Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 31 Ağustos'ta düzenlediği basın toplantısında iki ülke arasında imzalanması gerektiğine inandığı 17 maddelik Barış Anlaşması'nın 13 maddesinin imzalanmaya ve ardından kalan maddelerin müzakereye hazır olduklarını söylemişti.
Paşinyan, "Biz Barış Anlaşması metni üzerinde anlaşmaya varılmış tüm maddelerin imzalanmasını önerdik. Üzerinde anlaşmaya varılmış maddeler imzalanmalı ve onaydan geçmeli, ardından ise diğer konular üzerinde tartışabiliriz" diye ifade etmişti.
Nikol Paşinyan, sıranın liderler düzeyindeki görüşmeye gelmesi durumunda görüşmenin sınırda yapılabileceğini ve kendisinin temaslara hazır olduğunu belirtmişti.
Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın bu önerisine verilen tepkilere geçmeden önce, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 18-19 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirdiği Bakü gezisi sırasında yaptığı açıklamayı hatırlatmakta fayda var.
Vladimir Putin, şöyle demişti:
Rusya'nın her şeyden önce Ukrayna bağlamında krizlerle karşılaştığını herkes çok açık şekilde ve iyi bilmektedir. Ancak Rusya'nın, Güney Kafkasya'ya tarihten gelen bir ilgisinin olması son birkaç yılda bizi bu olayların içine girmeye mecbur bırakıyor. Kuşkusuz, tarafların talep ettiği kısmıyla. Azerbaycan ile Ermenistan'ın Barış Anlaşması imzalama aşamasına gelmesi için sınırların netleştirilmesi, ulaşım yollarının açılması ve ekonomik duruma sağlayabileceğimiz katkılar olursa bundan çok memnun olacağız.
Bu konuda Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı da bilgilendireceğini belirten Rusya Devlet Başkanı Putin, 23 Ağustos'ta Paşinyan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
31 Ağustos'ta ise Paşinyan, "Barış Anlaşması'nın üzerinde anlaşılmış maddelerini imzalamaya hazır olduklarını ve Azerbaycan Devlet Başkanıyla sınırda buluşmaya hazır olduğunu" söyledi.
Azerbaycan tarafından ise artık süreci izleyenlerin ezbere bildiği "Başta ABD ve Fransa olmak üzere Batılı ülkeler Ermenistan'ı silahlandırıyor" yanıtını almak için sadece teybin düğmesine basmak yeterli oluyor.
Gelişmeleri nasıl değerlendirmeli?
Başbakan Paşinyan'ı 31 Ağustos'ta basın toplantısı yaparak hem Barış Anlaşması'nı imzalamaya hem de Azerbaycan Devlet Başkanıyla buluşmaya hazır olduğunu ifade etmeye hangi güç itti?
Kendi iradesi mi yoksa Rusya Devlet Başkanının Bakü'de açıkladığı ve 23 Ağustos'ta gerçekleşen telefon görüşmesi mi?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Süreci izleyenler burada Putin'in hem Bakü'deki açıklamasının hem de 23 Ağustos'ta gerçekleşen telefon görüşmesinin belirleyici olmasa bile önemli olduğunu tereddütsüz ifade edebilir.
Şayet Ermenistan Başbakanının 31 Ağustos beyanatı onun 23 Ağustos'ta Rusya Devlet Başkanıyla telefon görüşmesinin etkisiyle yapıldıysa, o zaman Ermenistan'ın arkasında olduğu ve bu ülkeyi silahlandırdığı iddia edilen başta ABD ve Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin buna tepkisi ne olur?
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Barış Anlaşması'nın imzalanması sürecinde Rusya'nın perde arkasında oynadığı rolün bu kadar belirginleşmesi durumunda ABD ve AB'nin özellikle son iki yılda Nikol Paşinyan'a verdiği desteğin sonucu solda sıfır mı olacak?
Veya tersinden düşünürsek, Nikol Paşinyan bir hamle daha yaparak Barış Anlaşması konusunda ısrarcı olduğunu ve böylece "Zaten ben bu konuda tüm tartışmalara açığım, yeter ki sonucu olsun" diyerek Azerbaycan'ı köşeye sıkıştırma taktiği mi uygulamak istiyor?
Bu konuda faraziler yürütmek yerine biraz daha beklemek en mantıklısı olacaktır.
Ancak beklerken şu soruları sormadan geçmenin doğru olmayacağını da belirtelim:
9 Kasım 2020'de sona ermiş savaşın üzerinden bugün-yarın dört sene geçecek ancak. Azerbaycan'ın kazanımları göz önünde iken (en son 3 ay önce Ermenistan sınırları içindeki dört köyün Azerbaycan'a verildiğini de herkes gördü), 2 ülke arasındaki Barış Anlaşması'nın imzalanmasına engel olan hususlar nelerdir? Azerbaycan hiç kimsenin bilmediği yeni talepler mi öne sürüyor?
Ermenistan'ın bunları karşılamaya gücü mü bulunmuyor?
Yoksa Ermenistan bir yandan Rusya'ya kafa tutup öte yandan Batı'yla ilişkilerini geliştirmeye çalışırken Azerbaycan bundan hoşnutsuzluk duyduğu için mi Barış Anlaşması'nın imzalanması hep uzayıp gidiyor?
Rusya Devlet Başkanı'nın 19 Ağustos'ta Bakü'de yaptığı açıklama ve 23 Ağustos'ta Putin ile Paşinyan arasında gerçekleştirilmiş telefon görüşmesi Moskova'nın elini bu kadar mı güçlendirdi ki, Paşinyan 31 Ağustos'taki basın toplantısında "Barış Anlaşması'nın müzakereden geçmiş maddelerini imzalamaya ve sınırda Aliyev ile bir araya gelmeye hazır olduğunu" beyan etti?
Nikol Paşinyan önerilerini Moskova'nın etkisiyle sunduysa, o zaman başta ABD ve Fransa olmak üzere Batılı ülkelerin Güney Kafkasya'daki gelişme ve süreçlerden dışlanması söz konusu olabilir mi?
Biraz daha somut sorarsak, bir zamanlar Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın yaptığı gibi Nikol Paşinyan da Batı'yla ilişkileri hızla geliştirme girişiminde bulunup bir anda yeniden Moskova'nın yörüngesine dönebilir mi? Öyle ya, Batı'yla ilişkileri hızla geliştirme sözü veren Serj Sarkisyan da bir sabah Rusya'nın başını çektiği Avrasya Ekonomi İttifakı'na üye olmamış mıydı?
Onun için Azerbaycan ile Ermenistan arasında imzalanması elzem olan Barış Anlaşması olayının seyrini izlerken iki husustan kesin olanı Azerbaycan'ın Rusya yörüngesinden çıkmayacağıdır.
Kesin olmayan ikinci husus ise süreç içerisinde Ermenistan'ın Batı yanlısı politikalarını sonuna kadar sürdürüp sürdürmeyeceğidir.
Nikol Paşinyan'ın 31 Ağustos'ta gerçekleştirdiği basın toplantısında ortaya koyduğu düşünceler bizzat Vladimir Putin'in etkisinden kaynaklandıysa, o zaman kuşkular daha da güçlenecektir.
5 Nisan'da Nikol Paşinyan Paris'te ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve dış ilişkiler alanında AB'nin üst düzey yetkilileriyle bir araya gelmiş ve büyük destek almıştı.
Galiba o buluşmadan sonra ABD ve AB bekleme pozisyonu aldı ve Nikol Paşinyan'ın atması gereken adımları görmek istedi.
31 Temmuz'da Rusya askerlerinin Erivan'daki Zvartnots havaalanını terk etmesi Nikol Paşinyan'ı yeteri kadar tatmin etti muhtemelen.
Ve yine muhtemelen ABD ve AB 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçimlerine odaklanacak.
İşte Rusya o süreci fırsat olarak görüp Azerbaycan ile Ermenistan'ı bizzat kendi kontrolünde Barış Anlaşması imzalamaya zorlarsa?
Paşinyan'ı yakından izlememizde fayda var derim...
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish