Bandung Konferansı'ndan Afrika Zirvesi'ne: Endonezya-Afrika İlişkileri

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

1-3 Eylül tarihleri arasında Bali'de düzenlenen Endonezya Afrika Forumu ne yazık ki 4-6 Eylül tarihlerinde başkent Pekin'de gerçekleşen Çin-Afrika Zirvesi'nin gölgesinde kaldı. 

Güneydoğu Asya'nın en büyük ekonomisinin Afrika ile ticaret bağlarını güçlendirmesi ve yeni ihracat pazarları araması için bir fırsat olarak görülen foruma beklenen sayıda katılım sağlanamadı.

Afrikalı liderler dünya sahnesinde hızla büyüyen ekonomi devi Çin'in düzenlediği zirveyi önceledi. 
Foruma 29 ülkeden delegeler katıldı.

Bu sayı, 2018'deki ilk forumda temsil edilen 47 Afrika ülkesinden çok daha az.

Yine de zirve süresince başta aşı ve ilaç olmak üzere sağlık sektöründe 94,2 milyon dolarlık anlaşma sağlandı.

Enerji sektöründeki anlaşmaların toplamı 1,5 milyar dolar, gıda sektöründeki anlaşmaların toplamı ise 1,2 milyar dolara ulaştı.

Afrikalı liderlerin Çin'i tercih etmesine karşın, Endonezya ve Afrika arasındaki tarihî bağlar hâlâ önemini koruyor.

Bandung Konferansı ve Bağlantısızlar Hareketi ile güçlenmiş olan ortak dayanışma ruhu, bu iki bölgenin ilişkilerini yeniden canlandırma ihtiyacını ortaya koyuyor.


Bandung Konferansı ve Bağlantısızlar Hareketi

Güneydoğu Asya'nın en büyük ekonomisi olan Endonezya 1955 yılında Java adasındaki Bandung şehrinde son derece önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı.

Bandung Konferansı, II. Dünya Savaşı'nı takiben bağımsızlığına kavuşan Asya ve Afrika ülkelerini Batı'nın sömürgeci ve emperyalist politikaları karşısında mücadele etmek için çeşitli konularda iş birliği hedefiyle bir araya getiren güney-güney dayanışmasıydı.

Konferansa katılan Hindistan lideri Cevahirlal Nehru'nun deyimiyle Endonezya'nın Bandung şehri bir haftalığına "Asya ve Afrika'nın başkenti" oldu. 

Bu konferansın ardından uluslararası arenada daha fazla etki kazanan Asya ve Afrika ülkeleri, Birleşmiş Milletler içinde güçlü bir blok oluşturmaya başladılar.

Konferansın gerçekleşmesinden kısa süre sonra, 1961 yılında kendilerini hiçbir güç blokuna dâhil addetmeyen 100'den fazla ülke bir araya gelerek Bağlantısızlar Hareketini oluşturdu.

Bu hareket, ABD ve Sovyetler Birliği'ne karşı üçüncü bir blok olarak tanımlandı.  

2005 yılında Yeni Asya-Afrika Stratejik Ortaklığı (NAASP) siyasi dayanışma, ekonomik iş birliği ve sosyokültürel ilişkiler olmak üzere üç iş birliğini kapsayan bir mekanizma olarak yürürlüğe girdi.

Ortaklık sadece Aysa ve Afrika ülkeleri arasındaki dayanışmayı güçlendirmekle kalmayıp, üye ülkelerin Filistin ve Filistin halkı için kapasite geliştirme hedefiyle 2008 yılında Jakarta'da toplanmasıyla tüm dünya meselelerine dair ortak bir duruş sergilemelerini de sağladı.

Endonezya, 2019 yılında da Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı'nı kurdu ve o tarihten bu yana 23 Afrika ülkesiyle kalkınma programları konusunda ortaklık sağladı.

Endonezya'nın Afrika'daki somut projeleri özellikle tarım ve sağlık alanlarında gerçekleşti.

Örneğin, 2021'de Mozambik ile yapılan tarım anlaşması kapsamında Endonezyalı uzmanlar tarafından tarımsal verimliliği artırmak için modern tarım teknikleri ve eğitim programları sunulurken, Nijerya'da yürütülen sağlık iş birliği projeleriyle aşı üretimi ve dağıtımı konusunda ortaklıklar geliştirildi. 


Bandung ruhu tek başına yeterli mi?

Bandung zirvesi, 60 yılı aşkın süredir Endonezya'nın Afrika'ya yönelik siyasetinin referans noktası oldu.

Kıtadaki diğer küresel ve bölgesel güçlerin yaklaşımları göz önüne alındığında, Endonezya hükümeti tarafından kullanılan "Bandung" söylemi, Afrikalı liderler tarafından kolaylıkla anlaşılmakta ve bu da onu kıtadaki diğer aktörlerden ayırmaktadır.

Ancak günümüzün jeopolitik manzarasına bakıldığında, ekonomik ortaklıkları yönlendirmek için tarihî bağlar tek başına yeterli olmayabilir.

Zira Endonezya'nın kıtadaki diğer rakipleri ekonomik ve diplomatik açıdan bir hayli güçlü durumda. 

Endonezya Dışişleri Bakanlığı'nın ticaret verilerine göre, 2023 yılında Endonezya'nın Afrika ile ticaretinin değeri 13,7 milyar dolar olarak kaydedildi; bu da toplam dış ticaretin yalnızca yüzde 2,9'unu oluşturuyor.

Bu rakam, Çin-Afrika ticaret hacminin (282 milyar dolar), Hindistan-Afrika (103 milyar dolar) ve Japonya-Afrika (20 milyar dolar) ticaret hacimlerinin oldukça gerisinde kalıyor.

Ayrıca, Endonezya'nın kıtadaki diplomatik varlığı da sınırlı; yalnızca 16 Afrika ülkesinde Endonezya Büyükelçiliği bulunuyor.

Son yıllarda Afrika'nın Endonezya'nın siyasetinde öncelikli bir konumda olup olmadığı sıkça tartışılıyor. Başkan Joko Widodo, ancak iktidarının 10. yılı olan 2023 yılında Afrika'yı ziyaret etti.

Yine de son 10 yılda iki Afrika zirvesi düzenlendi. Geçtiğimiz hafta düzenlenen zirvenin sonuçları, Endonezya'nın Afrika'ya daha fazla odaklanması ve potansiyel fırsatları değerlendirmesi açısından büyük önem taşıyor.

Hızlı bir sanayileşme sürecinden geçen Endonezya'nın yeni Afrikalı müttefiklere ve Afrika'nın kritik minerallerine ihtiyacı var.

Nitekim Nijerya ve Güney Afrika gibi büyük ekonomiler, Endonezya ile enerji ve altyapı projelerinde daha fazla iş birliği yapma eğilimindeyken; Kenya ve Tanzanya gibi ülkeler, tarım ve teknoloji alanlarında ortaklıklar geliştirmeye ilgi gösteriyor. 

Endonezya ve Afrika arasındaki ilişkilerin olumlu yönde seyretmesi, gelişmekte olan ekonomiler arasında da iş birliğinin mümkün olduğunu göstermek için bir fırsat teşkil edebilir.

Endonezya'nın Afrika ile olan ilişkilerini güçlendirme çabaları, tarihî bağların ve stratejik ortaklıkların ötesinde, günümüzün dinamik küresel ekonomik ve jeopolitik koşullarında belirleyici bir rol oynayacak.

Afrika'nın geniş doğal kaynakları ve gelişen pazarları, Endonezya için önemli fırsatlar sunarken, aynı zamanda kıtanın diğer büyük ekonomik güçleriyle rekabeti de beraberinde getiriyor.

Endonezya'nın tarihî köklerini ve stratejik hedeflerini dikkate alarak Afrika'daki varlığını daha da güçlendirmesi, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda güvenlik ve jeopolitik alanda da etkili bir rol üstlenmesini sağlayabilir.

Kıtadaki ilişkilerde başarılı olmak için, Endonezya'nın hem yerel hem de uluslararası düzeyde stratejik ve kapsamlı bir yaklaşım benimsemesi gerekecektir.

Son olarak, Endonezya'nın Afrika'ya olan yaklaşımını ele alırken ASEAN'ın (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) kurucu ülkesi olarak kendi bölgesinde yaşanan insani krizlere müdahale edebilme noktasındaki zayıflığı da göz önünde bulundurulmalı.  

Zira Endonezya'nın Afrika'nın güvenini kazanabilmek için bölgeye daha çok yatırım yapabilen Çin, Hindistan ve Türkiye gibi kararlı ve istikrarlı bir irade göstermesi gerekiyor.  

 

 

Kaynaklar:

https://thediplomat.com/2024/08/indonesias-africa-outreach-principle-or-pragmatism/ 
https://kemlu.go.id/portal/en/read/165/halaman_list_lainnya/new-asian-african-strategic-partnership-naasp#
https://www.kompas.id/baca/internasional/2024/09/05/afrika-semakin-penting-apa-yang-harus-dilakukan-indonesia 
https://african.business/2024/08/trade-investment/widodo-bids-to-strengthen-africa-ties-at-indonesia-africa-forum 
https://www.researchgate.net/publication/383659224_Endonezya%27nin_Afrika_Politikasi 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU