İnsanın özgürleşmesi üzerine birkaç cümle…

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Görsel: Freepik

Genel bir düşünce olarak ifade etmeliyim ki, bir halkın, neticede bir insan olan bir diktatör, bir otokrat önünde boyun eğmesi, insanlık adına ne kadar hazin ve ne kadar onur kırıcı bir durum değil mi?

Halkın bir diktatöre boyun eğmesini, itiraz edememesini, cesaret eksikliğini anlamak mümkün.

Ancak yıllar ve yıllarca itiraz edememesini anlamak mümkün değil. 

Hele halkın büyük çoğunluğunun bir tek insana "gönüllü kulluğu" andırırcasına boyun eğmesini anlamak hiç mümkün değil.
 


Tarihi toplumsal gerçeklerin kanıtladığı; bütün otokratların, tüm diktatörlerin, iktidarın dokunulmaz zırhından cesaret alan korkaklığın başka bir yüzü olduğudur.  

Tek cümleyle; bütün otokratlar, bütün diktatörler, bütün iktidar sığıntısı zorbalar korkaktır!

Eğer halk onların vurduğu esaret zincirlerinden kurtulma kararını bir kez verirse;

Halk kendine vurulmuş esaret zincirlerine karşı kaderci bir düşüncenin katı kalıpları içinde tevekkül göstermezse;

Yani baskıcı dinbaz faşizan iktidarların yönlendirdiği gibi, her şeyi tanrının çizdiği kadere bağlamaz ve her şeyi tanrıdan beklemezse;

Kendi aklı ve fikriyle kafa yorarsa;

İşte o zaman tarihi deneyimin kanıtladığı gibi, kaybettiği irade özgürlüğüne ve onuruna kavuşabilir.

Bu mümkün!

Yeter ki, zihni esaretin aşağılayıcı ağır zincirlerinin yükünü taşıyamaz hale gelsin.

Yeter ki, özgürlüğünü kazanmak için bir karar versin, sağlam bir irade geliştirsin.

İşte o zaman onur ve özgürlük gibi insanı insanileştiren özellikler olmadan var olamayacağını anlayacaktır.

İtiraz ettiğinde bütün iktidar zorbalarının nasıl tel tel döküldüğünü; nasıl korkak olduğunu kendi öz deneyimiyle görecektir.

Asyatik/Ortadoğu toplumlarında halk o kadar biçildi ki zincirli hürriyetler adasının yitip gitmemesi için, tarihin "işte insan!" dediği bireyin, çoğu kez bir tek insanın özgürlük ateşini yakması yetiyor.

Özgürlük ateşi bir kez yakılmaya görsün, kısa zamanda zincirli hürriyetler adası halkı zincirleri kırmaya, ateşi harlamaya, ateşin etrafında özgürlük şarkılarını söylemeye koşacaktır.

 
Sözün özü:

Bakmayın siz "havanın kurşun gibi ağır" olduğuna.

Barış, eşitlik, özgürlük, adalet ateşi aslında hiç sönmedi.

Uzaklardan yüreklere çöken külleri savura savura gelen özgürlük şarkıcılarını bekliyor sadece…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU