Ekrem İmamoğlu, “Niyetler iyi değilse hükümet ile belediyelerin aynı partiden olmasının hiçbir faydası yok. Sadece vatandaşın zararını büyütürler" dedi.
İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Bu iş bizim hayati meselemiz. Sözde yapılan kentsel dönüşüm gerçekten riskli ve öncelikli alanlara değil, birileri için bol kazançlı alanlara odaklanan dönüşümdü. Ve İstanbul böyle bir süreçle neredeyse 20 yıl aldatıldı. Sözde kentsel dönüşümün ne olduğunu anlamak için İstanbul’un haritasına bakmak yeterli. İnanın incelik baktık ve bakanlık tarafından ilan edilen İstanbul’daki kentsel dönüşüm alanlar ile taşıdığı risk bakımından öncelikli alanları karşılaştırdık. Bakanlık diyor ki burası dönüşecek ama burası riskli alan değil. Yani rezerv alanı ilan edilen alan riskli değil. Maalesef kentsel dönüşüm alanı ilan edilen 69 alandan sadece 2 tanesi gerçekten öncelikli risk taşıyan alan. Yani bakanlık Allah korusun bir depremde büyük hasar ve can kaybı yaşanabilecek alanları bıraktı daha az riskli ama daha çok rantlı alanları kentsel dönüşüme açtı. Bu zihniyet kentsel dönüşümü inanın yapamaz. onlar için kentsel dönüşüm sadece rant üretmekten ve bir avuç insan dağıtmaktan ibarettir nokta. Başka bir dertleri yok.
Tek dertleri İstanbul’a ihanet olarak tarif edilen işlerin bir avuç insanı mutlu etmek zengin etmek. Kentsel dönüşüm adı altında da bu ihaneti bir kalıba sokmak. Bu ihanetin sorumlularından biri de ilgili bakanlıktır. İşte o dönemin bütününe hakim olan kişi de bugün İstanbul’a aday olarak gönderilmiştir. Aslında İstanbul’a dönük bundan sonraki süreçte atılmak istenen adımların gerçek niyetini açıkça ortaya koyuyor İstanbul’a o adayın gönderilmiş olması.
"Kentsel dönüşüm diye yutturdular"
Bunlar ihanete doymamış haksız kazanca ranta doymamış ve aynı şeye devam etmek istiyorlar. Kentsel dönüşüm diye İstanbul’u lüks konutlarla dolduranlardan bakın Bakırköy, Ataköy, Zeytinburnu sahillerine bakın. Buraları kentsel dönüşüm vitrini diye İstanbul’a yutturdular.
Bir örnek vereyim; Onların yönettiği Kiptaş 24 yılda kaç yapıya çözüm buldu biliyor musunuz? Yalnızca bin 632 yapı. Bizim yönettiğimiz Kiptaş ise onlar 25 yılda bunu yapabildiler biz ise 4.5 yılda iki bin 93 bağımsız birime çözüm ürettik. Yani biz onların 25 yılda yaptığından daha fazla işi bu 5 yılda yaptık. Üstelik onlar bu yönetimlerin diyorlardı ya hükümet de onlarındı büyükşehir belediyesi de onlarındı Kiptaş da onlarındı. Hükümet belediye iş birliği içinde çalıştılar. Biz ise bakın bu kadar iş yapıyoruz tek bir kamu bankasından bir kuruş bile destek görmeden bunu başarıyoruz. Allah’a şükür onlardan daha çok iş ürettik. Çünkü niyetler iyi değilse hükümet ve belediyenin aynı partiden olmasının hiçbir faydası yok. Sadece vatandaşın zararını büyütürler. İstanbul bu gerçeği yıllarca yaşadı.
Dar gelirlilere vaatler
Dar gelirli emeklilerimizin, inşaat maliyetinin yüzde 65’ini biz karşılayacağız. Riskli bina ilan edilen yapılara bakanlığın verdiği 5 bin 500 lira kira yardımı var. 5 bin 500 liraya kiralık oda bulamıyorsun İstanbul’da öyle değil mi? Ekonomiyi perişan ettiler. Biz bu eksikliği gördük. Bunun üzerine 7 bin lira ekstra kira desteği vereceğiz. Başka bir şey daha yapıyoruz. Hem ev sahiplerine hem de kiracılara destek vereceğiz. Önümüzdeki 5 yıl için, 22 bin konut biriminin yeri, projesi, her şeyi hazır.
Bütün bu söylediklerim ince ince hesaplanmış ölçülüp biçilmiş gerçekçi vaatlerdir. Bizim iş ahlakımızı ve sorumluluk duygumuzu en iyi benim Beylikdüzü’ndeki komşularım bilir. Söz verdik mi yaparız biz. Bunu 2014’ten yana bilirsiniz.
Programının sonraki bölümünde Beylikdüzü Yaşam Vadisi'nde yurttaşlar ile buluşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un ilk yaşam vadisinin Beylikdüzü'nde yapıldığına dikkat çekti. İmamoğlu, "Halka ait olanı halka vermeye devam edeceğiz" dedi. İmamoğlu şunları söyledi:
İstanbul dere yataklarını imara açan yeşil alanlarını ranta dönüştürmek için fırsat kollayan bir anlayıştan çok çekti. 2017 yılında burayı açarken hep bi,rlikte aslında bu gidişe dur dediğimiz tarihti. 19 Mayıs 2017. Bu tarihi unutmayın. zihniyet devriminin başladığı tarihtir. İstanbul’un dere yatakları ormanları vadileri İstanbullulara aittir artık. Hepsini geri alacak başkansının olmadı olmayacak. Biz dedik ki İstanbul’un malıyla kimseye peşkeş çekilemez. Bu mal İstanbul’un her alanı bu şehrin insanına aittir. Halka ait olanı halka vermenin en doğru en güzel örneği yaşam vadisi olmuştur. Onun için benim hayatımın en değerli somut kavramlarından birisidir. Aktif ve kaliteli yeşil alan kavramının ete kemiğe büründüğü isimdir yaşam vadisi.
Burayı ve İstanbul’un 21 noktasını daha yenilerini o rantçıların elinden kurtardık. Asıl sahibine yani size vatandaşa teslim ettik. Etmeye devam edeceğiz.
Sizden aldığımız güçle İstanbul’un dört bir yanına bu vadileri yaptık ve yapmaya devam ediyorum. İstanbul’un her yerini yaşam vadileri ve kent ormanlarıyla misli misli büyüttük büyüteceğiz. Başka bir dönem yaşıyoruz. Biz kötü zihniyeti 2019’da o devri kapattık. Şimdi 31 Mart’ta tarihe gömeceğiz, tarihe gömeceğiz. Bizim yaptığımızı onlar yapamazdı yapmadı zaten. Onlar israfçı onlar rantçı, biz ise icraatçıyız, biz halkçıyız. Onlar kendileri bile itiraf ettiler. Onlar ihanetçiyiz demediler mi? Onların ruhunda ihanet bizim ruhumuzda merhamet var merhamet. Bu şehrin israfçılara ve rantçılara kaybedecek bir saniyesi bile yok.
Bu şehrin bir daha ihanete uğramasına zaten bu şehrin insanları güzel insanları sizler asla izin vermeyeceksiniz. 31 Mart’ta onları böyle uğurlayacaksınız. İşte 2017 yılında hep birlikte açtığımız o vadiyle birlikte yaptığımız tercih bilinçli tercihti. Çünkü 19 Mayıs bizim için farklı bir tarihtir. 19 Mayıs bir milletin kaderini kendi elleriyle belirleme iradesinin simgesindir. 19 Mayıs deyince hepimizin içi kıpır kıpır olmaz mı? Özgürlük ve cumhuriyet yolunda Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milletçe attığımız o ilk adımın o güçlü adımın tarihi aklımıza gelmez mi. İşte o gündür o gün. Beylikdüzü Yaşam Vadisi o iradeye sahip çıkma ve yaşatma hedefiyle açılmıştır. Sizler o ruhla o inançla yine inşalarımızın belki de var olması adına ayakta kalması adına direnci adına en çok değer verdiği demokrasi ruhuna ihanet edildiği akşam yine hep birlikte buradaydık öyle değil mi?
Independent Türkçe