Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu sene başından beri hep konuşulan ancak Ankara gezisinin bir türlü gerçekleşmemesi 19. yüzyıl Azerbaycan şairi Seyyid Abu'l Kasım Nebati'nin “Saba, benden söyle ol gülizare; Bülbül gülistane gelsin, gelmesin? ” dizelerini akla getirirken Kremlin'in sahibinin henüz resmi olmayan yayınlara göre 19 Ağustos'ta Bakü'ye gitmeyi planlaması aşırı manidar bir durum ortaya çıkardı.
Zira zaten 24 Şubat 2022'de Ukrayna ile savaşın başlamasından bu yana gittiği ülkeleri seçmekte aşırı titiz davranan Kremlin sahibinin, geçtiğimiz 6 Ağustos'ta Ukrayna silahlı küvvetlerinin Kursk bölgesine saldırarak belirli ölçüdeki araziyi kendi kontrolü altına alması başlı başına sıkıntılı bir durumu ortaya çıkarmışken Vladimir Putin Bakü'ye gitme kararını neden aldı?
Independent Türkçe'nin konuya ilişkin sorularını Azerbaycanlı uluslararası ilişkiler uzmanı Gazanfer Hamidoğlu yanıtladı.
“Vladimir Putin'in Bakü'ye gelişinin nedeninin 'Rusya doğalgazının sevkiyatı' olmadığı çok açıktır”
“Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 19 Ağustosta Bakü'yü ziyaret edeceğine ilişkin bilgi sadece Rusya'nın bazı telegram kanallarında mevcuttur. Şimdiye bu geziye ilişkin resmi hiçbir açıklamanın yapılmamasının yanısıra diplomatik kaynaklar da gezi sırasında masaya yatırılacak konulara ilişkin herhangi dişe değer bir bilgi sunmamaktadır. BRİEF Telegram kanalı kendi kaynağına istinaden Azerbaycan ve Rusya liderlerinin Bakü'de konuşacağı konuların arasında Rusya doğalgazının sevkinin olacağını, Moskova ile Bakü'nün birkaç aydan bu yana bunu görüştüğünü ve anlaşmaya varılması durumunda bunun teminatçılığını Türkiye'nin üstleneceğini” yayınlamıştır. Fakat Vladimir Putin'in Bakü'ye gelişinin nedeninin “Rusya doğalgazının sevkiyatı” olmadığı çok açıktır. Zira o amaç için Başbakan Mihail Mişustin veya Gazprom Başkanı Aleksey Miller'in göndermek yeterli olacaktı."
“Bu askeri-siyasi fiyasko karşısında Rusya Devlet Başkanı her zamanki gibi durumla ilgisi olmayan tepkiler ortaya koyuyor”
“Şu husus da gayet açık ki, İkinci Karabağ savaşından önce Vladimir Putin az daha her sene Azerbaycan'a geliyordu. Örneğin Ağustos 2013'te Bakü limanına demirleyen askeri gemiden inen Putin'in o gezisi sırasında “yumuşak tehditlerle haraç aldığı” bugüne kadar konuşulmaktadır. Diğer gezilerde de onun gibi. Bu, Vladimir Putin'in, Azerbaycan'ın zaferiyle biten İkinci Karabağ savaşından sonra Bakü'ye yapacağı ilk gezi olacağı için diğer hususların yanısıra dikkati şu nokta özellikle çekiyor:artık sekiz günden bu yana Ukrayna silahlı kuvvetlerinin Rusya'nın Kursk bölgesindeki operasyonları sürüyor. Kontrol altına alınmış yirmi sekiz köy-kasaba-ilçenin ahalisi evlerini bırakıp kaçmaktalar. İşte bu askeri-siyasi fiyasko karşısında Rusya Devlet Başkanı her zamanki gibi durumla ilgisi olmayan tepkiler ortaya koyuyor. Örneğin Ukrayna askeri güçlerinin Rusya'nın Kursk bölgesine saldırmasının ana amacı önümüzdeki süreçte yapılacak görüşmelerde elini güçlendirmek ve Rusya toplumunda panik oluşturmakmış. Ama ve lakin sivil ahaliye saldırılar gerçekleştiren insanlarla hiçbir görüşmü sözkonusu olamazmış."
"Bu gezi Putin'in açısından sembolik bir öneme sahip olacaktır"
“Bakü gezisinin gerçekleşmesi durumunda Vladimir Putin yirmi dört buçuk senelik iktidarı boyunca ilk kez yabancı bir ülkeye kendi toprakları işgal aıtına düşmüş halde gidecek. Bu durum onun imajı bakımından uygun arka plan ve propaganda fırsatlarını aşırı zayıflatıyor. Muhtemelen Vladimir Putin'nin Bakü'ye gelme kararı alması ülkesi Rusya'nın güçlü ve dayanıklı olduğunu dünyaya kanıtlama amacı taşıyacak ve bu gezi Putin'in açısından sembolik bir öneme sahip olacaktır. Ve böylece Rusya Devlet Başkanı, ülkesini Güney Kafkasya'dan çekilmemekte kararlı olduğunu belirli adreslere telkin etmek istiyor. Ukrayna silahlı kuvvetlerinin herkesin gözü önünde(haliyle Rusya sınır kuvvetlerinin de) Kursk vilayetinin bir kısmını kendi kontrolü altına alması Rusya'nın jeopolitik iddialarını kendine yakın bildiği ülkeler nezdinde bile kuşku altına düşürüyor. Oysa daha yaz başlarında Kremlin'in propaganda makinesi Pekin-Moskova-Tahran okunun Batı'ya karşı ciddi bir zıtlaşma merkezi halin egelmesinden dem vurmaktaydı. Şu hususu da gündeme getirmeden geçmeyelim:içinde bulunduğumuz 2024 yılı başlarından bu yana Vladimir Putin'in Türkiye'yi de ziyaret edeceğinin konuşulmasına rağmen ne Rusya Devlet Başkanının Ankara'ya ne de Türkiye Cumhurbaşkanının Moskova'ya veya Soçi'ye gitmemesi hep soru işaretleri doğururken Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerde nispeten soğuk sayılabulecek rüzgarların estiği bir dönemde Rusya Devlet Başkanının Bakü'ye gelmesinin manidar karşılanması gerekir."
“Mevcut jeopolitik ortamda Moskova'nın Bakü'ye daha fazla ihtiyaç hisettiğini belirtmemiz gerekir”
"22 Şubat 2022'de Azerbaycan ve Rusya liderlerinin Kremlin'de imzaladığı Müttefiklik Deklarasyonu, Azerbaycan iktidarının kendi jeopolitik seçimini Rusya'dan yana kullanması anlamını taşımamaktadır. Şöyle ki Azerbaycan, Rusya'nın öncülük ettiği veya belirleyici role sahip olduğu bölgesel ve uluslararası örgütlerin (Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, Avrasya Ekonomi İttifakı, Şangay İşbirliği Örgütü, BRİCS v. d. ) üyesi olmayıp oralara katılımı da gözlemci düzeyindedir. Güney Kafkasya'da Batı ile Rusya arasında mümkün olduğunca dengeli tutumunu sürdüren Bakü yönetimi özellikle COP29 Zirvesi öncesinde Rusya, ABD ve AB arasında kedi çıkarları güten manevralar yapıyor. Halihazırda Azerbaycan ile Rusya arasındaki ilişkiler sıkı müttefiklik düzeyinde olup ortaya çıkabilecek jeopolitik gerçekler bu ilişkilerde değişikliklere neden olabilir. Bu bağlamda mevcut jeopolitik ortamda Moskova'nın Bakü'ye daha fazla ihtiyaç hisettiğini belirtmemiz gerekir."
"Beklenebilir"
“Rusya Federasyonu Güney Kafkasya'daki pozisyonunu güçlendirmenin ve bunun olmaması durumunda en azından şu anki statükonun korunmasına ve by çerçevede bölgede bulunan veya buradan geçebilecek tüm uluslararası güzergahları kendi kontrolü altında tutmaya çalışıyor. Özellikle Moskova'nın Uluslararası Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru'na ihtiyacı olduğu için Vladimir Putin'in planlanan Bakü gezisinin gerçekleşmesi durumunda bu konunun masaya yatırılacağı beklenebilir. Ayrıca Kremlin'in sahibinin eski Rusya-Azerbaycan-İran işbirliği formatını da yeniden gündeme taşıması sürpriz olmayacaktır."
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish