Her yıl haziran ayında İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa kıtasını derinden etkileyen 3 olayın anılır.
Bunlardan birincisi, Fransa'nın başkenti Paris'in 14 Haziran 1940 günü Alman ordusunun eline geçmesi ve 22 Haziran 1941 tarihinde Adolf Hitler'in Sovyetler Birliği'ni işgal etmek üzere büyük askeri operasyonunu başlatmasıydı.
Fransa'nın işgali ve Almanların eline geçmesi Hitler'i Sovyetler Birliği'ne karşı harekete geçirdi.
Polonya 1939 yılında nasıl düştüyse Sovyetler Birliği'nin de öyle kolayca düşeceğine inandığına şüphe yok.
Hitler'in ordusunun önünde Britanya adasını çevreleyen ve fethedilmesini imkansız kılan sular dışında hiçbir engel kalmamıştı.
Paris, 1940 yılında Almanlar tarafından büyük yıkıma uğramamak için çok az direniş gösterdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dönemim Fransız yönetimi, dünyada Paris'i feda etmeyi haklı çıkaracak hiçbir stratejik hedef olmadığını söyledi.
Alman ordusu Fransa'nın başkenti Paris'e girdiğinde, sokaklarda çok az sayıda polis memuruyla karşılaştı.
Sadece şehrin kardinali ve başpiskoposu, Paris belediye başkanı, itfaiyeciler ve bazı devlet hizmetleri personeli makamlarındaydı.
Nazi lideri 28 Haziran'da ilk ve son ziyareti için işgal altındaki Paris'e geldi.
Yaklaşık 3 saat süren ziyaretinin 50 dakikasını ünlü Garnier Opera Binası'nda geçirdikten sonra beğenmediği Madeleine Kilisesi'ne gitti.
Daha sonra Concorde Meydanı'na doğru ilerledi. Şanzelize (Champs-Elysees) Bulvarı'nda kısa bir mola verdi.
Trocodero Meydanı'nın arkasında yükselen Eyfel Kulesi önünde bir hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bu fotoğraf, Neptün kod adıyla da bilinen Müttefiklerin Normandiya Çıkarması'nın yapıldığı 6 Haziran 1944 günü sona eren Fransa'daki Nazi işgalinin bir sembolü haline geldi.
Fransız topraklarına en az 150 bin asker çıkarıldı ve sonucunda hem Fransa Nazilerden kurtarıldı, hem de Batı Avrupa'nın geri kalanının kurtuluşunun önü açıldı.
Dünya liderleri geçen hafta Normandiya Çıkarması'nın 80'inci yıldönümünü anmak üzere Fransa'da bir araya gelirken, ABD Başkanı Joe Biden, Normandiya Çıkarması'na 2 yaşında bir çocuk olarak tanıklık eden tek kişiydi.
Çünkü İngiltere Kralı 3. Charles da dahil olmak üzere diğer liderlerin hepsi Normandiya Çıkarması'ndan sonra doğmuştu.
Biden konuşmasında, 80 yıl önce Avrupa'da yaşananları, 2022 yılında Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşta yaşananlara benzetti.
Rusların Ukraynalıların kararlılığını kırmasına izin verilmeyeceklerini söyleyen Biden, "Bu kadarla kalmayacak, Ukrayna'nın tüm komşuları tehdit altında olacak, tüm Avrupa tehdit altında olacak" ifadelerini kullandı.
Normandiya Çıkarması'nın anma töreninde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin can düşmanı olan ve ülkesi olmadan Müttefik devletlerin Nazi Almanyasını yenemeyeceği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bulunmaması dikkat çekiciydi.
Dünyanın Barbarossa Harekatı'ndan alacağı dersler
Birçok analist ve siyasetçi, Ukrayna savaşını İkinci Dünya Savaşı ile ilişkilendirmeye çalışsa da aralarındaki benzerlik, tankların Avrupa topraklarında hareket etmesi ve geride bıraktığı büyük yıkımla sınırlı kalıyor.
Her şeyden önce Rusya artık, bundan seksen yıl önce ABD ve İngiltere ile müttefik olan Sovyetler Birliği değil.
Sovyet lider Joseph Stalin, 1943 yılında Tahran'da ve 1945 yılında Yalta ve Potsdam'da bir araya geldiği dönemin ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt ve yine dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in dostu ve müttefikiydi.
II. Dünya Savaşı yıllarında Amerikan ve İngiliz gazeteleri Sovyetler Birliği'ne sempati duyuyor, Stalin'in aşırılıklarını ve 1920'li yıllardan beri ülkesini yönetme biçimini görmezden geliyordu.
Başka bir deyişle, o dönemde Rusya karşıtı bir seferberlik söz konusu değildi.
Amerikan gazeteleri Rusya'yı bir saldırgandan ziyade bir kurban olarak görüyor ve Kafkasya'daki petrol kaynaklarına ve Ukrayna'daki verimli tarım arazilerine erişmek için Sovyetler Birliği'ni işgal etmeye çalışan Almanlara verip veriştiriyordu.
Hitler bu savaş için en az üç buçuk milyon Alman askerini seferber ederek kara savaşları tarihinin en büyüğü ve askeri planlama ve lojistik açısından da en kötülerinden birine imza attı.
Birçok analist ve siyasetçi, Ukrayna savaşını İkinci Dünya Savaşı ile ilişkilendirmeye çalışsa da aralarındaki benzerlik, tankların Avrupa topraklarında hareket etmesi ve geride bıraktığı büyük yıkımla sınırlı kalıyor.
Hitler 3 milyondan fazla Rus vatandaşını tutukladı. Bunların çoğu hapishanede ya işkence ya da açlıktan öldü.
Ancak -tıpkı 2022 yılında olduğu gibi- Rusların ne kadar dayanabileceklerini ve savaşabileceklerini tahmin edemedi.
Hitler, onların askeri yeteneklerini hafife almıştı. Joseph Stalin'in tarihi bir zafer için milyonlarca insanı feda etmeye hazır olduğunu unutarak bitkin ordusunun yapabileceklerini ve imkanlarını gözünde büyüttü.
Nazi Almanyası, bugün Batı Avrupa'da olduğu gibi bir yıpratma savaşına hazır değildi.
Savaşa 148 askeri tümen, 3 bin 400 tank ve 2 bin 700 savaş uçağı tahsis etti. Bu da ordusunun yüzde 80'i demekti.
Buna karşın Stalin'in 5 milyon askerlik, 23 bin tankla donatılmış bir ordusu vardı.
Ancak işgalin ilk gününde bin 800 savaş uçağının çoğu savaş alanına girmeden önce pistte imha edilmesi sonucu ağır bir kayba uğradı.
Kiev 1941 yılının eylül ayında Almanların eline geçti. Sovyet ordusu 650 binin üzerinde askerini kaybetmişti.
Hitler, Karadeniz kıyılarında ilerlerken ekim ayında Ukrayna'nın ikinci büyük şehri olan Harkov'un (şimdiki adıyla Harkiv) kontrolünü ele geçirdi.
Nazi güçleri Leningrad'ı kuşatmayı başardıysa da şehre giremedi.
Hitler şehrin aç bırakılmasını emretti ve 890 gün süren felç edici bir kuşatma uyguladı.
Rus kışı
Nazi ordusu 2 Ekim 1941 tarihinde Rusya'nın başkenti Moskova'ya ilerlemeye başladı.
Hitler, Stalin'in şehri mükemmel bir şekilde güçlendirdiğini ve sakinlerini tamamen silahlandırdığını biliyordu, ama Stalin'in güçlerinin Moskova'yı koruyamayacağına dair yanlış bir algısı vardı.
Ardından hesaba katmadığı en büyük düşman geldi ve tüm dengeler altüst oldu. O düşman sert Rus kışıydı.
Bu sürprizi bugün yaşananlara benzetmek istersek, Ukraynalılar için bunun birden patlak veren Gazze'deki savaşın yarattığı sürprize benzediğini söyleyebiliriz.
Rus kışı Alman ordusunu Moskova'nın eteklerinde durmak zorunda bıraktı.
Gazze'deki savaş tüm dünyanın önceliğini değiştirdi. Ukrayna savaşını Gazze savaşının yanında sönük bıraktı. Hitler'in subaylarından birinin sıfırın altında 45 dereceye ulaştığı tahmininde bulunduğu sert kışın bastırmasından önce yaz aylarında ormanlar, bataklıklar ve nehirler de Nazi ordusunun ilerleyişini engellemede önemli bir rol oynadı.
Savaşa yazlık kıyafetleriyle giren Alman askerleri savaşın kış aylarında da devam edeceğini tahmin etmiyordu.
Ruslar ise ülkelerinin coğrafyasını Nazilerden daha iyi biliyorlardı ve psikolojik, fiziksel ve askeri olarak kışa hazırdılar.
Onlar bu kışın içine doğmuşlar ve yaşıyorlardı. Alman tanklarındaki yağ dondu ve askeri araçların çalışabilmesi için saatler gerekti.
Yağmur, Almanların önündeki yolları çamur deryasına çevirmiş, tankları ve atlı nakliye araçlarını felç etmişti. Hitler durmak zorunda kaldı.
Stalin ise bunu, kısa süre içinde Nazilere karşı saldırıya geçen savunma güçlerini takviye etmek için bir fırsat olarak değerlendirdi.
Almanlar Moskova'ya döndüklerinde, 600 bin nakliye aracından sadece 135 binine sahiptiler. Askerlerin hala kışlık giysileri yoktu.
Ruslar 5 Aralık 1941 günü Alman ordusuna bir karşı saldırıyla yanıt verdi.
7 Ocak 1942'de, Sovyetler Birliği'nin başkentini savunan Rus ordusunun bir milyon askerine karşılık Hitler'in birlikleri 500 bin kayıp vermişti ve Nazi Almanyası askeri harekâtı durdu.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale Independent Türkçe Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.