Barış yaklaşıyor mu?

Fotoğraf: AA

Sudan halkının savaşın durması yönündeki arzu ve dilekleri, her ne kadar bir sonuca bağlanamasa da her fırsatta kendini ifade etmekten geri durmadı. Ama geçen hafta bu dileklerin gerçekleşmesini sağlayabilecek bazı göstergeler ortaya çıktı. Geçici başkent Port Sudan'da yabancı yetkililerin ziyaret ve görüşmeleri artarken, Sudan dışında da Sudan-Sudan görüşmeleri aktif hale geldi. Savaşın sürdürülmesini destekleyen pek çok kişinin dili, ürkek de olsa barış ve uzlaşma çağrılarını içerecek şekilde değişti.

Geçtiğimiz hafta Kahire, diğer bazı gruplar ve bazı bağımsız politikacılarla birlikte, sivil siyasi güçler arasında, savaş karşıtlarını içeren en büyük sivil blok olan Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu'nun (Tekaddum) temsilcilerini, General Burhan ve orduyu destekleyen demokratik blokla ilk kez bir araya getiren toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu toplantının önemi, iki Sudanlı rakibi buluşturmasında değil, daha ziyade önceki rejimi deviren halk ayaklanmasının patlak vermesinden, geçiş dönemi ve 25 Ekim 2021 darbesi ile savaşın patlak verdiği 15 Nisan 2023 tarihine kadar Mısır'ın Sudan'da yaşanan olaylara ilişkin tutumundaki değişimi yansıtmasında yatıyor. Mısır’ın, ordu komutanı Korgeneral Burhan'a oynadığı bahis büyüktü ve belki de 25 Ocak 2011 devriminden sonra yaşanan Mısır deneyiminin Sudan'da tekrarlanmasını arzu ediyordu. Bu nedenle Mısır'ın Burhan'a ve ordu komutanlığına desteği savaşın ilk aylarından itibaren her aşamada devam etti. Takip ettiği bu yolun bir sonucu olarak Mısır'ın resmi adımları uzun süre sivil bloktan uzaklaşırken, hükümette temsil edilen silahlı hareketlerin, bazı kabile liderlerinin ve küçük partilerin yer aldığı demokratik bloğu destekledi. Ancak Mısır'ın bu savaşın zaferle sonuçlanamayacağına ve yalnızca Burhan’a güvenmenin bir sonuca ulaştırmayacağına ikna olduğu artık açıkça görünüyor. Mevcut çatışmaların sonuçları da ordunun konumu ve Sudan'daki durumun geleceği hakkında kasvetli bir tablo sunuyor. Bu nedenle Kahire Konferansı'nın en önemli çıktısı savaşın derhal durdurulması, ülkenin savaş sonrası geleceğine ilişkin bir vizyona ulaşmak için sivil siyasi güçler arasında diyalog kapılarının açılması yönünde yapılan çağrı oldu.

Aynı hafta Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, ordu komutanı Burhan ile görüşmek ve Afrika Birliği ve IGAD'ın ( Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi) Sudan'daki savaşı durdurmaya yönelik yeni fikirlerini ona sunmak için Port Sudan’ı ziyaret etti. Abiy Ahmed girişimle ilgili ayrıntılı bilgi vermese de son dönemde Afrika'da bu konuda görülen hareketlilik aynı yönde ilerliyor ve Burhan-Hamideti görüşmesi için harcanan çabaların başarıya ulaşmasını sağlayabilir. Sekiz aydır askıya alınmış Cidde platformu kapsamında müzakerelerin yeniden başlatılması için ordu liderliğine bir davet taşıyan Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı da Port Sudan'ı ziyaret etti.

Aynı hafta Afrika Birliği'nin daveti üzerine Addis Ababa'da bazı siyasi güçlerin, kabilelerin ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı, Tekaddum ve muhalif güçlerin çoğunun ise boykot ettiği bir hazırlık toplantısı yapıldı. Katılımcıların tutumları nedeniyle her ne kadar toplantı bir tür monoloğa dönüştüyse de savaşın durdurulmasına yönelik artan aktivizme o da dahil oldu. Hızlı Destek Kuvvetleri ortadan kaldırılıncaya kadar savaşın devamını talep eden aşırı pozisyonları ile bilinen pek çok siyasi güç ve ismin barış ve savaşın sona ermesi çağrısında bulunan açıklamaları da çoğaldı.

Bütün bunlar, savaşın her iki tarafında da görülen belirgin bir bitkinlik durumuyla örtüşüyor. Nitekim ordunun sahadaki durumu bilindik ve aşikâr. Ancak sahada ilerleme kaydeden Hızlı Destek Kuvvetleri için de kontrolü altına giren her yeni bölge büyük bir yük haline geliyor. Bu bölgeleri yönetemiyor, bölge sakinlerinin ve geniş bir coğrafyaya yayılan, desteklemeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmesi zorlaşan güçlerinin yaşamsal gereksinimlerini karşılayamıyor.

Orgeneral Burhan'ın iki gün önce Atbara şehrinde yaptığı ve Cidde'de veya İsviçre'de barış veya müzakere olmayacağını söylediği açıklamalara benzer şekilde, askeri liderlerden sert açıklamalar şüphesiz geliyor. Ancak yine bu açıklamayı yaptığı gün, BM'nin savaşın iki tarafının katılımıyla insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için düzenlediği müzakerelerde hükümeti temsil eden bir heyet ile Cenevre'deydi.

Aşılması gereken meşakkatli bir yol, çetin aşamalar ve savaşın her iki tarafında da ortaya çıkacak pek çok engel, bölünme ve çelişki var. Bölgesel ve uluslararası çıkarların çekişmeleri ve bunların farklı pozisyonlara yansımaları da görülecek. Ancak tüm bunları beklenen engeller ve zorluklar olarak değerlendirmek gerekir. Bunlar barışın zor bedelidir, ancak her halükârda savaşın bedelinden daha düşüktür.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU