Şimşek: Maliye politikası 2025'te bu seneye göre daha sıkı olacak

"Hayat pahalılığı, enflasyon konusunda milletimizin kaygılarını anlıyoruz, şikayetlerini dinliyoruz, duyuyoruz. Enflasyon önemli bir sorun ama kolaycı bir çözüm yok. Sabırla kararlılıkla bu dezenflasyon programını uygulayacağız ve sonunda da başaracağız"

Fotoğraf: AA

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi stratejik ortaklığıyla düzenlenen Turizm Yatırım Forumu'na katıldı.

Konuşmasının başında dün Turizm Bakanı ile gerçekleştirdikleri toplantıya atıfta bulunan Şimşek, toplantıda turizm yatırımcılarını desteklemek için yapılması gerekenleri konuştuklarını, sektörün kendilerine iletilen sorunları hakkında Hazine ve Maliye Bakanlığının alanında olanları çalıştıklarını bildirdi.

Türkiye ekonomisinin bugünü ve gelecek hedeflerine ilişkin bir sunum gerçekleştiren Şimşek, Türkiye'nin barındırdığı yatırım potansiyeli hakkında bilgi verdi.

Türkiye'nin yatırım potansiyelini artırmak için yaptıkları çalışmaları anlatan Şimşek, şunları kaydetti:

Türkiye, dünyada nispeten büyük ekonomilerden bir tanesi. Bölgede önemli ve hızlı büyüyen ekonomiyiz. Son yüzyıla bakarsanız, Türkiye'nin ortalama reel büyümesi yüzde 4,8. Dünyanın en hızlı büyüyen, gelişmekte olan ülkeleri arasındayız. Bize benzer ülkelere göre çok daha iyi performansımız var. Çin'i, Hindistan'ı da katsanız Türkiye'nin performansı yine oldukça iyi. Dolayısıyla Türkiye sadece büyük bir ekonomi değil aynı zamanda hızlı büyüyen bir ekonomi. O nedenle Türkiye'ye yatırım yapmanız lazım. Biz altyapıyı önceliklendirdik. Altyapıya son yirmi yılda yaklaşık 280 milyar dolar yatırım yaptık. Önümüzdeki 20-30 yıllık bir perspektifle en az 200 milyar dolar yatırım yapacağız. Türkiye'nin pazarı büyük, hızlı büyüyor, altyapısı da iyi. Dünya Bankasının lojistik endeksinde 38'inci sıradayız, 91 gelişmekte olan ülkeden daha iyiyiz.

"Enerjide dönüşüm, cari açığı kalıcı bir şekilde düşük tutacak"

Bakan Şimşek, Türkiye'nin daha önce kara yollarını önceliklendirdiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

Kara yolları ve hava yollarına yeterince yatırım yapıldı, havalimanı sayısı neredeyse üçe katlandı. Önceliğimiz demir yolları. Sürdürülebilirlik ve rekabet gücü açısından önemli. Aslında karbon ayak izimizi azaltmanın bir yolu demir yollarıyla ulaşım. Bu, rekabet gücümüzü de artıracak. Şu anda bizim en büyük önceliğimiz organize sanayi bölgelerini, sanayi üslerini, büyük merkezleri limanlara demir yoluyla bağlamaktır.

Şimşek, Türkiye'nin diğer bir önceliğinin de enerjide dönüşüm olduğuna işaret ederek, yenilenebilir enerjinin toplam kurulu enerji kapasitesi içerisindeki payının yüzde 59'a ulaştığını, bu sene muhtemelen yüzde 60'ı aşacağını söyledi.

Bunun muazzam bir ilerleme olduğunu ancak yeterli görmediklerini dile getiren Şimşek, şöyle konuştu:

Bundan sonra bütün ilave kapasitenin ağırlıklı olarak nükleer ve yenilenebilir enerjiden oluşmasını bekliyoruz. Çünkü Türkiye'nin karbon ayak izini düşürmek, 2053'te net sıfır hedefimize ulaşmak istiyoruz. Türkiye'ye yatırım yaptığınız zaman yetişmiş kaliteli eleman konusunda da darboğaz söz konusu değil, bize benzer ülkelere göre de iyi bir noktadayız. Peki bizim hiçbir sorunumuz yok mu? Tabii ki sorunlarımız var. Türkiye'nin makro ekonomik sorunlarını çözmek için de bir program uyguluyoruz. Aslında çok temel birçok makro sorunda hedeflediğimizden daha iyi bir noktadayız. Belki hala sorun alanı olarak enflasyonla karşı karşıyayız. Enflasyonda da kalıcı düşüş devam edecek, 2025 yılında enflasyonda düşüş güçlü bir şekilde sürecek. Geçen sene ortalarında cari açık önemli bir sorundu. Çünkü milli gelirin yaklaşık yüzde 5,5'i civarında bir cari açık gerçekten sürdürülmesi zor bir cari açıktı. Biz bu cari açığı, milli gelire oran olarak, yüzde 1'in altına düşürdük. Dolayısıyla şu anda cari açık bir endişe kaynağı olmaktan çıkmıştır, bunda turizmin, hizmet ihracatının etkisi çok büyük. Mal ihracatında da az da olsa bir artış var ama esas buradaki ilerleme ithalatın bir miktar düşmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bunu kalıcı hale getirmek için yapısal dönüşüm şart. Enerjide dönüşüm cari açığı kalıcı bir şekilde düşük tutacak. Cari açığın kalıcı bir şekilde düşük seviyelerde seyretmesi demek TL'de istikrar demek. Türkiye'nin makro finansal istikrarı demek.

Bakan Şimşek, geçen sene rezerv konusunda kaygılar bulunduğunu anımsatarak, o kaygıyı da giderdiklerini anlattı.

Türkiye'nin net rezervini, swap hariç net rezervini yaklaşık 105 milyar dolar artırdık ve Türkiye'de rezerv yeterliliğini sağladık." diyen Şimşek, uluslararası tanıma göre Türkiye'nin artık yeterli rezerve sahip olduğunu dile getirdi.

Şimşek, "Dezenflasyon en büyük önceliğimiz. Yani enflasyonun tek haneye, kalıcı bir şekilde düşürülmesi şu anda programımızın en önemli hedefi. Bu sene yılı 44-45 civarında bir rakamla kapatacağız gibi görünüyor. Evet hedefimizin bir miktar üzerinde çünkü hizmet enflasyonunda maalesef büyük katılık var, o katılığın kırılması biraz zaman alıyor. Öngördüğümüzden biraz daha fazla zaman alıyor." diye konuştu.

“Maliye politikası 2025'te bu seneye göre daha sıkı olacak”

2025'te enflasyonda düşüş yaşanacağını ifade eden Şimşek, para politikasındaki sıkılaşmanın gecikmeli etkisinin olacağını, maliye politikasının 2025'te bu seneye göre daha sıkı olacağını, bunun sonucu olarak bütçe açığının düşeceğini ve bütçe açığındaki düşüşün dezenflasyonu destekleyeceğini anlattı.

Şimşek, şunları kaydetti:

Gelirler politikasında da daha makul bir patikaya doğru evrileceğiz. Yönetilen, yönlendirilen fiyatlarda da yani devletin kontrol ettiği fiyatlarda, mümkün olduğunca, bütçenin bize alan sunduğu oranda, hedef enflasyon paralelinde bu konularda adım atacağız. Dolayısıyla dezenflasyon süreci sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada da zaman alıyor. Enflasyonun şok öncesine dönmesi ortalama 3,4 yıl alıyor, ilk yılı geride bıraktık. Önümüzdeki 2-2,5 yıl içerisinde enflasyonu kalıcı bir şekilde şok öncesi kalıcı tek hanelere düşüreceğiz.

Bütçe açığında deprem çok önemli bir harcama kalemi. Geçen sene deprem hariç bütçe açığı milli gelire oran olarak yüzde 1,6 idi. Gelişmekte olan ülkelerde bütçe açığı ortalama geçen sene yüzde 5,5'ti. Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 26'ya düştü. Dolayısıyla bizim bütçe açığını düşünmemizin 3 sebebi var. Bir, dezenflasyonda Merkez Bankasını desteklemek. İki, dönüşüme, yapısal dönüşüme kaynak ayırmak. Üç, şoklara karşı mali alan oluşturmak. Bizim hedefimiz bütçe açığını kalıcı bir şekilde tekrar yüzde 3'ün altına düşürmek. Kurda, daha doğrusu TL'deki oynaklıkta ciddi bir azalma var. Program öncesinde (OVP) gelişmekte olan ülkeler bandının oldukça dışında bir oynaklığa sahiptik. Şimdi gelişmekte olan ülkelerle neredeyse aynı, yani bandın orta noktalarında olacak şekilde TL'deki oynaklık azalmıştır.

"Yapısal reformlar bizim potansiyelimizi harekete geçirmek için olmazsa olmaz önceliğimiz"

Konuşmasında yapısal reformlar hakkında da bilgi veren Şimşek, "Yapısal reformlar bizim potansiyelimizi harekete geçirmek için, şu ana kadar elde ettiğimiz kazanımları kalıcı hale getirmek için olmazsa olmaz önceliğimiz." dedi.

Şimşek, Türkiye'nin sanayi kültürü, sanayi birikimi olarak kendisine benzer ülkelerden çok daha iyi durumda olduğuna işaret ederek, katma değer zincirinde daha yukarı çıkmak için yapılması gerekenlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Daha yüksek teknoloji, daha orta yüksek teknoloji ürünler üretilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, bunun için hayata geçirilen "HIT-30 Yüksek Teknoloji Teşvik Programı" başta olmak üzere, sanayide dönüşümü sağlamak için hayata geçirilen projeler hakkında bilgi verdi.

Mehmet Şimşek, "Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi'nden (YTAK) turizm sektörünü de yararlandıracak noktaya getireceğiz, onun da çalışmasını yapıyoruz." dedi.

"Kararlılıkla dezenflasyon programını uygulayacağız ve sonunda da başaracağız."

Türkiye için en kritik alanın enerjide dönüşüm olduğunun altını çizen Şimşek, "Çünkü son 20 yılda 900 milyar dolardan daha fazla bir parayı biz enerji ithalatına ödemişiz. Dolayısıyla enerjide dönüşüm, yeşil dönüşüm Türkiye için bir lüks, moda değil, zarurettir." ifadesini kullandı.

Bakan Şimşek, insana yatırım, yatırım iklimini iyileştirmek, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi alanlarda çok sayıda çalışma yaparak, verimliliği, rekabet gücünü artırıp, Türkiye'nin büyüme potansiyelini yükseltme hedefinde olduklarını belirtti.

2025'te tüm bu çalışmaları daha da hızlandıracaklarını aktaran Şimşek, şunları söyledi:

Kötümser olmanız için hiçbir sebep yok. Bütçe açığını kontrol altına aldık, deprem yaralarını sarıyoruz, Maastricht kriterini tutturacağız, borç sorunumuz yok, cari açık sorununu önemli ölçüde çözdük. Kalıcı bir şekilde çözüm için yapısal reformları konuşuyoruz. Bütün bu kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal dönüşüm esas gündemimiz. Geriye ne kalıyor? Hayat pahalılığı, enflasyon kalıyor. Milletimizin bu konudaki kaygılarını anlıyoruz, şikayetlerini dinliyoruz, duyuyoruz. Evet, enflasyon önemli bir sorun ama kolaycı bir çözüm yok. Kolaycı bir çözüm olsaydı, ülkeler zaten keşfetmiş olurdu. Maalesef sabırla ve kararlılıkla bu işin üzerine gitme dışında hiçbir seçeneğimiz yok. Onun için biz de sabırla kararlılıkla bu dezenflasyon programını uygulayacağız ve sonunda da başaracağız.

Şimşek, bu sayede reel sektörün önünün açılacağını, makul maliyetlerle finansmana erişileceğini, uzun vadeli sermaye piyasası enstrümanları üzerinden yatırımlarının finanse edileceğini belirterek, şöyle konuştu:

Zaten siz bunu istemiyor musunuz? Onun için sizden destek istiyoruz. Şu anda fiilen enflasyon yüzde 50'nin altına inmiş, reel sektörün enflasyon beklentileri hala önümüzdeki 12 ay için gerçekleşen enflasyon düzeyinde. Finansal piyasalar 'önümüzdeki 12 ayda enflasyon yüzde 27'ye düşecek' diyor ama reel sektör hala yüzde 47 civarında bir enflasyon bekliyor, bu gerçekçi değil. Dolayısıyla enflasyon gerçekten düşüyor, düşmeye de devam edecek ve 2025'te bu düşüş hızlanacak. 2025'e ilişkin makroekonomik görünüm, dezenflasyonist görünüm, bütçe görünümü bütün bunlar olumlu. En önemlisi reformları hızlandıracağız. Kazanımları kalıcı hale getirmenin, verimliliği, rekabet gücümüzü artırmanın başka bir yolu yok.

Bakan Şimşek, turizm sektörünün mevcut durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, sektörde büyük bir potansiyel bulunduğunu, Türkiye'nin turizmde önemli mesafe aldığını sözlerine ekledi.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU