İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu İstanbul'da teşkilat üyeleri ile kahvaltı programında bir araya geldi.
Kamuoyu araştırmalarında İYİ Parti'nin oy oranının yükselişte olduğuna söyleyen Dervişoğlu, "Yüzde 50 artı 1'le ve sizlerle birlikte bu ülkeye yönetmeye talibim" dedi.
Türkiye’nin zor günler geçirdiğini ve sorumluların da bu zamana kadar yaşananlardan kendi payını almadığını söyleyen Dervişoğlu şunları söyledi:
Artık Tayyip Erdoğan’ı izlemekten yoruldum. Doğrusunu isterseniz dinlemekten de sıkıldım. Sabah yine televizyonu açtım diyor ki işin zor tarafını geride bıraktık. Şimdi kolay tarafına geçtik. 22 sene sonra Tayyip Erdoğan zoru kolaylaştıracak hale gelmiş… Çiftçi toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamıyor, ürününü tarlasında bırakıyor. Emekli dul yetim tenceresini kaynatamıyor, evlatlarımız hastanelerde öldürülüp katlediliyor, devletin esirgeme kurumlarına emanet ettiğimiz çocuklarımız tecavüze uğruyor ya da katlediliyor gençler geleceklerinden umudunu yitirmiş vize kuyruklarında istikbal arıyor Tayyip Erdoğan çıraklık dönemini bitirmiş ustalık dönemi için Anayasa’ya aykırı olarak milletten yeniden yetki istemeye kalkışıyor. Buna sonuna kadar hayır diyeceğiz ve Türkiye’yi bugün getirdiği bu olumsuz noktadan, bu karanlıktan kurtarmak gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya bulunduğumuz asla unutulmamalıdır.
“HTŞ cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Türkiye tarafından terörist ilan edilmiş bir örgüttür”
Suriye'de Esad rejimi karşıtı silahlı grupların Halep üzerinden başlattığı çatışmalara ve bu çatışmaların sosyal medyadaki yansımalarına değinen Dervişoğlu, şunları söyledi:
Dün sosyal medyayı takip eden arkadaşlarımız bana bazı paylaşımları getirdi. Diyorlar ki Halep 82, Lazkiye 83 olacakmış. Halep denen yerde üzülerek ifade ediyorum ki selefi cihatçı örgütler Suriye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırabilecek bir hamlede bulundular. Türkiye'nin bu gruplarla bir anılmasını temin edecek her türlü girişimden azami ölçüde uzak durmak mecburiyetindeyiz. HTŞ denen örgüt cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Türkiye tarafından terörist ilan edilmiş bir örgüttür. Şimdi güney sınırımızda Türkiye’yle bir terör örgütünü sınırdaş yapan hükümet bununla övünmek yerine kendinden utanmak mecburiyetindedir.
Türkiye’nin bunu hak etmediğini ve batı emperyalizminin önümüze koyduğu plan ve projelerin kölesi durumuna düşürülen bazı çevrelerin yön göstermeleri ve yönlendirmeleriyle Türkiye’nin başına çok büyük bir bela açıldığını da ifade eden Dervişoğlu, “Şimdi Türkiye’nin içinde yaşandığı iddia edilen terör sorununun çözülebilmesi temin için de farklı farklı adımlar atmaya yönelik birtakım marazi hamleler geliştirilmektedir. Bunlardan bir tanesi Abdullah Öcalan’ın bölge coğrafyasında yaşanan gelişmelerde önemli aktörmüş gibi sunulması ve onun ortaya koyacağı duruşla bölgede barışın, huzurun ve sükunun sağlanacağına yönelik bir iddianın yaşama geçirilmiş olmasıdır” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Akıl dışılıktan öte bir milli delilik alametidir”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan’ı TBMM grup kürsüsüne davetini anımsatan Dervişoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
Abdullah Öcalan’ın Suriye’de; Suriye Demokratik güçlerini, Suriye’nin kuzeyinde YPG’yi ve PYD’yi istediği gibi sevk ve idare edebileceğini düşünmek akıl dışılıktan öte, bir milli delilik alametidir. Bu ülkeyi yönetenlerin delirmişliğinin ifadesidir. Hatta üstüne üstlük bir de Abdullah Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüne taşınarak, terör örgütüne silah bırakma çağrısı yapmasını temenni etmek; Türk milliyetçiliği davasının mayasıyla günümüze gelmiş siyasi partilere ve o siyasi partileri yönettiği iddiasında bulunanlara zulümdür, utançtır. Biz içinden çıktığımız bu yapının bugün takındığı tavra utanıyor ve üzülüyoruz. Ama bunun arkasında bir gerekçe olsa gerektir diye düşünüyoruz. Acaba ne yapılmak istenmektedir? Ne planlamak istenmektedir?
İmralı'da hükümlü bir cani başının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilerek bir şerefli kürsüden millete ya da partisine hitap ettirilmeye kalkışmasının ardından yatan gerçek acaba ne olacaktır diye düşünmemiz lazımdır. Abdullah Öcalan Ankara’nın herhangi bir semtinde oturmuyor. Abdullah Öcalan İmralı’da tutuklu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelebilmesi için umut hakkından yararlanabilmesi için öncelikle serbest bırakılması icap ediyor. Biz İYİ Parti olarak bütün dava arkadaşlarımızın direnciyle açık ve net olarak ifade ettik. Bizim cesetlerimizi çiğnemeden o cani başı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giremez dedik. Ama gördük anladık ki iş başka yerlere doğru evriliyor
“Recep Tayyip Erdoğan senin yetkin var Öcalan'ı affedebilirsin”
Bütün bunların arkasında bir genel af planlaması olduğunu ileri süren Dervişoğlu, “Bu planı yapanlara sesleniyorum” diyerek şu ifadeleri kullandı:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenler ve onlarla birlikte hareket edenler Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasından özel bir muratları var ise ve terörün sonlandırılması için Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasının gerekliliğine vurgu yapıyorlarsa o zaman buradan sesleniyorum. Gücün yetiyorsa Recep Tayyip Erdoğan senin yetkin var Abdullah Öcalan'ı istediğin zaman affedebilirsin ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir genel affa geçit vermeyeceğiz. Çünkü bu affa geçit vermek demek; Türkiye’nin başına büyük belalar ören Fethullah Gülen terör örgütü yüzünden ve o terör örgütüne bağlılıkları yüzünden hapishanelerde olan FETÖ’cüleri de dışarıya çıkaracak, Türkiye’nin başına bela olmuş uyuşturucu kaçakçılarını da dışarı çıkaracak. Türkiye'nin ırzına, namusuna göz dikmiş çetelerin yöneticileri ve üyelerini de dışarıya çıkaracak. Eğer bu af planı şayet kuvveden fiile düşünceden eyleme dönüşecek olur ise Sinan Ateş’in katilleri de onların ayaktaşları da serbest bırakılacak. Bu tezgâha düşmeyeceğiz. Bu planın yaşama geçirilmesine asla ve kata müsaade etmeyeceğiz.
“Hâlimiz ne olacak acaba diye gözlerde bir tereddüt vardı”
Genel başkan olduğu günden bugüne baktığında gördüğü değişimi ifade eden Dervişoğlu, “Eskiden hâlimiz ne olacak acaba diye gözlerde bir tereddüt vardı. Ama şimdi gözlerinize bakıyorum. Gözlerinizde umut var, gözlerinizde heyecan var. Gözlerinizde iktidar pırıltısı var değerli dava arkadaşlarım” dedi.
Kamuoyu araştırmalarının sonuçlarında İYİ Parti’nin önceden yüzde 2,5-3,5 çıktığını ancak artık en art niyetli olanların bile İYİ Parti’yi yüzde7,5-8 gösterdiğini söyleyen Dervişoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
Bu kötü bir durum değildir, bu güzel bir durumdur. İYİ Parti Türk siyasetinin altın hissesi gibi böyle küçük küçük yükseliyor, bulunduğu yerden büyük hedeflere doğru gitme kararlılığı sergiliyor. Bu çok güzel bir şey, bu beni de mutlu ediyor. Ama bu bana yetmiyor değerli dava arkadaşlarım. Yüzde 7’ler, 8’ler, 10’lar bize yetmiyor. Bazı siyasi partilerin kendi partilerinden uzaklaşmış oylarına bizi talip kılmaya uğraşıyorlar. Onların da toplamına baksanız onlar da yüzde 7’yi aşmıyor. Tamamını alsak azami 15 yapıyor. Yüzde 15’te bize yetmiyor, o da bir hedeftir ama bize yetmiyor. Neden yetmiyor çünkü ben yüzde 50+ 1 ve sizlerle birlikte bu ülkeyi yönetmeye talibim de onun için yetmiyor. Onun için şimdi daha sıkı çalışmalıyız. Ben bugün İstanbul’un üçüncü bölgesini oldukça diri gördüm. Sadece üçüncü bölgeden de ibaret değil buradaki topluluk bizi de onore edebilmek için İstanbul’un çeşitli yerlerinden dava arkadaşlarımız buraya gelmişler, varlıklarından her zaman olduğu gibi şeref duyuyorum. Cenabı Allah hiçbirinizin eksikliğini göstermesin değerli dava arkadaşlarım.
Ben size inanıyorum, ben size güveniyorum. Sizler de bana inanın, sizler de bana güvenin. Bu Müsavat Dervişoğlu, devletin derinliğiyle, iş adamının zenginliğiyle fakiriyle, medyanın tekeliyle, tröstüyle hiç kimseyle pazarlık yapmadan 65 yaşına gelmiş bir dava arkadaşınızdır. Başınız bulutlara kadar diktir, herkesin huzurunda başınızı kaldırabilir, yumruğunuzu da Türkiye’nin meselelerine vurulmak üzere sıkabilirsiniz. Ben sizden razıyım Cenabı Allah'ta razı olsun. Hepimizi en içten duygularımla sevgilerimle saygılarımla ve muhabbetlerimle selamlıyorum.
ANKA