Cenevre'ye giden yol ona doğru ilerleyerek döşenir

Görsel: AA

Burhan veya temsilcisi Cenevre'ye gidecek mi? ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello'nun açıklamasına göre "Cidde Platformu" müzakerelerinin ağustos ortasında Cenevre'de sürdürülmesi konusunda mutabakata varıldı. Ardından ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in, savaşın iki tarafının komşu ülkelerden gözlemciler ve bazı bölgesel kuruluşların katılımıyla Cenevre'de buluşma çağrısını vurgulayan açıklamaları geldi. ABD'den yapılan açıklamaya göre İsviçre görüşmeleri, "Sudan'daki şiddetin durdurulması, insani yardımın ihtiyaç sahibi herkese ulaşmasının sağlanması ve herhangi bir anlaşmanın uygulanmasının temini için sağlam bir izleme ve denetleme mekanizması geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varmayı amaçlıyor." ABD’nin açıklaması, görüşmelerin daha geniş siyasi meseleleri ele almayı amaçlamadığının da altını çizdi.

Bu çağrı temelsiz değil, öncesinde, bir dizi bölgesel yetkilinin ziyaretleri ve bölge liderleri arasındaki temaslarla toplantının zeminini hazırlayan hızlı ve hummalı çabalar görüldü. Temaslar, Korgeneral Burhan ile BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid arasında, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in aracılık ettiği telefon görüşmesiyle doruğa ulaştı.

Bu aktivizm çoğunlukla Sudan ordu komutanı Orgeneral Abdulfettah el Burhan'ı, diğer taraf yani Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) müzakerelere katılmayı kabul ettiğini duyurduğu için müzakere platformuna katılmayı kabul etmeye ikna etmeye odaklandı.

Her iki taraftan da ilk onay alınmamış olsaydı, Amerikan tarafının Dışişleri Bakanı gibi üst düzey bir yetkili aracılığıyla Cenevre'de doğrudan müzakerelerin tarihini açıklamayacağı kesin. Nitekim bölgesel bir lider de bazı Sudanlı siyasi liderlere, Burhan'ın onayını birden fazla arabulucu aracılığıyla aldıklarını söylemiş. Aynı lider, Burhan’ın müttefikleriyle iç sorunları ve anlaşmazlıkları olduğunu, "iç işlerini yönetmesi ve müzakere yapmayı reddeden müttefikleri ile başa çıkması için kendisine yeterli zaman verilmesi gerektiğini" anladıklarını da belirtmiş.

Bu yönde hükümet tarafından yapılan çelişkili açıklamalardan da bunu okumak mümkün. Ordu liderleri ve siyasi müttefikleri, özellikle de tugayları ordunun yanında savaşa katılan İslami Hareket arasında birçok gerginlik bulunuyor. Bu nedenle, insanların akşam bir pozisyon benimseyip sabah bambaşka bir pozisyon benimsemeleri doğal hale geldi. Korgeneral Burhan, özellikle askeri birliklere hitap ettiğinde HDK ile pazarlık yapmayacağını defalarca ifade ederken, müzakereler için atmosfer hazırlandıktan sonra katılmaya gerçekten meyilli olduğuna dair göstergeler beliriyor.

Sudan Dışişleri Bakanlığı, müzakereleri memnuniyetle karşıladığını belirten resmi bir açıklama yaparak bununla ilgili koşullarının ayrıntılarına girdi. Müzakerelerin şekli ve gündemi ile bunlara katılan veya katılacak taraflar konusunda Sudan hükümeti ile önceden istişarede bulunulması gerektiğini belirtirken, Cidde Platformu ve burada varılan anlaşmanın esas olması gerektiğini vurguladı.

Sudan hükümeti de müzakere çağrısına cevabında, Sudan halkının kendisinden beklediği faydayı sağlayacak şekilde barış müzakerelerinin önünü açmak için ABD hükümetinden bir toplantı talep etti. Açıklamada, girişimin taraflarının bizzat Cidde Platformu’nun tarafları olması, konuların da Cidde’de üzerinde mutabakata varılan konularla tutarlı olması gerektiği belirtildi.

Bu açıklama, müzakere adımlarına fiili bir katılım olduğunu ortaya koyuyor. Orada burada çekincelerin olduğu doğru, ancak bunlar müzakereyi prensip olarak reddetmekten ziyade, müzakere koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bir pozisyonu yansıtıyor. ABD Yardım Direktörü ve ABD Özel Temsilcisi’nin Port Sudan'a yapacakları ziyaretin iptal edilmesi de aynı bağlamda okunabilir. Zira Amerikan tarafı güvenlikle ilgili gerekçeler ile görüşmenin Burhan'ın bulunduğu geçici başkent Port Sudan’ın Havalimanında gerçekleşmesini şart koştu. Burhan bunu reddetti, çünkü ziyaret ile sadece ordu komutanı olarak değil, Sudan'ın başkanı olarak konumunun ABD tarafından tanınmasını hedefliyordu ama Amerikalılar bundan kaçınıyorlar. Yeni müzakerelere başlamadan önce bir önceki Cidde Anlaşmasının uygulanması yönünde süregelen talepleri de Burhan'ın daveti reddetmesinden ziyade müzakerelere katılma arzusunu doğrulayan baskı kartlarından biri olarak anlamak mümkün.

Arabulucular artık Burhan'ın müzakere konusundaki tavrını beklemiyorlar çünkü ondan katılma sözü aldılar ve o da bu yolda ilerliyor. Ancak önce İslamcılarla sürtüşme noktasına varabilecek iç anlaşmazlıklarını çözmesi bekleniyor. Pek çok kişi, Burhan'ın Jubayt askeri üssünde katıldığı törene İHA ile düzenlenen saldırı olayının, kendisine müttefiklerinden gelen bir uyarı mesajı olduğuna ve bunu beklediklerinden daha şiddetli bir karşılığın takip edebileceğine inanıyor.

 

Şarkul Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU