Çin ve Tanzanya: 60 yılda derinleşen ilişkiler ve ekonomik dinamikler

Sare Şanlı, Independent Türkçe için yazdı

Çin, Afrika kıtasında giderek artan etkisiyle dikkat çekerken, Tanzanya gibi turizm potansiyeli yüksek, nüfusu genç, kaynak zengini ülkeler, Pekin’in stratejik yatırımlarının odak noktaları haline geliyor. Son yıllarda Çin’in Tanzanya ile kurduğu güçlü bağlar ve bu ülkeye yaptığı yatırımlar, sadece ekonomik değil jeostratejik açıdan da öneme sahip.

Tanzanya’daki büyük altyapı projelerinden sağlık hizmetlerine kadar uzanan Çin destekli girişimler, Tanzanya’nın ekonomik kalkınmasına katkı sağlarken, Çin’in Afrika’daki nüfuzunu pekiştirmesine olanak tanıyor.

Tanzanya ve Çin arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihçesi

Tanzanya ve Çin arasındaki diplomatik ilişkiler, 1961 yılında Tanganyika'nın bağımsızlığını kazanmasının hemen ardından başladı. Çin aynı yıl Darüsselam’da büyükelçiliğini açtı. (Zanzibar 1963 yılında bağımsızlığını ilan etmiş, Tanganyika ve Zanzibar birleşerek Tanzanya Cumhuriyetini 1964 yılında kurmuştur.)

Her iki ülke de bağımsızlık hareketleri ve sömürgecilik karşıtı mücadeleler konusunda benzer ideolojik dumuş sergiledi. Çin sosyalizmine yönelik övgü dolu ifadelerde bulunan Tanzanya kurucu lideri Julius Nyerere, 1968 yılında ilk Çin ziyaretini gerçekleştirdi.

Çin, Tanzanya'nın kalkınma projelerine önemli katkılar sundu, özellikle tek üstlenicisi olduğu Tanzanya-Zambiya Demiryolu (TAZARA) projesiyle ülkenin ekonomik altyapısının güçlenmesine yardımcı oldu.

Ancak Milliyetçi siyaseti ile bilinen John Magufuli döneminde, Tanzanya-Çin ilişkileri karmaşık bir seyir izledi. Magufuli, bazı Çin projelerine yönelik eleştirilerde bulundu. 2019'da 10 milyar dolarlık Bagamoyo liman projesini "sömürgeci" olarak nitelendirdi ve Çin’e tedirgin yaklaştı. (O dönemde Çin’in, aldıkları krediyi zamanında geri ödeyemeyen Cibuti ve Kenya limanlarının işletmelerine el koyma girişimi, bu tedirginliği haklı çıkaracak bir gelişme idi.) Yine de bu dönemde ekonomik bağlar tamamen kopmadı ve Çin'in Tanzanya'ya yaptığı yatırımlar diğer Doğu Afrika ülkelerine kıyasla daha az olsa da devam etti.

2015 yılında Darüsselam’da çeşitli etkinlikler vasıtasıyla Tanzanya halkına Çin kültürünü tanıtmayı hedefleyen Konfüçyüs Enstitüsü hizmete girdi. Bu enstitü Doğu Afrika’da açılan ilk Çin kültür merkezi olma unvanına sahip.

En son 2022 Kasım ayında Tanzanya Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan, Çin'e bir resmi ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret esnasında iki ülke arasında ulaşım, ticaret ve tarım gibi alanlarda 15 anlaşma imzalandı. Hassan döneminde Çin ile ilişkiler derinleşmeye devam ediyor.

Tanzanya’nın Çin için stratejik önemi

Çin’in "Kuşak ve Yol" girişimi ile çerçevelediği Afrika siyasetinde, Tanzanya gittikçe artan jeostratejik önemi nedeniyle belirgin bir şekilde ön plana çıkıyor. Afrika’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Tanzanya’daki Çin yatırımları daha çok altyapı, enerji, madencilik ve inşaat sektörlerinde yoğunlaşıyor.

Tanzanya Darüsselam limanı, Çin’in kıtayla olan ticaretini garanti altına alıyor. Hem Afrika’nın kaynaklarının Çin'e taşınması hem de Çin'den gelen malların Doğu Afrika üzerinden tüm kıtaya ulaşması sağlanıyor. Çin 2025 yılında tamamlamayı hedeflediği Kilwa limanı projesi ile kıtanın güneyine açılmayı planlıyor.

Tanzanya topraklarının yüzde 60'ı tarıma elverişli olup, üç büyük nehri sayesinde zengin su kaynaklarıyla tarım ve balıkçılık sektörlerinde önemli bir konuma sahip.

Ülkede çıkarılan altın, pırlanta, tanzanit, yakut, kömür ve nikel gibi değerli mineraller ve doğal gaz yatakları, Tanzanya ekonomisinin diğer kritik kaynaklarını oluşturuyor.

Her yıl bir milyondan fazla turisti ağırlayan Tanzanya, 2023 yılında turizm sektöründen elde ettiği geliri bir önceki yıla kıyasla yüzde 36 artırarak 3,4 milyar dolara çıkardı.

Çin’in Tanzanya’daki ekonomik etkileri ve çıkarları

Nihayetinde Çin birçok Afrika ülkesinde sürdürdüğü ekonomik hakimiyeti Tanzanya’da da sürdürüyor. Bugün Çin Tanzanya’nın en büyük yatırımcısı durumunda.  Ancak Çin’in Tanzanya’nın toplam ihracatındaki payı yalnızca yüzde 3,9. Yani bu ticari ilişkide Çin kıyaslanamayacak ölçüde fazla kazanç sağlıyor.

Çin madencilik sektöründe rakip tanımıyor. Öyle ki, çoğu ülke teknolojide kullanmaları gereken nadir elementleri, bu elementlerin çok büyük bir kısmını tekelinde tutan Çin’den almak durumunda kalıyor. Çin’in bölgedeki hakimiyetine rağmen, diğer ülkeler de Afrika’nın maden zenginliklerine yönelik stratejik adımlar atıyor. Örneğin, Güney Kore, Afrika’daki maden kaynaklarına olan bağımlılığını azaltmak amacıyla Tanzanya gibi kaynak zengini ülkelerle iş birliğini artırıyor.

Tanzanya maden sektöründe Çin, nikel, bakır, grafit ve demir gibi elementlerin çıkarılmasında ve işlenmesinde etkin rol oynuyor ve sektörde daha fazla büyüme hedefliyor.

Çin, Batılı güçlerden farklı olarak, ekonomik kazancını hızla artırırken, Tanzanya’nın sıkıntılı zamanlarında desteğini esirgemeyerek ilişkilere insani bir boyut ekliyor. Örneğin, nisan ayında yaşanan yıkıcı sel felaketi sonrasında Çin, sel mağdurlarına harcanmak üzere 500 bin dolar bağışta bulundu.

Çin ayrıca Tanzanyalı öğrencilere burs imkânı sunarak eğitim ve öğretime destek oluyor. Örneğin, 2023'te Çin hükümeti 46 Tanzanyalı öğrenciye çeşitli Çin yüksek öğrenim kurumlarında, 114 öğrenciye Çin Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan derece programlarında burslar verdi.

En son temmuz ayında da Çin, Darüsselam limanına yanaşan Peace Ark isimli hastane gemisi ile Tanzanya halkına ücretsiz sağlık hizmeti sundu. (Gemi 2025 yılına kadar 11 Afrika ülkesine sağlık hizmetini sağlayacak.)

Çin Tanzanya ile askeri anlamda da ilişki kurmaya çabalıyor. Çin ordusu, geçtiğimiz haftalarda Tanzanya ve Mozambik'te ortak bir tatbikata katılmak üzere Tanzanya'ya geldi. Çin Savunma Bakanlığı tatbikatın terörle mücadeleye odaklandığını söyledi.

Ekonomik bağımlılık

Çin ve Tanzanya arasındaki diplomatik ve ticari ilişkiler, her geçen yıl daha da derinleşiyor ve Çin Tanzanya’nın en büyük yatırımcısı olmaya devam ediyor. Batılı güçlerin aksine Çin, Tanzanya’nın (tüm Afrika’nın) kaynaklarını yağmalamıyor, (çoğu zaman çok ucuza da olsa) satın alıyor. Ticaret hacmi çok geniş olan Çin’in tüm Afrika’da olduğu gibi belirgin bir şekilde daha fazla kazanç sağladığı aşikâr.  

Darüsselam’ın ticaret merkezi Kariakoo’da geçtiğimiz ay gerçekleşen grevde, Çin menşeli firmaların yerli esnafın pazar ve rekabet gücünü zayıflatması dile getirilmişti.

Öte yandan Çin, diğer Afrika ülkelerine sağladığı gibi Tanzanya’ya da muazzam borçlar sunmaya devam ediyor.

Tanzanyalı yetkililer iç ilişkilerine karışmayan, zor zamanlarda destek sağlayan Çin’in yaptığı yatırımlardan duyduğu memnuniyeti sıklıkla ifade ediyor. Ülkenin sürekli artan borçları nasıl ödeyeceği konusu ise ekonomik bağımlılık sorununu gündeme getiriyor. Zira artan borç yükü, ülke kaynaklarını riske atmak anlamına geliyor. Çin Tanzanya’ya kısa vadede kolaylık sağlarken uzun vadede bu durum bir tehdit oluşturabilir.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU