Çerçeveden çerçevesizliğe doğru...

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Görsel: AA

Bu gelişme Rusya askerlerinin 1992 yılından bu yana bulundukları Erivan'ın Zvartnosy havaalanını 31 Temmuz'da terketmelerinden sonraki ikinci çok mühim olay olarak nitelendirilebilir.

Azerbaycan ile  Ermenistan arasında imzalanması beklenen Barış Anlaşması'nın önündeki önemli engellerden biri olarak “Zengezur Koridoru”nun durumunun netliğe kavuşamamış olması gösterilirken Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı özel yetkili temsilcisi Büyükelçi Elçin Amirbeyov'un, Amerikan RFE/RL'ye yaptığı açıklamada “Barış Anlaşması'nın imzalanmasını hızlandırmak amacıyla taraflar arasında  pürüze neden olmuş  konulardan biri konumundaki “Ulaşım Hatları” meselesinin taslak metninden çıkarıldığını belirtmesi Rusya'nın bölgedeki planlarının uygulanması için yeni bir sekte sayılabilir mi?

Gençlik yıllarından tanıdığım Sayın Amirbeyov diplomasinin çekirdeğinden yetiştiği için kendisinin içi boş ve temelsiz bir açıklama yapacağını asla düşünmediğim gibi bu şekildeki bir açıklamanın Amerikan Kongresi'nin finanse ettiği, Soğuk Savaş döneminde Münih'ten elli altı, 1995 yılından bu yana ise Prag'dan yaklaşık yirmi dilde yayın yapan Radio Free Europe/Radio Liberty'ye yapılmasının da iyi planlanmış bir planın parçası olarak görülmesi gerekir.

Nedenini soranlara çok basit biçimde cevap vermemiz gerekecek: Çünkü 27 Eylül 2020'den başlayıp 9 Kasım 2020'de sona eren savaşın tarafları arasında Barış Anlaşması'nın imzalanmasını en çok ABD ve Fransa (aynı zamanda AB) isterken Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Barış Anlaşması'nın kendi koşullarını da ön plana çıkarmak suretiyle kendi kontrolünde imzalanmasını isteyen ülke Rusya Federasyonu olup 10 Kasım 2020'de Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin imzaladığı 10 maddeden ibaret Üçlü Anlaşmanın dokuzuncu maddesi “Zengezur Koridoru” üzerindeki denetim hakkını Rusya İç İstihbarat Örgütü FSB'ye bağlı sınır kuvvetlerine vermişti.

Bu maddeyi Üçlü Anlaşma'ya dahil ettiren Rusya'nın esas amacı eski SSCB'nin ulaşım hatlarını  yeniden devreye sokmakla yetinmeyip o hat ve koridorları kendi kontrolünde tutmaktır. (Independent Türkçe olarak bu süreçleri çok yakından izlemiş ve çok sayıda yazı, açıklama ve röportaj yayınlamışızdır. İşte onlardan bir tanesi. (TIKLAYIN).

Nitekim 11 Ocak 2021'de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerini Kremlin'deki uzundan daha uzun bir masanın arkasında bir araya getirdiğinde de (kendisi en başta oturmuştu doğal olarak) ana konular “Ulaşım koridorlarının açılması ve Karabağ bölgesine yeni yatırımların yapılması” olmuştu.

Devlet Başkanı İlham Aliyev'in birkaç gün öncesine kadar “Zengezur Koridoru” konusunda sürekli ısrar etmesinin nedeni de “Rusya'nın isteğinin hayata geçmesine destek” olarak nitelendiriliyordu. Onun için Büyükelçi Elçin Amirbeyov'un açıklaması önemli bir kırılma noktası teşkil etme kabiliyeti taşıyabilir. Bu hususun Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ani Badalyan tarafından da “Bölgedeki ulaşım hatlarının açılmasına ilişkin madde karşlıklı mutabakatla taslak metnden çıkarılmıştır” sözleriyle teyit edilmesi ABD, Fransa ve AB'nin gelişmelere hatırı sayılır şekilde kendi ağırlıklarını  koymalarına işaret etmektedir. (Bu açıklamaların, Ukrayna ordusunun, Rusya'nın “Kursk Kavsi” bölgesine saldırmasıyla aynı günlere denk gelmesi manidar olabilir mi?).

Savaşın sona ermesinin üzerinden bugün-yarın dört sene geçecek ancak, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Barış Anlaşması'nın imzalanmaması bir dizi soru işaretinin sürekli gündemi meşgul etmesine neden oluyordu. ”Zengezur Koridoru” vakasının Barış Anlaşması'na götüren güzergahta (halihazırda sürecin o ray üzerinde yürüyüp yürümediği tam belli değil) ağırlıklı olarak Bakü'nün talepleri yüzünden ortaya çıkardığı handikapların aşılmasına ilişkin iki taraftan da yapılmış olumlu açıklamalar haliyle Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor.

Evet, savaş başlar başlamaz Zengezur bölgesinin yerinin bile kamuoyunun ezici çoğunluğu tarafından bilinmemesine rağmen Türk toplumundan yükselen “Zengezur Koridoru” çağrılarına MHP lideri Devlet Bahçeli'nin “Nahçıvan'ı Azerbaycan'a birleştirmemiz gerekir” şeklindeki garip açıklaması da eklenince bu konu gündemde kaldı. İşin ilginç yanı Azerbaycan kamuoyunun “Zengezur Koridoru” konusuna bu veya diğer ölçüde vakıf olmasına rağmen yönetimin bu meseleyi 10 Kasım Anlaşması'nın dokuzuncu maddesi uyarınca, yani “Rusya İç İstihbarat Örgütü FSB'ye bağlı sınır kuvvetlerinin bölgeyi kontrol etmesi” gerekçesiyle gündemde tutarak ısrar etmesi de Azerbaycan toplumunun  gözünden kaçmamıştı. Bakü'nün bu sorunun içine Ankara'yı daha aktif biçimde sokma girişimleri ise Ankara'da pek yüz bulamazken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül 2023'te gerçekleştirdiği Nahçıvan gezisiyle ülkesinin o bölgede tarihi anlaşmalardan gelen hakları üzerindeki durumunu daha da pekiştirmişti. Ve Sayın Erdoğan'ın Nahçıvan gezisinden sonra geçen 11 aylık süre içersinde Türkiye sınırın hemen ötesindeki Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirme sürecini hızlandırmaya ağırlık vermiştir. Hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak kadar doğru olan bu politikanın en kısa şekilde izahı bundan ibaret: Efendim, beni Nahçıvan üzerindeki garantörlük haklarım ilgilendiriyor ve Ermenistan'la ilişkilerimi normalleştirme sürecimi  “Zengezur Koridoru” çerçevesinde değil, örneğin Alican sınır kapısı çerçevesizliğinde değerlendiriyorum.

“Zengezur Koridoru” meselesinin Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Barış Anlaşması taslak metninden çıkarılması Türkiye'yi en yakın komşusu Ermenistan ile ilişkilerini geliştirmeye daha fazla odaklayacaktır. Büyükelçi Amirbeyov ve Ermenistan Dışişleri Sözcüzü Badalyan'ın “Zengezur Koridoru”yla ilgili açıklamaları bu odaklanmanın yolunu önemli ölçüde açmıştır. Çünkü bu karşılıklı açıklamalar Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanacak Barış Anlaşması'nın önünün açılması istikametinde çok önemli bir adım olarak nitelendirilmeli.

Ve bu durumda Bakü'nün Ankara'ya, ”Ben Barış Anlaşması imzalamadan sen Ermenistan'la ilişkilerini normalleştirme sürecini daha temkinli yürüt” deme olanağı da asgariye inecektir.

Türkiye uyguladığı temkinli diplomasinin meyvelerini toplamaya hiçbir vakit olmadığı kadar yakın...

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU