Erdoğan'dan "Suriye ile ilişkiler" açıklaması: Putin Türkiye'ye ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir

Erdoğan, Kazakistan dönüşü uçakta, Türkiye-Rusya ilişkileri, Suriye ile normalleşme, Kayseri’de yaşanan olaylar, CHP’li belediyelerdeki usulsüzlük iddiaları ve enflasyon konularına ilişkin açıklamalarda bulundu

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan dönüşü uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşa ve Türkiye’nin arabuluculuk teklifine ilişkin soruya yanıt veren Erdoğan şunları söyledi:

Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelensky ile çatışmaların başladığı ilk günden itibaren görüşüyoruz. Bu görüşmelerde “arabuluculuğumuz nereye varabilir, nereye kadar tesiri olabilir?” bunları konuları ele alma imkânımız oldu. Nitekim, bugün de yine Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile yaptığım görüşmede arabuluculuk konusunu ele aldık. Özellikle Karadeniz Tahıl Koridoru konusunda çok iyi bir başlangıç yaptık. Biliyorsunuz koridordan 30 milyon ton tahıl nakli gerçekleştirdik. Burada yeni bir süreci başlatmayı, kendilerinin ısrarla üzerinde durduğu gibi Batı’ya tahıl sevkiyatını bir kenara bırakarak, Afrika ve diğer gıda güvenliği bakımından hassas bölgelere Türkiye üzerinden bir koridor oluşturma fikrine nasıl yaklaştıklarını sordum. Sayın Putin, “Ben, bu konuda İstanbul Tahıl Girişimi hedefini aynen koruyorum” yanıtını verdi. Bunu geliştirmemizde fayda var. Çünkü Putin’in Avrupa’ya, karşı bir bakışı var. Bu süreçte Avrupa Rusya’yı hedefe koyduğu için, Rusya da Avrupa’ya ve Batı’ya olumsuz bakıyor. “Benim imkanlarımdan orası istifade etmeyecek” diyor. Afrika ile ilgili ise “onlar yoksul oldukları için tüm imkanlarımla ben seferber olurum” yaklaşımı içindeler. Türkiye’yi zaten bu konuda farklı bir yere koyuyorlar. Onun için biz bu çerçevede görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Şimdilik koridorun Rusya ayağında “nasıl bir mesafe alabiliriz, onların bize ne gibi desteği olur?” bunu çalışacağız. Bu konuda da alacağımız neticeyle inşallah Karadeniz Tahıl Koridoru’nu yeniden işler hale getireceğimize inanıyorum. Bu savaş ne Rusya’ya ne Ukrayna’ya kazandırıyor. Savaşın tek kazananı kan ve ölüm tüccarlarıdır. Ben artık tansiyonun düşürüleceğine ve barış zemininin inşa edilebileceğine inanmak istiyorum. Biz o zemini oluşturmak ve korumak noktasında, bugüne kadar olduğu gibi, üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

“Putin ile Esed’e bir davetimiz olabilir, Putin Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir”

Suriye ile ilişkiler ve Beşar Esad ile görüşme konusuna da değinen Erdoğan,  “Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi cuma günü, cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir” dedi ve şöyle devam etti:

Altyapısı yok olmuş, halkı darmadağın hale gelmiş Suriye’nin yeniden ayağa kalkması ve istikrarsızlığın son bulması elzemdir. Sahada son zamanlarda sağlanan sükunet, akıllıca politikalar ve önyargılardan uzak ve çözüm odaklı yaklaşımlarla barış kapısını aralayabilir. Bölgedeki istikrarsızlığın başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütlerine hareket alanı sağlaması, bir sorundur.

El birliği ile ayrımsız bir biçimde bu terör yapılarının kökünün kazınması, Suriye’nin geleceğinin inşası için mühimdir. Suriye’nin demokratik altyapısının inşası, kapsayıcı ve onurlu bir barışın sağlanması ve tüm bunlara Suriye’nin toprak bütünlüğü temelinde yaklaşılması önemlidir. Suriye’de esecek barış rüzgarları ve bütün Suriye’de hayat bulacak barış iklimi, çeşitli ülkelere dağılmış milyonlarca insanın ülkelerine geri dönmeleri açısından da gereklidir. Biz komşumuz Suriye’ye dostluk elimizi daima uzattık ve uzatırız. Adil, onurlu ve kapsayıcı yeni bir toplum sözleşmesi temelinde kucaklaşan, müreffeh, bir ve bütün Suriye’nin her zaman yanında oluruz. Yeter ki Suriye, bu büyük kucaklaşmayı başlatsın ve her alanda toparlansın.

Kayseri’deki olaylar

Kayseri'de Suriye uyruklu küçük yaştaki çocuğa taciz iddiasının ardından yaşanan olaylara ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan şunları söyledi:

Ülkelerin değil PKK/PYD/YPG, DEAŞ gibi örgütlerin rahatsızlığı söz konusu. Onların böyle bir buluşmayı, Suriye’nin yeniden ayağa kalkmasını istemedikleri ortaya çıkıyor. Fakat Suriye’nin kuzeyinde biliyorsunuz birçok yapılanma mevcut. Bunların içerisinde Türkiye ile münasebetlerini süratle iyileştirmek isteyenler de bulunuyor. Nitekim bu Suriye’nin kuzeyindeki olaylar başladıktan sonra Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa Bey, devreye girdi ve süratle bu olumsuz gelişmeleri hemen olumluya çevirdiler. Türkiye içinde de Kayseri’deki hadisede güvenlik güçlerimizin süratli müdahalesiyle hava sakinleşti ve bir an önce olumlu neticeyi her tarafta aldık. Ülkemizde kısa süreli bu tür durumlar ortaya çıksa bile bunların uzamasına zaten müsaade etmeyiz. Suriye tarafında da terör örgütlerinin karşısında olan yapılar böyle bir duruma izin vermez. Türkiye’de de ırkçı, akımlar oluşturup kardeşlik iklimini bozmayı amaçlayanlar, karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme gayretindeler. Fakat biz bu oyunları da, nasıl bozacağımızı da çok iyi biliriz. Alçakça bir hadise üzerinden kaos planlayanlara da, istismarlara da müsaade etmeyiz. Kayseri’deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır, yapmaktadır. Bu ülkede kimsenin kendini devletin kolluk kuvvetlerinin, yargısının, hükümetinin yerine koymasına izin vermeyiz. Onlar kendi sinsi planlarının güçlü olduğunu zannedebilir, ancak bizim kardeşliğimiz, birliğimiz ve beraberliğimiz tüm oyunları bozmaya muktedirdir.

Irak ile ilişkiler ve terörle mücadele

Bir gazetecinin, “Irak’ta yeni başlayan süreç kapsamında operasyona Irak’ın da destek verebileceği, ortak bir harekat olabileceği söylenmişti. Böyle bir ihtimal var mı?” sorusuna yanıt veren Erdoğan, “Şu an itibariyle bunu bölgedeki olayların akışı belirleyecek. Gelişmeler olgunlaşmadan, belli bir noktaya gelmeden şu anda böyle bir adımı atacağız demek yanlış olur.  Fakat gelişmeler ışığında eğer böylesi bir adım atmak gerekiyorsa bu yapılır” dedi.

Erdoğan ayrıca, “Nitekim şu anda Suriye’nin kuzeyinde olduğu gibi Irak’ın kuzeyinde de zaman zaman PKK’ya karşı darbeler vuruluyor. Daha yeni 12-13 PKK’lı etkisiz hale getirildi. Diğer tarafta 15 PKK’lı etkisiz hale getirildi. Yani teröre aman vermeyiz. Çünkü oralarda da münasebetlerimiz iyi. İlişkilerimiz iyi olduğu için gerek Irak’ta gerek Suriye’de bu adımları her an atarız. Güvenlik güçlerimizin eli tetiktedir. Tehdidin boyutuna göre de anlık kararları alıp uyguluyoruz. Terörün bölgedeki barışı, huzuru, istikrarı ve kalkınmayı engelleyen bir çıban başı olduğunu da muhataplarımıza anlatmaya devam ediyoruz. En son Irak seyahatimizde de bu yönde temaslarımız gerçekleşti.  Arkadaşlarımız da muhatapları ile sürekli görüşme halindeler. Biz açık ve net bir şey söylüyoruz ve bundan da geri adım atmayacağız. Biz bölgemizde bir teröristan kurdurmadık, kurdurmuyoruz ve asla kurdurmayacağız” ifadelerini kullandı.

Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik

Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olup olmayacağı ile ilgili soruya yanıt veren Erdoğan, “Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın yapısına bakıldığında Rusya’nın Türk Devletleri ile ilişkilerinin olduğu çok açık net ortada. Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nda ağırlıklı olarak zaten Türk devletleri bulunuyor. Bu Türk devletlerinin buradaki gücü daha da artacak. Biz de Şanghay İşbirliği Örgütü’nde Rusya ve Çin ile olan münasebetlerimizi daha da geliştirelim diyoruz. Bizi de buraya diyalog ortaklığı şeklinde değil de diğerleri gibi Teşkilat’a ortak olarak alsınlar diyoruz. İran en sonunda Şanghay İşbirliği Örgütü’ne girdi. Bunun yanında yine Pakistan orada üye. Şu anda 9 daimi üye bulunuyor. Türkiye’yi bu ülkeler arasında yer alamaz diye bir şey yok, bu belki biraz zaman alır” dedi.

“3. Dünya Savaşı” tartışmaları

NATO ve Rusya cephesinden gelen 3. Dünya Savaşı açıklamaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şunları söyledi:

Ne yazık ki Batıda bu işi kaşıyan ülke ve kesimler var.  3. Dünya Savaşı’na çanak tutan bir yaklaşım içindeler. Malum silah tüccarlarına pazar lazım. Silah tüccarlarının da pazarı Batı. Bu konuyla ilgili olarak da Sayın Putin, barıştan yana olduğunu son açıklamalarında söyledi. Çünkü taraflarda bir yorgunluk olduğu da açıkça ortada. Biz de kendilerine “barışa ne zaman ereceğiz?” dedik. Onlar “bu işin bir zamanı yok, bütün mesele burada sizler gibi arabulucuların ağırlığını koymasında” noktasındalar. Biz şimdi ağırlığımızı koymaya gayret ediyoruz. Temennimiz odur ki Rusya-Ukrayna arasında bu savaş artık bir nihayete ersin.  Devam ediyoruz, takip ediyoruz. Dışişleri Bakanım Hakan Fidan Bey, Milli Savunma Bakanım Yaşar Güler Bey bu işin takipçisi durumundalar. Bir an önce temennim odur ki neticeye varalım. Yıllardır dillendirdiğimiz “Dünya beşten büyüktür” ve “Daha adil bir dünya mümkün” tezlerimiz bu olumsuz havayı dağıtmak, büyük savaş riskini ortadan kaldırmak için ortaya koyduğumuz somut çözümlerdir. Hala bunları uygulamak mümkündür. Yapmamız gereken küresel sistemi revize etmek, herkesin ayrımsız uluslararası hukuka uymasını sağlamak, terörizmi topyekün bir anlayışla yok etmek, adaleti ve hakkaniyeti temel alan bir küresel paylaşım sistemini hayata geçirmektir.

“İsrail kendi bünyesinde, kendi topraklarında yaptığı yığınaklarla netice alabiliyor mu ki?”

İsrail ve destekçisi ülkelerin, Kıbrıs Rum kesimini askeri ve lojistik üs olarak kullanması ile ilgili Erdoğan, “İsrail kendi bünyesinde, kendi topraklarında yaptığı yığınaklarla netice alabiliyor mu ki? Kıbrıs Rum Kesimi’ne yaptığı yığınakla mı netice alacak? Ne zaman başladı bu saldırılar, o günden bugüne İsrail hedeflediği neticeye varabildi mi? Varamadı. ‘Bir hafta içerisinde, 15 gün içerisinde işi bitireceklerini’ söylüyorlardı. Alamadılar neticeyi. Ateşi bölgeye yayacak her türlü adımdan uzak durulmalı” dedi.

CHP’li belediyelere tepki

Bir gazetecinin “CHP’li belediyelerde eş, dost, akraba ve usulsüzlük iddiaları” ile ilgili sorusuna ise Erdoğan şu yanıtı verdi:

Hırsız, ben hırsızım der mi? Veya ben çaldım der mi? Şimdi Özgür Özel Bey kalkıp da bu ahbap atamaları için “ne demek canım biz tabii ki ahbaplarımızı atayacağız” mı diyecek? Onun geçmişteki abileri “biz CHP’den atamayacağız da MHP’den mi atayacağız?” demişlerdi. Şu anda da aynı noktaya geldik. Değişen bir şey yok. İşte daha geçenlerde Manisa’da bir belediyede biliyorsunuz ciddi bir yolsuzluk oldu. Kula, orada bir yolsuzluk oldu ve belediye başkanı bu yolsuzluk neticesinde alındı. Bunu daha farklı belediyelerin takip etmesi mümkün. Çünkü bunlarda alışkanlık ırsidir. Ahbap, yaran bunlar. İstanbul Büyükşehir’den tutun, Ankara’sına İzmir’ine varıncaya kadar bu böyledir. Birçok vatandaş işlerinden atıldı. Nice ağlayanları biz belediyenin kapısında gördük. Kimse milletimizden gerçekleri gizleyemez. Kimse PR çalışmalarıyla, reklamlarla, sanal alem oyunlarıyla milletin gözü önüne toz pembe perdeler çekemez. Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Pırıltılı sözlerin yaldızı çabuk dökülür ve ortada sadece yalın gerçek kalır. Şu anda olan da budur. CHP’nin bu konuda geçtiğimiz yıllar boyunca, olumsuz anlamda yaptıkları yapacaklarının teminatıdır

Enflasyon konusu

Türkiye’deki hayat pahalılığı ve enflasyon konusuna hakkında da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Biz geçen sene dezenflasyona geçiş için bir süre öngörmüştük. Çünkü geçen sene gerçekten deprem etkisiyle olağanüstü koşullarla karşı karşıyaydık. Para politikasının etkili olması zaman alıyor. Maliye politikasında ilave çaba gerekiyordu. Biz o nedenle dezenflasyon Mayıs 2024’ten sonra başlayacak dedik. Nitekim Haziran ayında yıllık bazda enflasyonda düşüş başladı ama Temmuz’da yani 60’lı rakamlar diyorum ama öngörmek mümkün değil. Muhtemelen düşük 60’lı rakam olacak. Ağustos’ta yine düşük 50’li bir rakam olacak. Ve muhtemelen büyük ihtimalle Eylül enflasyonu açıklandığında 50’nin bir tık altı olabilir. Bizim öngördüğümüz politika bu çerçevede” dedi ve şunları kaydetti:

En büyük sorunumuz hayat pahalılığı. En adaletsiz vergi enflasyon. O nedenle dar gelirlilerimize, asgari ücretlimize, emeklilerimize yapacağımız en büyük iyilik popülizm yapmadan enflasyonu kalıcı bir şekilde tekrar tek haneye düşürmek. Vatandaşımızın kalıcı olarak refah seviyesini yükseltmek.

Merih Demiral’ın “bozkurt” işareti yapması

A Milli Takım futbolcusu Merih Demiral’ın çeyrek final maçında “bozkurt” işareti yapması ve UEFA’nın cezası hakkında konuşan Erdoğan, “ Kimse Almanların formalarında kartal var diyor mu? Kimse kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu? Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi. Bunun üzerine de malum Dışişleri Bakanlığımız bunların yetkililerini çağırdılar, gerekli adımlar da buna göre atılıyor. İnşallah bütün mesele Cumartesi günü. Biz, sahadan galibiyetle ayrılarak bir üst tura çıkalım. Fevkalade bir durum olmazsa, maça gitme kararımızı verdik” dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU