İlkbahar, mevsimlerin pazartesisi gibidir. Yeni bir adım atmak ve taze başlangıçlar yapmak için bahardan daha ideal bir zamanlama düşünülemez. Ve olur da bu bahar yeni bir yetenekle tanışmak isterseniz, sizi bu mevsime çok yakışan, en çok da Çiçek Gibi parçasıyla tanınan çiçek gibi bir kadınla, Bade Nosa'yla tanıştırmak isterim. 

Bade'nin şarkılarını bir kere kulak verseniz onu neden tam da ilkbahara yakıştırdığımı hemen anlarsınız. Onun şarkılarını dinlerken kendinizi çimenleri boy atmış uçsuz bucaksız kırlarda ya da bakir sahillerde bulabilirsiniz. Ama ani yağmur geçişlerine hazırlıklı olun çünkü Bade'nin parçaları içinizi umutla doldururken bir anda sizi hüzünlere de garkedebilir. 

Bu dengeyi nasıl koruduğunu sorduğumda "Ben kendim tam olarak bu salınımda biriyim" diyor Bade:

Huzur ve hüzün ekseninde bir yolculuktayım. Galiba bu yüzden.

Bade Nosa aslında müzikte yeni biri sayılmaz. İlk teklisi Kendim Abla'dan bu yana 4 sene, ilk albümü Zemheri Bitti'yi yayımlamasının üstündense 6 ay geçti. O ise şimdiden yeni bir albüm daha yapmak istiyor.

"Müzikal olarak değişik sularda gezesim var"

"Günümüzde teklilerin anlam ve önemini kavrıyorum ama canım net olarak tekrar albüm yapmayı çekiyor" diyen Bade ekliyor: 

Hele de elimde yayımlanmamış bir sürü şarkı varken. Albüm yapmanın tadına varmak, uzunca bir hikayeyi albüm formatında yaratmanın ve yaşatmanın güzelliği ağzıma bir parmak bal çaldı müzikal anlamda diyeyim. Bunun dışında müzikal olarak hep değişik sularda bir şeyler deneyesim, gezesim de gezesim var.

Bade Nur Okçuoğlu Sarısayın, müzik dünyasındaki adıyla Bade Nosa, 12-13 yaşından beri şarkı yazıyor. Bade "Bir sürü yeni şarkım var, yapmaya da devam ediyorum" diyor. Kendi şarkılarının yanı sıra eşi ve müzikal yoldaşı Emre Can Sarısayın'la birlikte yaptıkları parçalar da dinleyiciyle buluşmayı bekliyor. Üstelik çiftin yeni projesi de yolda: 

Bunların yanında bir de Gülten Akın ve Behçet Necatigil şiir bestelerimiz var. Sırada bu şiir bestelerinden oluşan bir EP veya albüm var zaten: Gülten ve Behçet.

Bade, çok sevildiği bir ailede büyümüş. "Bu armağanımdı" diyor. "Ama bir sürü, ciddi diyebileceğim sıkıntımız da vardı, hepimizi ayrı ayrı yıpratan; bu da sınavım oldu" diye de ekliyor.

Bade Nosa, "2024 diğer yıllardan farklı olarak, manevi açıdan derin gidiyor benim nezdimde" diyor (Bade Nosa)

Müziğe ilgisini annesi keşfetmiş. "İki-üç yaşından itibaren uydura uydura şarkılar söyleyip dans eden bir kız" diye tanımlıyor kendini ve müzikal yolculuğuna nasıl başladığını anlatıyor:

5-6 yaşıma geldiğimde beni konservatuvar sınavına sokmasını, kazanabileceğimi söylemişler anneme. Bir sene evde bir müzik öğretmeniyle hazırlandıktan sonra sınava girip piyano bölümünde okumaya hak kazanmıştım. Ancak o yıl babamın işi nedeniyle Budapeşte'ye taşınmamız gerekince buradaki konservatuvarı dondurup, Budapeşte'deki konservatuarın sınavına girmiş ve orada kaldığımız süre boyunca orada okumaya devam etmiştim.

"Beste yaparken kendimi unutuyordum"

Budapeşte'deki müzik eğitimini "harika" diye tanımlayan Bade, daha sonra ailesiyle birlikte Türkiye'ye geri dönmüş ve 13 yaşına dek İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü'ne yarı zamanlı olarak devam etmiş.

Ama gitgide mutsuz olduğum ve enstrümanımdan soğuduğum bir süreç sonunda konservatuvarı bıraktım. Okuldaki gitar kursunda öğrendiğim basit akorlarla pop şarkıları çalıp söylemenin ve alkışlar toplamanın tadını keşfettim. Bu birkaç yıl içinde gitarda ilk şarkılarımı yapmaya başlamamla başka bir evreye geçti benim müzikal yolculuğum açısından... Hayatta en iyi ifade alanımı bulduğumu hissediyor, beste yaparken, eşe dosta çalıp söylerken kendimi unutuyordum.

Besteciliğin hep hayatında olduğunu anlatıyor Bade Nosa. Ama "piyanoya öyle küsmüşüm ki neredeyse 20 yıl tuşlara hiç dokunmadım" diye de ekliyor: 

Sonra Emre Can'ın da cesaretlendirmesiyle bu inadımı kırdım ve tekrar tuşların başına geçip yeni şarkılar yapmaya başladım.

Eşi Emre Can'ın hayatındaki yerinden, hem birbirlerine yoldaş olup hem de birlikte müzik yapmalarının ne kadar müthiş olduğundan bahsediyor.

Tarifsiz bir güzellik, eşsiz bir hediye. Hayallerimin çok ötesinde bir varlık, eş, insan, arkadaş, sevgili Emre Can. Hal böyleyken birlikte müzik yapmıyor olsak da farketmezdi ona olan sevgimde ve hayranlığımda en ufak zerre... Ancak bir de birlikte şarkılar yapa yapa, sevgimizden doğan bu tınıları bu aleme sala sala ilerlemek, çok müthiş. Çok müteşekkirim.

"Sırf derde kedere şarkı yazan biri olmak istemem"

Bade Nosa'nın şarkıları, huzurlu melodileri ve zaman zaman da kederli sözleri buluşturup harmanladığı için müziğini nelerin beslediğini merak ediyorum.

Bade Nosa, söz ve müziği kendisine ait olan 2021 çıkışlı Çiçek Gibi'yle ilgili "Biricik hayatlarımızı başkalarının bahçelerinde kurutmadan, kendi gönlümüzce yeşertmeyi ve çiçek gibi insanlarla dolu bir ömrü dileyen bir dua bu şarkı" diyor (Bade Nosa)

"Eskiden sadece yaşadığım zorluklar, çektiğim dertler beslerdi müziğimi ama artık öyle değil" diyor ve bundan son derece mutlu olduğunu vurguluyor.

Sırf dertle kederle dolup, derde kedere şarkı yazan biri olmak istemem. Artık bu devasa yolculuğun kendisi besliyor şarkılarımı. Kendi büyüyüşüm, törpülenişim, düşüp kalkışlarım veya seninki veya bir başkasınınki... Etkilendiğim ölçüde, herkesin hikayesine bi şarkı yazabilirim. Ya da bir filme, kitaba, oyuna, doğaya, karanlıklara ve aydınlıklara.

Sadece kendi hikayelerine değil ona dokunan her şeyin öyküsüne dikkat kesilen Bade Nosa'yı Google'a sorduğunuzda, karşınıza çıkan yorumlardan biri "bir salyangoz telaşsızlığında"... Onu epey iyi tanımladığını hissederek "Ne güzel bir yorum" diye düşünüyor, kendisinin fikrini soruyorum. Acaba hakkında yazılanları okuyor mu? Okuyorsa gördüklerinden ne kadar etkileniyor Bade?

"Hayat başkalarının düşüncelerinden etkilenerek geçmiyor"

"Hakkımda henüz çok bir şey yazılmıyor zaten ama yazılanlara denk geldiğimde okuyorum elbette" diyor. 

Eski Bade çok etkilenebilirdi ancak zamanla öğrendim ki başkalarının düşüncelerinden etkilenerek bu hayat geçmiyor ve anlamsız da zaten her düşünceye, fikre çok etkilenecek denli önem atfetmek.

"Bir salyangoz telaşsızlığında" ifadesine gelince... "Ben de çok sevdim o ifadeyi" diyor Bade. 

Salyangoz, Saly Angoz diye yazıyordum, bestelerimi düzenleyip çaldığımız ilk müzik grubumun adıydı. Salyangozların telaşsız ve iz bıraka bıraka ilerleyişleri beni büyüler. O sebeple Saly Angoz olmuştu sahne adım. O dönemlerden beri beni ve şarkılarımı bilen birisi bunu yazan. Pek sağolsun.

"Biraz inziva hayatı biraz keşmekeş, güzel bir denge"

Salyangozlar gibi müzikal yolculuğuna iz bıraka bıraka devam eden Bade Nosa, Bodrum'da yaşıyor ama martta İstanbul Asmalımescit'teki Blind'da konser verdi. "Birazcık inziva hayatı, birazcık keşmekeş, güzel bir denge" diyen Bade, "19 Mart akşamı Blind İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Zemheri Bitti albüm konseri yoğun duygulara bulandığımız, hiç unutamayacağım bir etkinlik oldu" diye açıklıyor: 

Albümü, yeni ve ilk kez bu konser için bir araya gelmiş orkestramızla albümden farklı bir sound yaratarak baştan sona çalmış olduk. Bunu hemen aynı ekiple, aynı performansı bir de Ankara'da yapacaktık ama yetersiz bilet satışı nedeniyle gerçekleşemedi konser ne yazık ki. Malum bu ara durumlar biraz zorlu ve acayip.

Bade Nosa, "müzik piyasasının hoyratlığı beni lime lime eder de tükürür diye içten içe korkuyor ve kendi müzisyenliğimi sabote ediyordum" diyor (Bade Nosa)

Gelecek haftayı işaret eden Bade, şöyle ekliyor:

Şimdi 16 Mayıs'ta İzmir'de daha küçük bir ekip olarak akustik bir performansımız olacak. Sonrasında da bazı festivallerde sahne alacağız gibi gözüküyor.

Bu aralar dinleyicileriyle buluşmak için elinden gelen her türlü olasılığı değerlendirdiğini söyleyen Bade, yakın gelecekteki planlarını açıklarken son derece açık yürekli davranıyor. 

Önümüzdeki zamanlarda da bazı mini konserler, festivaller, akustik performanslarla elbet bir yerlerde güzel gözler ve kalplerle buluşacağız diye umuyorum.

Ben, "Çiçek gibi insanlar kondur yanıma ömrüm" dediği şarkısındaki temennisinin gerçek olmasını umarken Bade de minnetle ekliyor:

Kalbini şarkılarımız vesilesiyle bize açan herkese sonsuz teşekkür ve sevgilerimle...