Dışişleri Bakanı Fidan'dan Lübnan saldırıları yorumu: İstihbarat literatürüne göre 'fırsat operasyonları'

Türkiye'nin siber güvenlik farkındalığı olduğunun altını çizen Bakan Fidan, "Müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili konu hükümetimizin de gündemine getirildi" ifadelerini kullandı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; Lübnan’daki çağrı cihazı saldırısı, İsrail'in Gazze’deki katliamları, Suriye​ ile normalleşme süreci, AB ile ilişkiler, Türkiye’nin BRICS yolculuğu, Rusya-Ukrayna savaşı, F-35/S400 süreci, Somali-Etiyopya barış görüşmelerine ilişkin soruları yanıtladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

AA Editör Masası'na konuk olan Fidan; Lübnan​'daki saldırıların bir yıldır süren savaşın devamı niteliğinde olduğunu belirten Bakan Fidan, "İsrail savaşı yayıyor. İsrail gerilimi adım adım Lübnan'a doğru tırmandırıyor. Bir fark var bu büyük çaplı bir operasyon. İsrail'in saldırıları yeni bir teknik değil. Uzun yıllardır istihbarat tarafında kullanılan bir yöntem. İlk gün Lübnan Başbakanı'nı aradım, her türlü tıbbi desteğe hazır olduğumuzu söyledim" diye konuştu.

"İsrail, satın almaları önceden öğrendi"

Fidan, Türkiye'nin "savaşın başından itibaren" İsrail'in stratejisine yönelik bir gerçeklik gördüğüne işaret ederek, "İsrail, ilk önce Gazze'yle ilgili hesaplarını bir görecek; ondan sonra Lübnan'a bu işi kaydıracak diye. (Lübnan'daki saldırılar) Şimdi adım adım Lübnan'a doğru tırmandırmaya başladığını görüyoruz. Tabii son 2 gündür olan patlamalar elektronik cihazlarla ilgili, bunlar tabii istihbarat literatüründe 'Fırsat Operasyonu' diye nitelendirilen operasyonlar." dedi.

İsrail'in Hizbullah'ın yapacağı satın almaları teknik ve insani istihbarat kaynaklarıyla önceden öğrendiği tespitini yapan Fidan, daha sonra şirketlere nüfuz etmesiyle Lübnan'daki durumun ortaya çıktığını kaydetti.

MİT'te siber güvenlik için oldukça sağlam bir yetkinlik bulunduğunu aktaran Bakan Fidan, "Siber güvenlikle ilgili ülkemizde büyük bir farkındalık var. Ulaştırma Bakanlığı'nda kurumlarımız var ve MİT'te oldukça kabiliyetli birimler var. Müstakil bir siber güvenlik çalışması önerisi hükümetimize getirildi. Cumhurbaşkanımız da bu konuda bir irade koydu. En kısa zamanda hayata geçirilmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"Savaş Mısır ve Ürdün'e yayılabilir"

Filistin meselesinin öncelikleri olduğunu belirten Bakan Fidan, şu yorumu yaptı:

Bölge iki potansiyeli de beraberinde taşıyor. Ürün ve Mısır'da da savaş riski var. Risk bölgesel başlayıp küresel savaşa erişme potansiyeli taşıyor. Şu anda İsrail'deki fanatik zihin, aklı selimden uzak, yok etmek üzere dizayn edilmiş bir politika uyguluyor, hükümet aşamalı strateji uyguluyor. Gazze'den sonra Lübnan'a geçiyor. Belki daha sonra başka hedeflere yönelecek. Bunu yaparken ABD desteğini de yanına alıyor.

Uluslararası sistemin geç olmadan buna dur demesi gerekiyor. Bu çılgınlık sadece Filistinlilere zarar vermiyor, İsraillilerin de geleceğini ipotek altına alıyor.  Biliyorsunuz daha önce BM'de hem Filistin'in devlet olarak tanınmasıyla ilgili 150'den fazla üyenin kabul ettiği bir karar tasarısı olmuştu. Şimdi de 124 tane üyenin, Uluslararası Adalet Divanı'nın aldığı "İsrail işgal ettiği topraklardan bir yıl içerisinde çekilmelidir" kararını onaylayan bir, Genel Kurul kararıyla karşı karşıyayız. Şimdi burada şunu görüyoruz. Aslında Filistin devleti unutulmuştu. Filistin devletinin iki devletli çözümünün tekrar gündeme taşınmış olması iyi.

Suriye ile normalleşme nasıl olacak?

Fidan, Suriye ile normalleşme sürecine dair de şu değerlendirmeyi yaptı:

İstihbari ve askeri çeşitli formatlarda görüştük. Bizim özellikle 2017'den itibaren Astana formatı ve Ruslarla yaptığımız askeri mutabakat neticesinde dondurulmuş bir savaş var artık, çatışma yok, sessizlik ortamı var. O zamandan beri belli konuların kalıcı çözümüne yönelik adımlar atılması gerektiğini düşündük.

Rejim ve muhaliflerin savaşında iki tarafın kendi anlaşabilecekleri bir siyasal çerçeve görmek istiyoruz. Türkiye ile normalleşmeden önce yurtdışındaki milyonlarca Suriyeli mülteci düşünülmeli. Türkiye'nin istediği tarzda bir çözümün olması halinde diğer sorunları da Suriye’nin daha rahat çözeceğine inanıyorum.

Suriyelilerin 3 milyondan fazlasının Türkiye'ye geldiğini belirten Bakan Fidan, "5 milyonu orada rejim kontrolü dışında yaşıyor. Biz orada belli bir sistem kurmasaydık, 5 milyon Suriyeli daha gelirdi. Orada kendilerini güvende hissetmiyorlar" diye konuştu.

AB ile ilişkiler ve BRICS

Fidan, AB-Türkiye ilişkileri için şu değerlendirmelerde bulundu:

Katıldığımız AB toplantısı önemli bir toplantıydı. Birbirimizi ikili düzeyde tanıdığımız tüm taraflar aynı toplantıda bir araya geldi. Cumhurbaşkanımızın AB ile ilgili yenilenmiş bir vizyonu var. ABD'de 2008'den itibaren artık siyasi iradenin değişmesi üyelik sürecini ortada bıraktı. Aday ülke statüsü ile ilgili yapmamız gereken şeyler var, atılması gereken adımlar var. Son yıllarda bazı AB üyesi ülkelerinin kendi konularını AB'nin merkezi haline getirmesi, Türkiye-AB ilişkilerini dibe çekti. Türkiye’yle ilişkilerinde Avrupa ülkeleri aşırı sağ iktidardaymış gibi davrandı. Dolayısıyla aşırı sağ iktidara gelse bizim için değişen bir şey olmaz. Soydaşlarımızla ilgili endişelerimiz olur, bunu yakından takip ediyoruz. (BRICS üyeliği) AB ile bizim ekonomik entegrasyonumuz üyelikle taçlansaydı, belki biz birçok konuda bu türden bir arayışta olmayacaktık.
 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU