Gazeteci - yazarlar, akademisyenler neden hapishane duvarları arkasında?

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

Efkan Sadıkov (üst sol), Fazıl Gasımov (üst sağ), Emin Şaik İbrahimov (alt sol), Ali Asker Mammadli (alt sağ). Kolaj: Independent Türkçe

Siz asla Mihail Saakaşvili'nin “Soros'un adamı bir kadife devrimci” diye itham edilmesine bakmayınız, 10 yıllık iktidarı döneminde Saakaşvili, ülkesinde demokrasi, insan hakları ve medya özgürlüğü kavramlarının yerleşmesinde önemli ölçüde mesafe katetmeye muvaffak olmuştu. Herhangi bir ülkeye demokrasinin gelmesinde lider iradesinin belirleyici olduğunu kanıtlayan bir siyasetçi olarak tarihe geçen Mihail Saakaşvili 2013 yılında partisinin parlamento seçimlerinde yenilmesinden sonra bir süre Batıda yaşadı. Ukrayna'nın Odessa bölge valiliğine atanan Saakaşvili çetelere ve mafyaya karşı mücadelesinde Kiev'deki yönetimden destek alamayınca istifa ederek Petro Poroşenko'ya karşı mücadele etmişti. Ukrayna'dan sınırdışı edilince Cumhurbaşkanı adayı Volodimir Zelenski'yi desteklemiş ve seçimden sonra Ukrayna'ya girişinde hiçbir sorun yaşamamıştı. 1 Ekim 2021'de Türkiye sınırındaki Batum'dan ülkesine girdiği sırada gözaltına alınan ve ardından tutuklanan Mihail Saakaşvili bulunduğu cezaevinden yaptığı açıklamalarda “Gürcistan'ın Rusya yörüngesine girdiğini” vurgulamaktadır. Saakaşvili iktidarını seçim yoluyla sonlandıran Rusya yanlısı milyarder işadamı Bdzina  İvanişvili yaklaşık 1 sene iktidarda kaldıktan sonra ülkeyi perde arkasından yönetmeye başladı. 11 senelik bu periyotun belirleyici siyasi figürü de İvanişvili'nin ta kendisidir. Ülkedeki Batı etkisini azaltmak ve hatta sıfırlama gerekçesi ve Rusya'nın telkinleriyle çıkarılan “Yabancı ajan yasası” Gürcistan'ın Batı ile ilişkilerini gerirken ABD ve AB'den peşpeşe yaptırımlar geldi. 26 Ekimde yapılacak parlamento seçimlerine giden yolda muhalif partiler güçlerini birleştirmeye çalışırken iktidar özgürlüklerin alanını giderek daraltıyor. Hem de sadece kendi vatandaşları için değil, aynı zamanda yabancılar için. Bunun son örneklerinden biri Azerbaycan vatandaşı gazeteci-yazar Efkan Sadıkov'un, Tiflis havaalanından çıkışına konulan engel ve Sadıkov'a tebliğ edilen “Buradan sadece Azerbaycan'a dönebilirsin” kararıdır. Ancak Sadıkov örneğinden yedi sene önce yaşanmış başka bir olaya değinmeden İvanişvili'nin Gürcistanı'nda insan hakları alanındaki manzara tam aydın olmayacak.

Mayıs 2017'de Azerbaycanlı araştırmacı yazar Efkan Muhtarlı Gürcistan'ın başkenti Tiflis'ten kaçırılarak Azerbaycan'a götürülmüştü. Gürcistan'da büyük infilak yaratan bu olayla ilgili yaptığı açıklamada dönemin Cumhurbaşkanı Georgi Margvelaşvili bu kaçırılmayı ülkesinin “Bağımsızlığı ve güvenliğine karşı ciddi bir tehdit” olarak nitelendirmişti. Uluslararası insan hakları örgütleri Muhtarlı'yı siyasi tutuklu ilan ederken Bakü mahkemesi “Sınırı geçerken görevlinin kafasına darbe indirerek kafatasında ağır hasar oluşturması” gerekçesiyle kendisine altı yıl hapis cezası vermişti. Batılı ülkelerin baskısı sonucunda Efkan Muhtarlı cezaevinden salıverilerek doğrudan havaalanına götürülmüş ve Almanya'ya sevkedilmişti. Yani İvanişvili'nin Gürcistanı bir gazetecinin ülkeden başka bir ülkeye kaçırılışına engel olamamış veya olmamıştı. Bu durum Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR'ın Gürcistan'daki gücü ve etkisiyle ilintilendirilmişti.

Bu günlerde aynı durum Efkan Sadıkov isimli başka bir Azerbaycanlı gazeteciyle ilgili sözkonusu. Şöyle ki Azerbaycan'da iki kez siyasi tutukluluk hayatı yaşamış Efkan Sadıkov birkaç ay önce yerleştiği Gürcistan'ı terketmek amacıyla geçtiğimiz hafta eşi ve iki çocuğuyla Tiflis havaalanına gitmiş ancak orada kendisine “eşinin ve çocuklarının istedikleri ülkeye gidebilme izinlerinin olmasına rağmen kendisinin sadece Azerbaycan'a dönebileceği” tebliğ edilmiştir. Bu garip kararla ilgili Gürcistan İçişleri Bakanlığına şikayette bulunan Sadıkov'u 3 Ağustosta polisler gözaltına alarak mahkemeye götürmüşler. Mahkeme gazeteci-yazar Efkan Sadıkov'a şimdilik tedbir olarak iki aylık hapis cezası verirken Sadıkov'un Azerbaycan'a iade edilip edilmeyeceği merak konusu. Yedi sene önce Efkan Muhtarlı Azerbaycan'a kaçırılınca Gürcistan Cumhurbaşkanı gazetecinin eşiyle bir araya gelerek vatandaşlık önermiş, Leyla Hanım bu öneriyi geri çevirmişti. Bakalım, mahkeme Efkan Sadıkov'u Azerbaycan'a iade ederse Gürcü hükümeti bu kez onun hanımına ve çocuklarına ne önerecek? Ancak Gürcistan'da insan haklarıyla ilgili durumun giderek ağırlaşması Azerbaycanlı gazetecinin ailesinin bu kez perişan durumda kalacağına ilişkin kaygıları artırıyor.

Belki çok ağır olacak ancak, sadece gazeteciler değil akademisyenler ve tüm aydınlar açısından “korkunç” diye nitelendirilebilecek bir süreç yaşanıyor. Örnek vermek gerekirse Ağustos 2023'te Azerbaycan'ın talebiyle İstanbul'da alelacele gözaltına alınarak Bakü'yü sevkedilmiş ekonomist Dr. Fazıl Gasımov'un başına gelenleri göstereceğiz.

Independent Türkçe'ye yorumlar yapan London School of Economics öğretim görevlisi Prof. Dr. Gubad İbadoğlu Temmuz 2023'te Bakü'de “Sahte para basma” iddiasıyla tutuklandıktan sonra Azerbaycan güvenlik güçlerinin acil talebiyle Türkiye, Dr. Fazıl Gasımov'u apar topar Bakü'ye göndermişti. Tutuklanan Gasımov'dan Prof. Dr. İbadoğlu aleyhinde ifade vermesi talep edilmiş ve dışarı yansıyan bilgiye göre Gasımov savcılığın istediği o ifadeyi vermişti. Ülke Başsavcısı Kamran Aliyev işte Gasımov'un o ifadesine istinaden “Gubad İbadoğlu'nun aleyhindeki tüm suçlamalar kanıtlanmıştır” diye hukuk tarihinin en garip açıklamalarından birini yapmıştı. Ve üzerinden yaklaşık dokuz ay geçtikten sonra elle yazdığı açıklamayı avukatı aracılığıyla kamuoyuyla paylaşan Dr. Fazıl Gasımov ifade tutanağını polisin ağır baskıları ve işkenceleri altında imzaladığını belirtmiştir (“Kafamı bokun olduğu tuvalete sokarak yarım saat orada tuttular”). Uluslararası bilim camiasının seri çağrıları üzerine Prof. Dr. Gubad İbadoğlu koşullu serbest bırakılırken (ayak bileğine kelepçe takılmış, yurt dışı yasağı konmuştur, soruşturma sürüyor) hapiste tutulan Fazıl Gasımov elli dört günden bu yana ölüm açlığını sürdürmektedir. Ağabeyinin ifade ettiği üzere Gasımov “Buradan cenazem çıkacak, babamın mezarının yanında bana da mezar ayarlayın” diye ricada bulunmuştur. Fazıl Gasımov'un eliyle yazdığı açıklamayı okudukça insan ister istemez şu soruyu soruyor: Acaba, güvenlik güçleri İstanbul'da ikamet eden Fazıl Gasımov'un ifadesini burada alıp Bakü'ye iletemezler miydi? Onun apar topar Bakü'ye gönderilmesi talebine neden hemen olumlu cevap verildi? Adamın isminin önünde akademik titri varken acaba Bakü hangi geri çevrilemez gerekçeleri sundu ki Türkiye'nin onu Azerbaycan'a sevketme dışında bir seçeneği kalmadı? Azerbaycan, Fazıl Gasımov'u Prof. Dr. Gubad İbadoğlu'nun aleyhinde ifade vermesi için istedi. Gasımov ifadesini işkenceler altında imzaladığını söylerken ve elli dört günden bu yana ölüm açlığı grevindeyken Türkiye'nin bundan kazancı ne oldu acaba?

Aynı durum 2014 yılında gazeteci-yazar Rauf Mirkadirov ile ilgili yaşanmıştı. Bakü, Mirkadirov'u karı-koca iki insan hakları savunucusunun aleyhinde ifade verdirtmek için Ankara'dan istemişti. Basın kartı ve ikamet tezkeresi iptal edilen Mirkadirov'a 1 hafta içinde Türkiye'yi terketmesi tebliğ edilirken 3 gün sonra hanımı ve az yaşlı kızıyla otobüsle Gürcistan'a giderken yolda otobüsü durduran güvenlik güçleri gazeteci-yazarı otobüsten indirerek Esenboğa havaalanına götürmüş ve oradan uçakla Bakü'ye göndermişti. 2 sene İstihbarat Bakanlığının bodurumunda kalan Mirkadirov, karı-koca insan hakları savunucularının aleyhinde ifade vermeyi redetmiş, çaresiz kalan mahkeme Mirkadirov'u serbest bırakılmış ve hemen BM'ye başvurarak siyasi sığınmacı sıfatıyla İsviçre'ye yerleşmişti. Oysa Türkiye'yi çok seven değerli bir gazeteci-yazardır, burada faydalı olacağından kuşku duyulmaması gerekirdi.

Şu hale bakar mısınız Allah aşkına: Harvard ve Massachusetts Yüksek Lisans mezunu petrol uzmanı Ramin İsayev emeğinin karşılığını istemekten dolayı hapiste; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden üstün başarıyla mezun olmuş medya hakları savunucusu Ali Asker Mammadli hapiste; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, gazeteci-yazar, televizyoncu Evez Zeynallı hapiste, diplomatlık görevinden gönüllü istifa eden Emin Şaik İbrahimov hapiste, deneyimli ekonomi yorumcusu Hafız Babalı hapiste, yaklaşık yirmi araştırmacı gazeteci genç hapiste.

Ve felçli bir genç adam hapiste. Sosyal medya paylaşımlarından dolayı. .

Bu kadar korkunç gelişme ve olayı yazmak gerçekten nefesimi daralttı.

Noktaladım.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU