TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bizler bölge devletleri, bölge halkları olarak sahibi olduğumuz maddi ve manevi zenginlikler, genç nüfusumuz ve dünyanın iki yakasını birleştiren bir coğrafyada bulunmanın verdiği büyük avantajlarımız dolayısıyla önce bölgemizde sonra dünya ölçeğinde adil bir küresel sistemin kurulması için seferber olmalıyız." dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kurtulmuş, forumda yaptığı konuşmada, şiirleri ve engin düşünce dünyasıyla sadece doğduğu toprakları değil tüm Türk illerini aydınlatan ve doğumunun 300. yılı idrak edilen Mahtumkulu Firaki’yi saygı ve şükranla andığını belirtti.
Firaki’nin, tüm hayatını ve çalışmalarını Türk boylarının birliğine adadığını anımsatan Kurtulmuş, şunları söyledi:
Firaki’nin bağımsızlık aşkı ve zulme karşı duruşu, onun en bariz özelliklerinden birisiydi. Düşünce dünyasının zenginliğiyle donattığı sanatı, aslında bir büyük medeniyet tasavvurunun da yansımasıydı. Bir taraftan Türk dünyasının değerlerini diğer taraftan İslam medeniyetinin birikimlerini; şiirlerinde, sanatında birleştirmiş ve bu büyük medeniyetin yılmaz bir savunucusu olmuştur. Hoca Ahmet Yesevi'nin mirasını ihya ederek, 18. yüzyılın netameli günlerinde Türk-İslam dünyasının birliği ve dirliği için büyük çabalar sarf etmiştir. Oba oba, kasaba kasaba, şehir şehir dolaşarak, dağılmış, ayrılmış Türkmen boylarını birlik olmaya çağırmıştır.
Kurtulmuş, ayıca Mahtumkulu Firaki’nin, “Türkmenler bağlasa bir yere beli / Kurutur Gulzum’u, Derya-yı Nil’i / Teke, Yomut, Göklen, Yazır, Alili/ Bir devlete hizmet etsek beşimiz" dizelerini de okudu.
“Dünyanın gözü önünde Filistin halkı bir soykırıma tabi tutulmaktadır”
Soğuk savaşın ardından iki kutuplu dünyanın sona ermesiyle birlikte Türk-İslam dünyasının çok büyük mesafeler katettiğini, büyük ve anlamlı kazanımlar elde ettiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
Şimdi inanıyorum ki yeni bir dönemin başlangıcındayız. Özellikle ABD'nin, Afganistan'dan apar topar çekilmesiyle birlikte bölge halkları ve dünya için büyük bir imkan kapısı aralanmış ve çok kutuplu bir dünyanın, bölgesel ve küresel anlamda gerçekleşebilme ortamına kavuşulmuştur. Bu imkanların, avantajların önündeki en büyük engel ise maalesef bölgemizde ve coğrafyamızda süregiden gerilim, çatışma ve savaşlardır. Bu problemlerin sona ermesi için hem bölge devletleri hem de Türkiye tarafından önemli çalışmalar ortaya konulmuş olmasına, barış masasının kurulması için büyük gayretler sarf edilmiş olmasına rağmen ne yazık ki 2023’ün Ekim ayından bu yana İsrail'i yöneten, uluslararası hukuku hiçe sayan bir çetenin neden olduğu büyük katliam, tüm bölgeyi tehlikeye atmakta ve Türk-İslam dünyası başta olmak üzere bütün halkların gönüllerinde de büyük yaralar açmaktadır. Dünyanın gözü önünde Filistin halkı bir soykırıma tabi tutulmaktadır. 50 bini aşkın ölü ve 80 bine yaklaşan yaralı sayısıyla Filistin halkı haritadan silinmeye çalışılmaktadır. İktidardaki Netanyahu ve çetesi insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alarak bölgeyi kan ve ateşe boğmakta, uluslararası hukuku ve insan haklarını hiçe saymaktadır.
"Çok kutuplu dünya"
Dünyanın muhtelif ülkelerindeki vicdan sahibi halkların, adalet duygusunu kaybetmemiş her din ve her ırktan insanların bir insanlık cephesi oluşturduğunu, bu cephede birleşerek bu soykırıma "dur" dediğini ve hükümetlerini de bu çeteye karşı mücadele etmeye çağırdığını aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
Ne yazık ki uluslararası kurumlar derin bir suskunluk içinde bu katliamı seyretmektedir. Uluslararası yapılar ve kurumlar artık dünya için taşınamaz bir yük haline gelmişlerdir. Bundan sonra önümüzdeki bu çok kutuplu dünyanın oluşacağı bu dönemde hep beraber, özellikle Türk-İslam dünyası, burada bir masa etrafına geldiğimiz dostlarımızla birlikte yeni bir küresel sistemin, yeni küresel kurumların, yeni küresel ilkeler ve yaptırımların vaktinin geldiğini ilan etmeli ve bu yönde çalışmalarımızı arttırmalıyız. Ülkelerin egemen eşitliğine, adil karar alma süreçlerine, insan hakları ve özgürlükleri konusunda talihsiz bir tutuma sahip yeni uluslararası kurum ve kuruluşlara ihtiyacımız var. Bizler bölge devletleri, bölge halkları olarak sahibi olduğumuz maddi ve manevi zenginlikler, genç nüfusumuz ve dünyanın iki yakasını birleştiren bir coğrafyada bulunmanın verdiği büyük avantajlarımız dolayısıyla önce bölgemizde sonra dünya ölçeğinde adil bir küresel sistemin kurulması için seferber olmalıyız.
Tarihi ve kültürel bağların her alanda işbirliği yapma imkanı tanıdığını vurgulayan Kurtulmuş, ekonomi, bilim, teknoloji, kültür ve sanat alanlarında potansiyellerinin kullanılmasının halkların birliği bakımından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Firaki’nin ve daha birçok Türk-İslam bölgesinin ülküsü olan Türk dillerinin birliği, kardeş ve dost ülkelerle ittifakı, önce coğrafyamızı sonra dünyamızı değiştirebilecek büyük bir imkanı barındırmaktadır. Hoca Ahmet Yesevi’den Firaki’ye, Dede Korkut'tan Yunus Emre'ye, Türk-İslam dünyasının bu yüce şahsiyetleri, bölge halklarının barış, esenlik ve kardeşlik içinde yaşaması için coğrafyamızı bilgelikleriyle donattılar. Hikmet ve irfanla donanmış bu bilgeliği insanların önümüzdeki yüzyıllarda daha adaletli ve eşitlikçi bir dünya kurabilmesi için kullanmalıyız. İnsanlık bugün adalet, esenlik ve huzur arayışı içerisindedir. Bizler Firaki’nin yükselttiği feryadı yeniden yükselterek insanlığı yeni bir küresel adalet mimarisine, barışa çağırıyoruz. Adaletin ve esenliğin olmadığı yerde kalkınma, sadece kuru bir hayalden ibaret kalır.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini "Yolunuz ak olsun, yoldaşınız hak" duasıyla tamamladı.
AA