluyor.
Eylemsizliği bir tembellik ya da erteleme davranışından ziyade insan varoluşunun özü olarak gören Han, okuru daha farklı bir yaşam tarzına çağırıyor.
Performans baskısı ve sömürü altında silinip giden bir hayat yerine dünyanın, duyguların ve ilişkilerin daha derinlemesine deneyimlenebildiği bir var olma hali bu.
Byung-Chul Han - Tefekkür Yaşamı
Almancadan çeviren: Barış Tut, 100 s., 2024, Ketebe Yayınları
Ayhan Geçgin - Dünyalararasında
Dünyalararasında, bu yılın en vurucu edebiyat eserlerinden biri.
Ayhan Geçgin'in Uzun Yürüyüş'ünü okuyanlara aşina gelecek bir coğrafyada geçen roman, yazının tüm imkanlarını işe koşarak bir anın içindeki yüzlerce katmanı iç içe geçmişliğiyle yakalıyor.
Belki bir cümle bile denemeyecek parçalanmışlıktaki "Gece, soğuk, bir kaya kovuğu" ifadeleriyle başlayan Dünyalararasında, zihnin kuytularından dünyanın açıklığına uzanan tekinsiz bir anlatı.
Ayhan Geçgin - Dünyalararasında
104 s., 2024, Metis Yayınları
Zaven Biberyan - Deniz
Karıncaların Günbatımı ve Meteliksiz Aşıklar gibi romanlarıyla kendine has bir çizgi yaratan Zaven Biberyan'ın Deniz'i, yazarın öykücülükteki ustalığını da gösteriyor.
Getronagan Lisesi'nden Yetişenler Derneği tarafından 1961'de basılan ve 2017'de Aras Yayıncılık tarafından yeniden yayımlanan Deniz, bu yıl ilk kez Türkçede okurlarla buluştu.
Gazeteci kimliği ve sosyalist mücadeleye katkılarıyla tanınan Ermeni asıllı yazar, hikayelerinde insana ve yaşama dair tüm çelişkileri gözler önüne seriyor.
12 öyküden oluşan Deniz'de İstanbul'un sokaklarını mesken tuttuğumuz gibi, Biberyan'ın edebi kişiliğini de daha yakından tanıyoruz.
Zaven Biberyan - Deniz
Ermeniceden çeviren: Natali Bağdat, 184 s., 2024, Aras Yayıncılık
Barış Bıçakçı - Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin
Barış Bıçakçı'nın son kitabı, birbirine çeşitli şekillerde dolaylı yollardan bağlanan ve dolanan hikayelerden oluşuyor. Ana karakterin aldığı tuhaf bir ansiklopedi yazma teklifi, aslında hayatın akışında pek fark etmediğimiz detayların merkeze taşındığı, gündeliğin farklı boyutlarını açan bir anlatıya dönüşüyor.
Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin, Bıçakçı'nın sade ve durgun üslubuyla insanın türlü türlü hallerine ışık tutuyor.
Edebiyatla ilgilenenlere, Bıçakçı'nın Ayhan Geçgin ve Behçet Çelik'le yazışmalarının yer aldığı Kurbağalara İnanıyorum'u da tavsiye ederiz.
Barış Bıçakçı - Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin
131 s., 2024, İletişim Yayınları
Rainer Maria Rilke - Hiç Uğruna Bir Nefes
20. yüzyıl şiirinin istikametini tek başına bambaşka bir ufka yerleştiren Rainer Maria Rilke'nin dizelerinin yeniden Türkçede söylenmesi, bu yılın şiir çevirisi alanındaki en önemli olaydı.
Şair ve çevirmen Cem Yavuz'un derleyip notlandırdığı Hiç Uğruna Nefes, Rilke'nin birçok şiirini bir araya getiren büyük bir hazine.
Hayatı boyunca İsviçre'den Mısır'a birçok yere savrulan Rilke, bir dönem Fransız heykeltıraş Rodin'in sekreterliğini de yapmıştı. Bu usta-çırak ilişkisini takip etmek isteyenler, Rachel Corbett'in Hayatını Değiştirmelisin adlı çalışmasını da kesinlikle okumalı.
Rilke'nin ölümünden 6 sene önce 1920'de doğan ve aynı yüzyılda şiiri bir şok tedavisinden geçiren Paul Celan'ın, yine Yavuz'un çevirisiyle 2022'de yayımlanan Sesler İşitin Bizi De adlı derlemesini de öneririz.
Rainer Maria Rilke - Hiç Uğruna Bir Nefes
Almancadan çeviren: Cem Yavuz, 600 s., 2024, Everest Yayınları
Louis-Ferdinand Céline - Semmelweis
Fransız edebiyatının devlerinden Louis-Ferdinand Céline, bu kısa anlatısında okuru iki asır önceki Viyana'nın tıp dünyasına götürüyor. Bu yolculukta, lohusa humması olarak da bilinen, kadınların doğum esnasında mikrop kapmasından kaynaklanan ölümlerin nedenini aydınlatan hekim Ignaz Philipp Semmelweis'ın trajik hikayesine eşlik ediyoruz.
Pasteur'den yaklaşık 40 yıl önce bulaşıcı hastalıklara mikroorganizmaların sebep olduğunu bulan Semmelweis'ın keşfinin hayatları kurtarması, çevresindeki hekimlerin mesleki hırsları nedeniyle engellenir. Baskı ve dışlanmaya dayanamayan Semmelweis ise akıl hastanesine yatırılır ve orada yaşamını kaybeder.
Gecenin Sonuna Yolculuk'la edebiyatı alt üst eden ve kendisi de doktor olan Céline, bu trajik figürün yaşam öyküsünü bitirme tezine çevirme cesaretini gösterebilecek belki de tek aykırı dehaydı.
Louis-Ferdinand Céline - Semmelweis
Fransızcadan çeviren: Ayberk Erkay, s. 96, 2024, Jaguar Yayınları
Mesele ister keyfince yaşamak ister hayata katlanmak olsun, devam etmek için herkesin kendine ve başkalarına anlatacağı bir hikayeye ihtiyacı var.
Yeni yılı sık sık hikayemizde "yeni bir sayfa" olarak görürüz. Boş sayfalar dolarken Céline'in sözü de hepimizin kulağında çınlasın:
Anlatılmaya değer tek öykü, bedelini ödediğiniz öyküdür.
© The Independentturkish