Bilim insanları yaklaşık 30 yıl önce keşfedilen Kanada buzuluna gömülü dinozor kalıntılarının daha önce hiç bilinmeyen bir türe ait olduğunu belirledi.
Kanat açıklığının 10 metreye vardığı düşünülen ve Cryodrakon boreas (Latince, kuzeyin donmuş ejderhası) ismi verilen yeni tür dünya tarihindeki en büyük, uçan hayvanlardan biriydi. Bu tür, yaklaşık 76 milyon yıl önce Kretase jeolojik döneminde yaşamını sürdürdü.
Türün tanımlanmasını sağlayan dinozorun iskelet parçaları 1992'de Kanada'nın Alberta eyaletinin güneyinde yer alan Eyalet Dinozor Parkı'nda keşfedildi fakat canlının kendine özgü olduğunu gösteren ve akademik bilim dergisi Journal of Vertebrate Paleontology'de yayımlanan son analizlere kadar Teruzor takımının farklı bir cinsi içinde yer aldığı düşünülüyordu.
Los Angeles İlçe Doğa Tarihi Müzesi'nin dinozor enstitüsünden araştırma görevlisi Michael Habib, "Bunlar tüm fosilleşmiş hayvanlar içinde en popüler ve karizmatik olanları" dedi.
Sayısız canavar filmine ilham kaynağı oldular ve dinozorlar çağında dünya çapındaki küresel ekosistemlerin önemli parçalarıydı, dolayısıyla o zamanın ekolojisini ve soylarının tükenişini kavramak için çok önemliler. Tıpkı bugünkü uçan hayvanlar gibi kendi zamanlarında yaşayan hayvanların büyük iklimsel değişikliklere nasıl tepki verdiğine dair önemli ipuçları taşıyor olabilirler.
Araştırmacılar, iskeletin keşfedildiği buz örtüsüyle kaplı coğrafyaya ithafen yeni türe "donmuş ejderha" ismini verdi fakat gerçekte bu tür, kertenkele, kaplumbağa ve küçük memelilerin yaşamını da destekleyen sıcak bir iklimde yaşıyordu.
National Geographic'in haberine göre, Profesör Habib ilkin Game of Thrones hayranı olduğu için bu dizide yer alan ve buzun içinde yeniden doğan "viserion" isimli ejderhaya gönderme yaparak türe Cryodrakon viserionin ismini vermeyi önerdiğini kabul etti.
Korkutucu ismine rağmen dinozor, yaralanmış kemiklerin ve velociraptor benzeri bir türün kalıntılara saplanmış dişi gibi hayatı boyunca pek çok savaş yarası almış.
Bilim insanları, kas şekilleri nedeniyle dinozorun yer avcısı olduğunu ve tehlikelerden kaçmak ya da avını kapmak için uçtuğunu düşünüyor.
Canlının boyu üç metreye, ağırlığı 250 kilograma kadar ulaşabiliyordu ve çiğnemesini sağlayacak herhangi bir organı bulunmadığı için muhtemelen bebek dinozorlar, kertenkeleler ve küçük memeliler gibi boğazından geçebilecek şeyleri yutuyordu.
Washington Post'a konuşan bir uzman, dinozora dair vücut boyunun 3,5 katı "devasa uçan katil bir kafa" veya "bir şeyleri yutan koca bir kafayı etrafta taşıyan bir çift kanat" hayal edin dedi.
Tek bir kuşa ait çok sayıda kemik bulunması paleontologların nadiren rastladığı bir durum. Canlının omurga, boyun ve bacak kemikleri ABD, Kanada ve Birleşik Krallık'ta incelendi.
Wahington Post'a konuşan uzman, “Bu tip Teruzor'lar çok nadirdir ve çoğu numunesi sadece tekil kemiklerden oluşur. Yeni türümüzünse kısmi bir iskeleti bulunuyor. Bu da bize bu büyük uçucuların anatomisi, nasıl uçtukları ve nasıl yaşadıkları hakkında bilgi veriyor" diye ekledi.
Bilim insanları onlarca yıldır bu kalıntıları hatalı şekilde ilk defa Teksas'ta keşfedilmiş Treuzor takımının Quetzalcoatlus cinsi altında sınıflandırıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu canlıların nasıl uçtuğunu anlamak için kemikleri ölçerek haritalandıran Profesör Habib, 4 yıl önce iskelet kalıntılarını gördüğünde iskeletin başka bir türe ait olduğundan şüphelenmeye başladı.
Habib, öncelikle bu türün bilinen en büyük Teruzor ailelerinden Azhdarchidae'ye ait olduğunu belirlemeyi başardı. Fakat asıl çığır açan keşif, canlının boyun omurlarını incelerken gerçekleşti.
Profesör Habib, hava keselerinin kemiklerin iç kısmına girdiği delikleri ifade eden pnömatofor isimli yapıların diziliminin başka hiçbir Azhdarchidae ailesi türüne benzemediğini keşfetti.
Habib, “Bu canlı bilinen en büyük Teruzor'a benziyor fakat yine de kemiklerin hafızasında topladığı temel özellikler canlının aslında yeni bir cinse ve türe ait olduğunu gösteriyor" dedi.
Teruzorların bu grubu tüm zamanların en geniş uçan hayvanlarını içeriyor. Anatomileri hayvan uçuşunun sınırlarına dair önemli ipuçları taşıyor ve belki bir gün biyolojiden ilham alınarak hazırlanan mekanik uçuş tasarımları için de önemli olabilir.
Araştırmacıların bundan sonraki hedefi "donmuş ejderhanın" nasıl hareket ettiğine dair daha iyi bir kavrayış geliştirmek için kaslarının kemiklere nasıl bağlandığını ortaya çıkarmak.
Profesör Habib, bu yeni türü tanımlamasını sağlayan bilimsel süreci devam ettirmek ve kemikleri daha ayrıntılı ölçerek türün nasıl uçtuğunu anlamak istiyor.
SWNS'den de yararlanılmıştır
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/science
Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız
© The Independent